Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Common Heritage<br />
556<br />
Ortak Miras<br />
zaviyelerde yolculara çorba verilişinin anlatıldığı bölümler<br />
vardır. Konukseverliğin köylere yansıması ise “köy odaları”<br />
veya “köy konakları” kurumuyla olmuştur. Camilerde<br />
veya köyün herhangi bir yerinde inşa edilen köy odaları,<br />
her gün bir aile tarafından yemek çıkarılan ve yolcuların,<br />
konukların serbestçe ve rahatça kalmasını sağlayacak bir<br />
ortam oluşturmuştur. Günümüzde köylü veya kentli olsun<br />
evlerde en titiz biçimde korunan, temiz yatak ve çarşafları<br />
hazır bulundurulan, en nezih yemek takımlarıyla düzenli<br />
ve “gizlence” tutulan odalar da “misafir odaları”dır. Evlerin<br />
kadınları bu hususta biraz gösteriş kısmına ağırlık vermiş<br />
olsalar da geleneksel hassasiyetleriyle odaları her an konuk<br />
gelecek biçimde hazır tutmaktadırlar.<br />
Konukseverlik, Türk kültürünün en eski ve yaygın normlarından<br />
biridir. Ne var ki konukseverliğin edilgen yapısı<br />
ve konuğa karşı aşırı ilgi boyutu, bir ucu yabancı hayranlığına<br />
kadar uzanan ve hatta yabancılaşmalara yol açan<br />
bir özellik de taşımaktadır. Bu durumun, bir yandan tarih<br />
boyunca Türklerin her kültürle uyumlu yaşayabilme yeteneklerini<br />
geliştirmek gibi olumlu bir yönü varken diğer<br />
taraftan özellikle aydın bazında yabancılaşmaların önünü<br />
açtığı gerçeği de unutulmamalıdır. Ev sahibi ile düşmanlık<br />
sözlerinin Batı dillerinde karşılığı olan “host” ve “hostility”<br />
kelimeleri arasındaki etimolojik ilişki, konuğu “öteki”<br />
olarak tanımlayan konukseverlik fikriyle uyuşmaktadır.<br />
Bu ötekilik, ev sahibini tehdit eden bir düşmanın ötekiliği<br />
de olabilir. Ev sahibi ile konuk arasındaki bu durum,<br />
Kant tarafından konukseverliğin sömürgecilik tarafından<br />
kötüye kullanımı olarak da yorumlanmıştır. Çünkü sömürgeciler,<br />
yabancı bir ülkede konukluk haklarının ötesine<br />
geçebilmekte, egemenlik dayatabilmektedirler. Batı’da<br />
Immanuel Kant, Emmanuel Levinas ve Jacques Derrida<br />
gibi felsefecilerin “konukseverlik” kavramını etik olarak<br />
güncel yorumlamalara ve değerlendirmelere tabi tuttuğu,<br />
özellikle son dönem felsefecilerinden Derrida’nın konukseverliği<br />
bütün düşünce boyutlarıyla ve bilhassa da güncel<br />
siyasi bağlamda “göçmenlere ve mültecilere davranma biçimi”<br />
olarak değerlendirdiğini söyleyebiliriz. Türk düşünce<br />
ve sanat dünyasında ise, kültürümüzün temel değerlerini<br />
felsefi açıdan değerlendirme ve yorumlamada önemli<br />
eksikliklerimiz olduğunu kabul etmekle birlikte güncel<br />
sorunlara karşı çözüm üretmede bu geleneksel değerlerden<br />
üstünkörü de olsa faydalanmaların gerçekleştiğini de<br />
belirtmeliyiz.<br />
KAYNAKÇA<br />
• K. Berkeliyev (1983). Türkmen Nakılları ve Atalar Sözi, Aşgabat: Ilım.<br />
• Mırat Çarıyev (2005). Türkmen Halk Nakılları, Aşgabat: Miras.<br />
• Özkul Çobanoğlu (2004). Türk Dünyası Ortak Atasözleri Sözlüğü, Ankara:<br />
AKM Yayınları.<br />
• İsmail Hami Danişmend (1982). Garb Menba’larına Göre Eski Türk Seciyye<br />
ve Ahlâkı, İstanbul: İstanbul Kitabevi Yayınları, (3. Bs.).<br />
on the camps or anywhere in the village, provide an environment<br />
where food is prepared by a family every day and that the guests can<br />
stay freely and comfortably. Today, no matter they are in the village<br />
or the urban, the most of people have “guest rooms” with clean<br />
bedding and linens as well as readily available and these have the<br />
most elegant dining sets and are regularly kept rooms. Even though<br />
the women of the houses have emphasized a little bit of show off on<br />
this subject, they keep the rooms ready to come at any time with<br />
their traditional sensitivity.<br />
Hospitality is one of the oldest and widespread norms of Turkish<br />
culture. However, the passive nature of hospitality and the overwhelming<br />
interest to the guest in the country also carry a trait<br />
that extends to some kind of foreign admiration and even leads<br />
to alienation. It should not be forgotten that this situation has a<br />
positive aspect to improve the ability of the Turks to live in harmony<br />
with all cultures throughout history, while the other side, it<br />
makes them alienate especially on the basis of the intelligentsia. The<br />
etymological relationship between the host and hostility words in<br />
the Western languages matches the idea of hospitality, which defines<br />
the guest as “the other”. This otherness may also be an enemy<br />
threatening the landlord. This situation between the host and the<br />
guest has also been interpreted by Kant as the abuse of the hospitality<br />
by colonialism. Because colonialists can go beyond their right<br />
in the foreign country where they are hosted, they can impose sovereignty.<br />
We can say that hospitality has been subjected ethically to<br />
contemporary interpretations and evaluations by philosophers such<br />
as Immanuel Kant, Emmanuel Levinas and Jacques Derrida in<br />
the West and especially of late-period philosopher Derrida’s hospitality<br />
is evaluated as ‘’the way of behaviour to the immigrants and<br />
refugees’’ in all forms of thinking and especially in their current<br />
political context. In the world of Turkish thought and art, while acknowledging<br />
that we have important deficiencies in philosophical<br />
evaluation and interpretation of the basic values of our culture, we<br />
should also emphasize that we benefit from these traditional values<br />
in the terms of not producing solutions to current problems even if<br />
it is cursory.<br />
REFERENCES<br />
• K. Berkeliyev (1983). Türkmen Nakılları ve Atalar Sözi, Aşgabat: Ilım.<br />
• Mırat Çarıyev (2005). Türkmen Halk Nakılları, Aşgabat: Miras.<br />
• Özkul Çobanoğlu (2004). Türk Dünyası Ortak Atasözleri Sözlüğü, Ankara:<br />
AKM Yayınları.<br />
• İsmail Hami Danişmend (1982). Garb Menba’larına Göre Eski Türk Seciyye<br />
ve Ahlâkı, İstanbul: İstanbul Kitabevi Yayınları, (3. Bs.).<br />
• Cihangir Doğan (2007). “Kazak Türklerinde Konukseverlik ve Konuk<br />
Ağırlama”, Sosyoloji Konferansları Dergisi, (36), 28-44.<br />
• Ali Duymaz (1999). Dede Korkut Kitabı’nda Hüner ve Erdem Kavramları<br />
Üzerine, IV. Türk Dünyası Yazarlar Kurultayı 5-6 Kasım 1998 Bildiriler,<br />
Ankara: İLESAM Yayınları.<br />
• Kudret Emiroğlu (2001). Gündelik Hayatımızın Tarihi, Ankara: Dost Kitabevi<br />
Yayınları.<br />
• Muharrem Ergin (1989). Dede Korkut Kitabı I Giriş-Metin-Faksimile, Ankara:<br />
Türk Dil Kurumu Yayınları, (2. Bs.).<br />
• Suraiya Faroqhi (2005). Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam Ortaçağdan<br />
Yirminci Yüzyıla, Çeviri: Elif Kılıç, İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, (5. Bs.).<br />
• Baymuhammet Atalıyeviç Garrıyev (1959). Magtımgulı, Aşgabat: