ortak_miras_final

teydi (Ülken, 193). Mitolojik doğumlarda bu durum gökten
inen altın ışık olarak ifade ediliyordu (H. G. Erdoğan,
189).
Çin kaynaklarında da bu konuyla ilgili epeyce kozmogonik
bilgi bulunmaktadır. Mesela, Hunlara ait anlatmaların
birinde Altın Han adında bir kağanın çok güzel bir
kızı vardır. Kız gülerek baksa kuru ağaçlar yeşerir, çorak
topraklara baksa çimenler biter. Bu kız pencereyi açınca
içeriye giren altın ışıkla hamile kalır (Gökalp, Medeniyet
Tarihi, 93; İnan, I, 226).
Aynı konuda bir başka olayda Cengiz Han’ın atası Bodonçar’la
ilgili olarak kaydedilmiştir. Bodonçar’ın annesi;
Alan-ho’a hatun kocası öldükten bir süre sonra üç erkek
çocuk doğurur. Diğer oğulları Belgunatai ve Bugunotai
annelerinin gayr-ı meşru bir ilişkisi olduğundan şüphelenirler.
Bunun üzerine Alan-ho’a oğullarına durumu şöyle
açıklar:
“Her gece sarışın bir adam çadırın bacasından (tündükten)
sızan ışıkla girerek karnımı okşuyor ve onun nuru vücuduma
geçiyordu. Biraz sonra güneşin nurları üzerimden
sarı bir köpek gibi sürünerek çıkıyordu (Erdoğan, 190).
Oğuz Kağan’ın da doğumu buna benzer şekilde olmaktadır.
“Yine günlerden bir gün Ay Kağan’ın gözü parladı.
Doğum ağrıları başladı ve bir erkek çocuk doğurdu.”
Oğuz’un annesinin gözleri de kutsal bir ışığın parlaklığında
kamaşmış ve bu ışıktan hamile kalmıştı.
Işıktan doğan çocuklar üstün nitelikli, alp ve önemli şahsiyetler
olmaktadır. Üstün şahsiyet olarak doğan çocukların
bir işaretle doğduklarına inanılmaktadır. Mesela Cengiz
Han doğduğu zaman, sağ avucunda aşık kemiği, elinde bir
kan pıhtısı tutmaktadır.
Manas Destanı’nda Manas’ın sağ avucunda bir koyun
ciğeri büyüklüğünde kan pıhtısı bulunmaktadır (Roux,
Türklerin ve Moğolların Eski Dini, S. 9).
Destanlarda anlatıldığına göre çocuğu olmamak aile için
önemli bir kusur kabul edilmekte, toplum tarafından
ayıplanmakta ve aşağılanmaktadır. Dede Korkut Kitabı’nda
çocuğu olmayan için “Tanrı kargımıştır, biz dahi
kargarız.” diyerek Bayındır Han, çocuğu olmayanları kara
çadıra oturtmaktadır.
Çocuk sahibi olmayan han ve beyler hayır duası almak
için kurbanlar kestirmekte, ziyafetler vermektedir. Bu ziyafetlerle
birlikte toplumsal denge için “aç olanın karnı
doyurulmakta, borçlunun borcu ödenmekte ve fakirlere
mal verilmekte”dir. Böylece beylerin ve ağzı dualıların hayır
duaları alınmaktadır. Zira “Ol zamanda beğlerin alkışı
scending from the sky (H. G. Erdoğan, 189).
There is considerable cosmogonic information about this subject in
Chinese sources as well. For example, within one of the narrations
of the Huns, a Khan, named Golden Khan has a very beautiful
daughter. When the girl laughs, the dry trees will bloom, and if she
looks at the barren lands, the grass will grow. When this girl opens
the window, she becomes pregnant with the golden light coming in.
(Gökalp, Medeniyet Tarihi, 93; İnan, I, 226)
Another incident on the same topic had been written down with
regard to Genghis Khan's predecessor Bodonçar. According to legend,
Bodonçar's mother, Alan-ho'a gives birth to three boys after a
time when her husband is dead. Other sons, Belgunatai and Bugunotai
suspect that their mothers are an illegitimate relationship.
Then Alan-ho'a explains the situation to his sons as follows:
Every night a blonde man entered into the tent by the light leaking
from the tent's paddle and fondled my abdomen and his heavenly
light passed through my body. A little later, the heavenly light
of the sun raised over my body by crawling like a yellow dog. (Erdoğan,
190).
Also the birth of Oghuz Kagan happens similar to this. “Another
day Ay Kagan's eyes shone again. Birth pain began and gave birth
to a boy. In one day Ay Kagan's eyes flashed again. Birth pain began
and she gave birth to a boy.” The eyes of Oghuz's mother were
also dazzled by the brightness of a holy light and she got pregnant
with this light.
Children born of light were of superior quality, hero and important
personalities. That children born with superior personalities
were believed to be born with a bodymark. For example, when
Genghis Khan was born, he was holding a talus in his right hand,
and also a blood clot in his hand.
In accordance with the Manas epic, Manas has a blood clot in
a sheep liver-sized in his the right hand. (Roux, “Türklerin ve
Moğolların Eski Dini”, pp. 9)
According to the epics, nulliparity is considered to be an important
flaw for the family and is being condemned and humiliated
by the society. In the Book of Dede Qorqut, Bayındır Khan says for
the childlesses that "God had damned, we even damn" and settled
them to black tents.
The childless Khans and the mirzas (gents) sacrificed and gave a
feast for benediction. Together with these feasts, for the social equilibrium,
"the hungry people are satieted, the debtor is paid and
the poors are given goods ". Thus,.they’ll have received benediction
from individuals and beadsmen. Then “Ol zamanda beğlerin
alkışı alkış, kargışı kargış idi. Duaları müstecap olundu” (Tezcan-Boeschoten
S. 36-37). Similar situations emerge in our folk
tales. Childless people who are financially and spiritually powerful
Children to Related
269
Çocukla İlgili İnançlar