16.07.2015 Views

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

âhib (Bahîra)dan ilm öğrendiğinden bahs etmekdedir.Bahîra, bir hıristiyan râhibidir. Ba’zı kaynaklar asl adının Georgiusveyâ Sergius olduğunu söylerler. Bahîra [veyâ Behîra] ârâmîdilinde (seçkin) ma’nâsına gelmekde olup, bu râhibin lakâbı olsagerekdir.Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” oniki yaşlarındaiken, birgün Ebû Tâlibin ticâret için sefer hâzırlığı yapdığını gördü.Kendisini götürmek istemediğini anlayınca, Ebû Tâlibe, (Bu şehrdebeni kime bırakıp gidiyorsun? Ne babam var, ne de bir acıyanım!...)buyurdu. Bu söz Ebû Tâlibe çok te’sîr etdi. Yanında götürmeyekarâr verdi. Ticâret kervânı uzun bir yolculukdan sonra,Busrâda hıristiyanlara mahsûs bir manastırın yakınında konakladı.Bu manastırda Bahîra adında bir râhib kalıyordu. Önceden yehûdîâlimlerinden iken, sonradan hıristiyan <strong>olan</strong> bu bilgili râhibin yanında,elden ele geçerek saklanan bir kitâb vardı ve sorulara bundancevâb verirdi. Kureyşin kervânı, dahâ önceki yıllarda buradandef’alarca gelip geçmesine rağmen, hiç ilgilenmemişdi. Her sabâhmanastırın damına çıkıp, kâfilelerin geldiği cihete bakar, meraklabir şeyler beklerdi. Râhib Bahîraya bu def’a bir hâl olmuş ve heyecânlairkilip, yerinden fırlamışdı. Çünki, Kureyş kervânını uzakdangörünce, üstünde bir bulutun da onlarla birlikde süzülüp geldiğinifarketmişdi. Bu bulut, Peygamber efendimizi gölgelemekdeydi.Kervân konaklayınca, Bahîra, Resûlullah efendimizin altına oturduğuağacın dallarının üzerine doğru eğildiğini de gördü. İyice heyecânlandı.Derhal sofralar kurdurdu. Sonra, haber göndererek,Kureyş kervânında bulunanların hepsini yemeğe dâvet etdi. Kervândabulunanlar, Peygamberimizi “sallallahü aleyhi ve sellem”,mallarının yanında bırakıp, râhibin yanına gitdiler. Bahîra, gelenleredikkatle bakıp, (Ey Kureyş topluluğu, içinizde yemeğe gelmeyenvar mı?) diye sordu. (Evet, bir çocuk var) dediler. Çünki, Kureyşlilergeldiği hâlde bulut hâlâ orada idi. Bunu görünce, kervânında yanında bir kişinin kaldığını anlamışdı. Râhib Bahîra, ısrârlaOnun da gelmesini istedi. Gelir gelmez Ona dikkatle bakmaya veincelemeye başladı. Ebû Tâlibe, (Bu çocuk senin neslinden midir?)dedi. Ebû Tâlib, (Oğlum) deyince, Bahîra, (kitâblarda bu çocuğunbabasının sağ olmayacağı yazılı, O senin oğlun değildir) dedi.Bu sefer Ebû Tâlib, (O benim kardeşimin oğludur) diye cevâbverdi. Bahîranın, (Babası ne oldu?) sorusuna da, (Babası, doğmasınayakın öldü) dedi. Bahîra, (Doğru söyledin, annesi ne oldu?)deyince, (O da öldü) diye cevâb verdi. Bunlar karşısında, (Doğrusöyledin) diyen Bahîra, Peygamber efendimize dönüp, putların is-– 448 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!