16.07.2015 Views

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

olduğundan), (en büyük afv edici olduğundan) bahs edilmekdedir.Bunları okudukça, insanın Allahü teâlâya nasıl çekildiğini,Onun karşısında nasıl eridiğini ve Onun lutfüna nasıl sığındığınısize ta’rîf edemem. Kur’ân-ı kerîmde, Allahü teâlâ Hadîd sûresininonyedinci âyetinde meâlen, (Biliniz ki, Allahü teâlâ yer yüzünü[kuraklıkla] öldürdükden sonra [yağmurla] diriltir. [Ölü kalbleride zikr ve tilâvetle diriltir.] Akl edersiniz diye bunları açık delillerile size beyân etdik) buyurmuşdur. Nâs sûresinde de, meâlen,([Ey Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”!] Söyle ki, ben insanlardanve cinden, insanın gönlüne vesvese veren şeytânın şerrinden,insanlara muhtâc oldukları şeyleri gönderen ve onları korkuluşeylerden koruyan ve ibâdet olunmağa hakkı <strong>olan</strong> mâlikimesığınırım) buyurmuşdur.Bu yüce sözleri okuyunca, insan nasıl olur da, bu büyük hâlıkainanmaz ve Ona sığınmaz? Bütün bunlar, insanın hayâtda kaldığımüddetce, üzerinde onu koruyan çok merhametli bir hâlıkın bulunduğunuhis ederek, râhata kavuşması ve doğru yolu tutmasıiçin kâfî gelmez mi?İslâm, en doğru bir din olduğunu ve kendisinden evvel gelendinlerin bütün doğru kısmlarını kendisinde topladığını açıkça bildirir.İslâmiyyetin en büyük kitâbı <strong>olan</strong> Kur’ân-ı kerîmde yazılıbütün husûsların, sâde, açık ve herkes tarafından anlaşılır mantıkîesâslar olduğunu söyler. Bunlar çok doğrudur. Hakîkaten, eğerAllahü teâlâ ile kul arasında âhenkli bir münâsebet te’sîs etmek,cismânî [bedenle ilgili] ve rûhânî husûsları âhenkli tarzda birbiriile birleşdirmek, dünyâda ve âhiretde huzûr içinde kalmak istiyorsak,muhakkak islâm dînini kabûl etmemiz <strong>lâzım</strong>dır. Ancak İslâmiyyetsâyesinde rûhen ve bedenen tekâmül ederiz.Hıristiyanlık ancak rûhiyyat, vicdan ile meşgûl olur ve her birhıristiyanın üzerine onun taşıyamıyacağı kadar ağır ma’nevî, vicdânîyükler koyar. Hıristiyanlık, insanı bir günâhkâr olarak kabûleder ve ondan, onun anlıyamıyacağı ve hiç bir mantığa sığmıyankeffâretler ister. Hâlbuki islâm dîni, yalnız sevgi üzerine kurulmuşdur.Hıristiyanlıkda çok derin ilm adamları, insanların değişikrûh hâletlerini inceleyerek, onların üzerine yüklenmiş <strong>olan</strong> buağır yükler arasında belki bir parçacık Allah sevgisi bulabilir. Fekatbunlar da, bugünkü hıristiyanlıkda bu sevgi parçacığının bilebirçok hurâfeler altında nasıl büsbütün gayb olduğunu görereküzülürler. Coleridge bir kitâbında, (Hıristiyanlığı fazla seven birkimsenin, yavaş yavaş hıristiyanlıkdan uzaklaşarak, kiliseyi dahâfazla sevmesi ve sonunda kendini en fazla sevmesi bir hakîkatdir)– 206 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!