16.04.2014 Views

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bağlılık Kuralı<br />

riklik arasındaki ayrımı objektif görüşe göre yapmaktaydı 20 . Nitekim Fransız<br />

Ceza Kanunu’nda açık hüküm bulunmamakla beraber, doktrinin söz kanundaki<br />

düzenlemeden sınırlı bağlılık prensibini geliştirdiği ifade edilmektedir 21 .<br />

Uygulama ise geniş ölçüde sübjektif görüş doğrultusunda karar vermekle beraber<br />

22 , objektif görüşü uyguladığı kararları da bulunmaktaydı 23 .<br />

1975 yılına kadar yürürlükte kalan 1871 tarihli Almanya İmparatorluk<br />

Ceza Kanunu da faillik-şeriklik ayrımı kullanmaktaydı. Söz konusu Kanunda<br />

1943 yılında yapılan değişikliğe kadar katı bağlılık kuralının esasları geçerli<br />

olmuştur. Bu değişiklikten sonra sınırlı bağlılık kuralarının esasları uygulanmaya<br />

başlanmıştır 24 .<br />

İngiliz <strong>Hukuk</strong>unda da faillik-şeriklik ayrımı yapılmış ve bu ayrımda objektif<br />

görüş esas alınmıştır. Bunun doğal sonucu olarak da İngiliz <strong>Hukuk</strong>unda<br />

bağlılık kuralı geçerli olmuştur 25 .<br />

1889 tarihli İtalyan Ceza Kanunu faillik-şeriklik ayrımına (asli-fer’i iştirak)<br />

yer vermekle beraber, bu Kanunu yürürlükten kaldıran ve 1930 yılında<br />

yürürlüğe giren İtalyan Ceza Kanunu tek tip fail sistemini kabul ederek faillik<br />

şeriklik ayrımına kanunda yer vermemiştir. Monist bir anlayışın ürünü olduğu<br />

belirtilerek söz konusu kanunun ortakların cezai sorumluluğunu, neticenin<br />

oluşumunda hukuki nedenselliğin tekliği ilkesine bağladığı ifade edilmektedir<br />

26 . 1930 tarihli İtalyan Ceza Kanunu, 1889 tarihli Zanardelli Kanununun<br />

iştirakle ilgili hükümlerinin kişi özgürlük ve güvenliğini korumak için yapıldığını,<br />

ancak bu düzenlemelerin hayatın gerçeklerine uymadığını, iştirakin bir<br />

bütün olduğunu, suça katılanlar arsında ayrım yapılamayacağını, dolayısıyla<br />

faillerin sorumluluğunun ilke olarak eşit olması gerektiğini kabul etmiştir. Ancak<br />

tüm faillerin hareketlerinin değerinin fiilen eşit olmasının mümkün olmaması<br />

nedeniyle faillerin suçtaki rollerine göre cezanın tespitinde hakime tak-<br />

20<br />

Jescheck, s. 599.<br />

21<br />

Bkz.:Özgenç, Suça İştirakin, s. 38, dip not 88.<br />

22<br />

Ancak sert eleştiriler bulunuyordu: Jescheck, s.599.<br />

23<br />

Nitekim Fransız mahkemeleri tarafından sınırlı bağlılık kuralının tatbik edildiği ifade edilmektedir:<br />

Kunter, Nurullah, “Suçortaklığında Sorum ve Ceza”, İÜHFM, 1947, C. XIII, S.1-<br />

4, s. 75.<br />

24<br />

Jescheck, s. 593.<br />

25<br />

Jescheck, s.599.<br />

26<br />

Yalçın Sancar, Türkan, Çok Failli Suçlar, Ankara 1998, s. 45<br />

<strong>Gazi</strong> Üniversitesi <strong>Hukuk</strong> Fakültesi <strong>Dergisi</strong> C. XIV, Y. 2010, Sa. 1 173

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!