16.04.2014 Views

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bağlılık Kuralı<br />

tilen sıfata sahip diğer bir kişiyi özgü suçu işlemeye azmettirirse azmettiren<br />

kişi özgü suçtan azmettiren olarak sorumlu olacaktır. Görüldüğü gibi suça azmettiren<br />

kişi kanunun aradığı sıfata sahip bir kişi olduğunda bu niteliğe sahip<br />

olmayan kişi ile aynı cezayı almaktadır. Aynı durum özel faillik sıfatına sahip<br />

olmayan kişinin araç olarak kullanıldığı durum için de geçerlidir(hukuka<br />

uygunluk sebeplerinde hataya ilişkin kabul ettiğimiz görüş açısından). Örneğin<br />

Almanya’da failin cezalandırılabilmesinin nedenini teşkil eden özel kişisel<br />

vasıflara sahip olmayan azmettiren veya yardım edenin cezası indiriliyor.<br />

Özgülüğe sahip olanlar ise indirilmemiş cezayla azmettirmeden veya yardım<br />

etmeden dolayı sorumlu tutulmaktadır. Ancak bunun için failin cezalandırılabilmesinin<br />

nedenini teşkil eden şeyin özel kişisel vasıf olması gerekmektedir<br />

(m. 28/1). Bu özel kişisel vasıfların içine suç tipinde failin şahsıyla ilgili olan<br />

belirlemeler girmektedir. Asker olmak, kamu görevlisi olmak gibi vasıflar bu<br />

nitelikte kabul edilmektedir. Garantörlük ise herkesle ilgili olduğu, failin şahsıyla<br />

ilgili olmadığı için bu kapsamda değerlendirilmemektedir 153 .<br />

Kanunumuzdaki düzenlemenin şerikliğin bağlılığını katı olarak koruduğunu<br />

söylemek mümkünse de, getirilen hükümlerle beklenen amacın sağlandığını<br />

ifade etmek mümkün değildir. Dolaysıyla bağlılık kuralının yukarıda<br />

belirtilen şekillerde uygulanmasının doğru olmadığını belirtmek istiyoruz.<br />

Aynı şekilde bazı yazarlar tarafından belirtildiği gibi nitelikli unsurların şahsa<br />

ve fiile bağlı nedenler diye ikiye ayrılması ve her birine farklı esasların uygulanması,<br />

kanunumuzda böyle bir ayrım yapılmadığı için sistemimize uygun<br />

değildir. Nitelikli unsurların tüm ortaklara uygulanacağını, yani failde bulunan<br />

nitelikli unsurun şeriklere şeriklerde bulunan nitelikli hallerin fail ya da<br />

faillere bilmek şartıyla sirayet edeceğini belirtmek hem bağlılık kuralının esasına<br />

aykırı hem de sorunu çözememektedir. Zira bağlılık kuralı şeriklerin sorumluluğunun<br />

kaynağını göstermekte, failin sorumluluğunu tespit etmemektedir.<br />

Dolayısıyla şeriklerde bulunan nitelikli unsurların faile uygulanacağını<br />

belirtmek bağlılık kuralının esasıyla uygun değildir. Keza bu görüş yukarıda<br />

belirtilenlerden bazıları gibi haksız sonuçlara da yol açmaktadır. Özgülüğün<br />

söz konusu olduğu durumlarda, örneğin resmi belgede sahteciliği kendisi<br />

gerçekleştirdiğinde daha az ceza almakta, bir kamu görevlisini azmettirdiğinde<br />

daha fazla ceza almaktadır. Veya birinin babasını kendisi öldürdüğünde<br />

81.maddeden ceza almakta, başka biriyle iştirak halinde(örneğin azmetti-<br />

153<br />

Gropp, s. 383. Garantörlük açısından sorunun tartışmalı olduğunu da belirtmek istiyoruz.<br />

Bkz.: Tröndle-Fischer, § 28, kn. 6.<br />

<strong>Gazi</strong> Üniversitesi <strong>Hukuk</strong> Fakültesi <strong>Dergisi</strong> C. XIV, Y. 2010, Sa. 1 211

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!