25.04.2017 Views

J.R.R. Tolkien - Kralın Dönüşü

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

DENETHOR'U YAKMAK İÇİN ÇATILAN ODUNLAR<br />

söndü ve ağlamaya başladı; şöyle dedi: "Oğlumu benden ayırmayın!<br />

Bana sesleniyor."<br />

"Sesleniyor," dedi Gandalf, "fakat sen henüz onun yanına<br />

varamazsın. Çünkü ölümün eşiğindeyken onun şifa araması gerek,<br />

bulamasa da. Senin görevine gelince, senin Şehir'inin savaşına<br />

çıkman lazım, orada ölüm seni bekliyor olabilir. Bunun böyle<br />

olduğunu sen de gönülden biliyorsun."<br />

"Bir daha uyanmayacak," dedi Denethor. "Savaş boşuna. Neden<br />

daha fazla yaşamayı isteyelim? Neden ölüme yan yana gitmeyelim?"<br />

"Hüküm sana verilmemiş Gondor'un Vekilharcı, kendi ölümünün<br />

saatini tesbit etmen için," diye cevap verdi Gandalf. "Ve sadece<br />

Karanlık Güç'ün etkisi altındaki kâfir krallar böyle yaparlar, kibir<br />

ve yeisle kendilerini yok edip kendi ölümlerini kolaylaştırmak için<br />

akrabalarını öldürürler." Sonra kapıdan geçerek Faramir'i bu<br />

ölümcül evden çıkardı; Faramir'i buraya taşımış olan ve o anda<br />

sundurmada duran sedyeye yatırdı. Denethor onu izleyip, yüzünde<br />

oğluna duyduğu hasret, titreyerek durdu. Ve bir an için herkes<br />

elem içindeki Hükümdarı sessiz ve hareketsiz seyrederken o<br />

duraksadı.<br />

"Haydi!" dedi Gandalf. "Bize ihtiyaçları var. Senin yapabileceğin<br />

çok şey vardâlıa."<br />

Sonra aniden güldü Denethor. Yeniden uzun boyuyla mağrur bir<br />

biçimde dikildi ve çarçabuk geriye, masanın yanına sıçrayarak,<br />

başının altına yastık etmiş olduğu şeyi aldı. Sonra kapıya gelerek<br />

örtüyü çekti ve o da ne! Elleri arasında bir palanrir tutuyordu. Bunu<br />

yukan kaldırdıkça, seyredenlere kürenin içi içten gelen bir alevle<br />

parlıyor gibi geldi, öyle ki Hükümdar'ın ince yüzü sanki kızıl bir<br />

ateşle aydınlatılıyordu; siyah gölgelerle kesin hatlara sahip yüzü<br />

sert bir taştan kesilmiş gibi soylu, mağrur ve korkunç duruyordu.<br />

Gözleri parladı.<br />

"Kibir ve yeis!" diye haykırdı. "Ak Kule'nin gözlerinin kör<br />

olduğunu mu zannetmiştin? Hayır, senin bildiğinden daha çoğunu<br />

gördüm Gri Ahmak. Çünkü senin umudun cahillikten başka bir şey<br />

157

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!