16.07.2015 Views

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

haklı ve haksız gibi sözleri söylemekden dillerimizi korumalıyız.Derin âlimler, delîlleri kavrıyarak ve olayları inceliyerek, imâm-ıAlî haklı idi, karşısında bulunanlar yanıldı buyurdular ise de,busözleri ile (Alî “radıyallahü anh”, karşı tarafda <strong>olan</strong>larla konuşabilseydi,onların da kendi gibi ictihâd etmelerini sağlıyabilirdi) demekistemişlerdir. Nitekim Zübeyr bin Avvâm hazretleri, devemuhârebesinde, hazret-i Alîye karşı olduğu hâlde, olayları dahâderin inceliyerek, ictihâdı değişdi. Muhârebeden vazgeçdi. İşteEhl-i sünnet âlimlerinden hatâyı câiz görenlerin sözleri, böyle anlaşılmalıdır.Yoksa, hazret-i Alî ve onunla birlikde <strong>olan</strong>lar hak yolda,karşı tarafda <strong>olan</strong> Âişe-i Sıddîka vâlidemiz ve bununla birlikde<strong>olan</strong> Eshâb-ı kirâm bâtıl işde idi demek, câiz değildir.Eshâb-ı kirâmın bu muhârebeleri, ahkâm-ı şer’ıyyenin dallarında<strong>olan</strong> ictihâd ayrılıklarında idi. İslâmiyyetin temel, belli başlı işlerindehiç ayrılıkları yokdu. Şimdi ba’zı kimseler, Mu’âviye ileAmr ibni Âs “radıyallahü anhümâ” gibi din büyüklerine dil uzatıyor,saygısızlık gösteriyorlar. Eshâb-ı kirâmı incitmenin, Resûlullahı“sallallahü aleyhi ve sellem” incitmek ve küçültmek olacağınıanlıyamıyorlar. İmâm-ı Mâlik bin Enesin (Mu’âviyeye veyâ Amribni Âsa “radıyallahü anhümâ” [1]söğen, kötüliyen kimse, onlarasöylediği söze lâyık bir kimsedir. Onlara karşı edebsizlik yapanlara,söyliyenlere ve yazanlara ağır cezâ vermek <strong>lâzım</strong>dır) buyurduğu,(Şifâ-i şerîf)de yazılıdır. Allahü teâlâ, kalblerimizi, HabîbininEshâbının sevgisi ile doldursun! O büyükleri, sâlih ve müttekî<strong>olan</strong>lar sever. Münâfık ve şakî <strong>olan</strong> sevmez.[Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” Eshâbının kıymetlerini,üstünlüklerini anlıyarak, hepsini sevenlere, hepsine saygıgösterenlere ve onların yolunda gidenlere, (Ehl-i sünnet) denir.Birkaçını severiz, başkalarını sevmeyiz diyerek çoğunu kötüliyenlere,böylece hiçbirinin yolunda bulunmıyanlara, (Râfızî) ve (Şî’î)denir. Râfızîler,Îrânda, Hindistânda ve Irâkda çokdur. Türkiyedehiç yokdur. Bunlardan ba’zısı, yurdumuzdaki müslimân, temizAlevîleri aldatmak için, kendilerine (Alevî) dedi. Hâlbuki, Alevî,Alîyi “radıyallahü anh” seven müslimân demekdir. Bir kimseyisevmek için, onun yolunda olmak, onun sevdiklerini sevmek <strong>lâzım</strong>dır.Bunlar, Alîyi “radıyallahü anh” sevmiş olsalardı, onun yolundagiderlerdi. Alî “radıyallahü anh”, Eshâb-ı kirâmın hepsiniseverdi. İkinci halîfe <strong>olan</strong> Ömerin de “radıyallahü anhümâ” müşâviri,derd ortağı idi. Fâtımadan “radıyallahü anhâ” <strong>olan</strong> kızı[1] Mu’âviye bin Ebû Süfyân, 60 [m. 680] de Şâmda vefât etdi. Amr ibniÂs 43 [m. 663] de Mısrda vefât etdi.– 41 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!