16.07.2015 Views

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mediği, tasavvur bile edemediği husûslar vardır. Bunlar kimseninsöyliyemeyeceği yüksek bir ifâde ile beyân edilmişdir.Muhammed “aleyhisselâm” ümmî idi. Ya’nî kimseden bir şeyokumamış, öğrenmemiş, hiç bir şey yazmamışdı. Bu husûsKur’ân-ı kerîmde, Ankebût sûresinin kırksekizinci âyetinde meâlen,([Ey Muhammed “aleyhisselâm”! Bu Kur’ân-ı kerîm sanaindirilmeden önce] Sen bir kitâbdan okumuş ve elinle onu yazmışdeğildin. Eğer öyle olsaydı müşrikler [Kur’ân-ı kerîmi, başkasındanöğrenmiş veyâ önceki semâvî kitâblardan almış] derlerdi.[Yehûdîler de, Onun vasfı Tevrâtda ümmî olarak bildirilmişdir,bu ise ümmî değil diye şübheye düşerlerdi]) buyurulmuşdur.Muhammed aleyhisselâm 40 yaşında iken, ibâdet için çekildiğiHirâ dağındaki mağarada, kendisine Cebrâîl aleyhisselâm tarafındanilk vahy getirildiği zemân, korkudan şaşkına dönmüş, neyapacağını şaşırmış, koşa koşa evine giderek zevcesi <strong>olan</strong> Hadîceradıyallahü anhâdan kendisini yatağa yatırmasını, üstünü sıkıcaörtmesini ricâ etmiş, uzun müddet kendisine gelememişdi. Kendisindebüyük bir rûhâniyyet, bir üstünlük olduğunu kabûl eden,insanlar için yeni bir din kitâbı hâzırlamak isteyen bir zât, böylemi olur? Her şeyden evvel, böyle bir mu’azzam eseri yazabilecekkudretde bilgi öğrenmesi, pek çok şeyler okuması, birçok tedkîkleryapması îcâb etmez mi? Hâlbuki Muhammed aleyhisselâmçocuk iken, iki kerre tüccârlarla Şâm tarafına götürülmüş, bu seferlerinde,yalnız ticâret eşyâsının muhâfazası ve emniyyeti vazîfesiniyapmış, ticâret kervanları idâre etmiş, bunları yalnız SONDERECE YÜKSEK OLAN DÜRÜSTLÜĞÜ ve inanılmaz derecedeyüksek <strong>olan</strong> hâfızası ile yapmışdı. Kendisine, hâtırına bilegelmiyen, hiç beklemediği böyle bir vahy gelmesi, onu sevindirmemiş,bil’aks korkutmuşdu. Ancak vahyler tekrarlandıkça, Allahüteâlânın kendisine hakîkaten gâyet mühim ve ağır bir vazîfeverdiğini anlamış ve Allahü teâlânın emrlerine bütün mevcûdiyyetiile itâ’at ederek, Onun bildirdiği (Tek Allah) esâsı üzerinekurulmuş <strong>olan</strong> (İslâm dîni)ni neşre başlamışdı. Muhammedaleyhisselâmın islâm dînini neşr etmesi, Ona hiçbir dünyevî menfe’attemîn etmemiş, bil’aks hemen hemen, bütün Mekkelilerkendisine düşman kesilmişdi. (Hiçbir Peygamber, benim çekdiğimeziyyeti çekmedi, benim kadar üzülmedi) buyurmuşdur. Buhadîs-i şerîf, kitâblarda yazılıdır. Bu da gösteriyor ki, Muhammedaleyhisselâm yeni bir din neşr etmesinde hiçbir menfe’ativeyâ arzûsu bulunmuyordu. Esâsen, yukarıda da zikr etdiğimizgibi, kendisinin yetişmesi ve muhîti böyle mu’azzam bir iş için kâfîdeğildi.– 314 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!