16.07.2015 Views

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İslâmiyyetde en çok beğendiğim ve beni kendisine kuvvet ilecezb eden husûs, müslimânların birbirini kardeş kabûl etmesidir.Renk, ırk, meslek, milliyyet, memleket farkı olmadan, dünyâdabütün müslimânlar, birbirlerini kardeş bilirler, severler, birbirlerineiyilik etmeği, yardım etmeği mukaddes vazîfe kabûl ederler. İncîlin(Komşunu kendin gibi seveceksin) kâ’idesi, ancak müslimânlardavardır. Diğer dinlerin hiçbirinde yokdur. İslâmiyyetdeki kardeşlik,yalnız lafda kalan bir bağlılık değildir. Dünyâdaki bütünmüslimânlar, her zemân, her yerde, birbirini tanısın, tanımasın,dâimâ el ele verirler, birbirlerine yardıma koşarlar.İslâmiyyetde takdîr etdiğim ikinci bir husûs da, bu dinde hiçbirhurâfenin, anlaşılmaz bir husûsun bulunmayışıdır. Müslimânlıkahkâmı, mantıkî, pratik, aklî ve moderndir. İslâm dîni, tek bir hâlık[yaratıcı] tanır. Rûh-ul-kuds kelimesi Kur’ân-ı kerîmde vardır.Fekat bu, Allahü teâlânın kudsiyyeti veyâ Cebrâîl ismindeki melekma’nâsına gelir. Ayrı bir ilâh değildir. İslâmın ahkâmı, ya’nîemr ve yasakları, son derece sâde, mantıkî ve her bakımdan, enmodern yaşama tarzına uygundur. Bütün dünyânın kabûl edebileceğitek hak din, İslâm dînidir.TENBÎH: Rûh-ul-kuds kelimesi, Kur’ân-ı kerîmde birkaç sûredevardır. Bulundukları yere göre, çeşidli ma’nâlara geldiği, tefsîrkitâblarında yazılıdır. Kısaca, Cebrâîl ismindeki melek, Allahüteâlânın hayât verici, koruyucu sıfatları, Îsâ aleyhisselâmın rûhu,İncîl kitâbı ma’nâlarına gelmekdedir. Kelimenin ma’nâsı, temizrûh demekdir.41FÂRÛK B. KARAI(Zengibarlı)Müslimânlığı, büyük Peygamber Muhammed aleyhisselâmahayrân olduğum için kabûl etdim. Zengibarda birçok müslimânahbâbım vardı. Müslimânlık hakkında çok güzel şeyler anlatıyorlardı.Bana verdikleri müslimânlığa âid kitâbları âile fertlerimdengizli olarak okuyordum. Nihâyet, 1940 senesinde, ne olursa olsun,müslimân olmağa karâr verdim. Âilemin ısrârlarına ve o zemânakadar mensûb bulunduğum Parsi dîninin râhiblerinin tazyîklerinerağmen, müslimân oldum. Bu sebebden başıma neler geldiğini, negibi zorluklarla karşılaşdığımı uzun uzadıya anlatmıyacağım. Âilembeni, <strong>îmân</strong>dan mahrûm etmek için akla sığmaz vâsıtalara başvurdu.Bana çok eziyyet etdiler. Fekat, bir kerre hidâyete erişdikdensonra, her cins tehdîde mukavemet ederek, hak dînime kuv-– 251 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!