16.07.2015 Views

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

lahü aleyhi ve sellem” ümmetinin Evliyâsından biri ile birkaç günbir arada bulunan bir kimse, o Velînin güzel huylarından ve üstünlüklerindenfâideleniyor, temizleniyor, dünyâya düşkün olmakdankurtuluyor da, Eshâb-ı kirâm efendilerimiz, Resûlullahı “sallallahüaleyhi ve sellem” herşeyden çok sevdikleri, mallarını, canlarını,Onun için fedâ etdikleri, vatanlarını terk etdikleri, Onun, rûhlaragıdâ <strong>olan</strong> sohbetine âşık oldukları hâlde, bunların kötü huylardankurtulamadıkları, nefslerinin temizlenmediği, geçip tükenici dünyâcîfesi için döğüşecekleri nasıl düşünülebilir? O büyükler, elbetteherkesden dahâ temizdir. Bunların ayrılığını, muhârebelerini, bizimgibi bozuk niyyetli kimselere benzetmek, dünyâ için, nefslerininbozuk isteklerine kavuşmak için döğüşdüler demek hiç yakışırmı? Eshâb-ı kirâm için böyle çirkin şeyler düşünmek, câiz değildir.Böyle söyliyen bir kimse, hiç düşünmez mi ki, Eshâb-ı kirâma düşmanlıketmek, onları terbiye eden, yetişdiren, Resûlullah “sallallahüaleyhi ve sellem” efendimize düşmanlık etmek olur. Onları kötülemek,Resûlullahı kötülemek olur. Bunun için, din büyükleribuyurdular ki, (Eshâb-ı kirâmı büyük bilmiyen, onlara saygı göstermiyenbir kimse, Resûlullaha <strong>îmân</strong> etmemiş olur). Deve ve Sıffînmuhârebeleri, onları kötülemeğe sebeb olamaz. Bu muhârebelerde,hazret-i Alîye karşı gelenlerin hepsini kötü olmakdan kurtaran,hattâ sevâba kavuşduran dînî sebebler vardır. Hadîs-i şerîfdebuyuruldu ki, (Yanılan müctehide bir sevâb, doğruyu bulana ikiveyâ on sevâb vardır. İki sevâbdan birincisi, ictihâd etmek sevâbıdır.İkincisi, doğruyu bulmak sevâbıdır.) Bu din büyüklerinin aralarında<strong>olan</strong> çekişmeler, döğüşmeler, inâd ile, düşmanlık ile değildi.İctihâdları sebebi ile idi. İslâmiyyetin emrinin yerine getirilmesiniistedikleri için idi. Eshâb-ı kirâmın herbiri müctehid idi. [Meselâ,Amr ibni Âs’ın “radıyallahü teâlâ anh” müctehid olduğu,(Hadîka)nın ikiyüzdoksansekizinci sahîfesindeki hadîs-i şerîfdebildirilmekdedir.]Her müctehidin, kendi ictihâdı ile bulduğu, edindiği bilgiye uyguniş yapması farzdır. Kendi ictihâdı, hernekadar, kendinden dahâbüyük bir müctehidin ictihâdına uygun olmaz ise de, yine kendiictihâdına uyması <strong>lâzım</strong>dır. Başkasının ictihâdına uyması câizdeğildir. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfenin [1] talebesi <strong>olan</strong> Ebû Yûsüfile Muhammed Şeybânî ve imâm-ı Muhammed Şâfi’înin [2] talebesi<strong>olan</strong> Ebû Sevr ve İsmâ’îl Müzenî, çok yerde, hocalarına uymadılar.Hocalarının harâm dediklerinden ba’zılarına halâl dediler.[1] Ebû Hanîfe Nu’mân bin Sâbit, 150 [m. 767] de Bağdâdda vefât etdi.[2] Muhammed bin İdrîs Şâfi’î 204 [m. 820] de Mısrda vefât etdi.– 39 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!