16.07.2015 Views

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

giderken Tûr dağında kendisine Peygamber olduğu bildirildi. Mısragitdi. Fir’avnı ve kavmini dîne da’vet etdi. Dönüşde yine Tûrauğrayıp Allahü teâlâ ile konuşdu. Kendisine (Evâmir-i aşere) ya’nîon emr ve kırk cild Tevrât nâzil oldu. Her cildde bin sûre, her sûredebin âyet vardı. Bir cild, bir senede okunurdu. Mûsâ, Hârûn, Yûşa’ve Uzeyr ve Îsâdan “aleyhimüsselâm” başka kimse Tevrâtı ezberlememişdir.Mûsâ aleyhisselâmdan sonra, Tevrât nüshaları yazıldı.Mûsâ “aleyhisselâm”, Allahü teâlânın emri ile, altın ve gümüşdenbir sandık yapıp, kendine nâzil <strong>olan</strong> Tevrâtı içine koydu.Kudüse yakın bir yerde yüzyirmi yaşında vefât etdi. 668 [m. 1269]senesinde Mısr sultânı Beybers kabri üzerine türbe yapdırdı. Mûsâaleyhisselâmdan sonra Yûşa’ “aleyhisselâm”, Amâlikadan Kudüsüaldı. Çok zemân sonra İsrâîl oğullarının dinleri ve ahlâkları bozuldu.Buhtunnasar Bâbilden gelip, Kudüsü aldı. Süleymân aleyhisselâmınyapmış olduğu Mescîd-i aksâyı yıkdı. Tevrâtları yakdı. İkiyüzbinkişi öldürdü. Yetmişbin din adamını esîr aldı. Bâbile götürdü.Behmen pâdişah olunca esîrleri serbest bırakdı. Uzeyr aleyhisselâmTevrâtı okudu. İşitenler yazdılar. Uzeyr aleyhisselâmdansonra yine bozuldular. Bin Peygamberi şehîd etdiler. İskender gelinceyekadar, Îrânın emrinde yaşadılar. İskenderden sonra, Yunanlılarınta’yîn etdiği yehûdî vâlîlerle idâre edildiler.İncîle gelince, bu da ilk şeklinde olduğu gibi saklanmadı. Heleİncîli ezberden bilen tek kişi yokdu. Havârîlerin bile İncîli ezberdenbildiğine dâir tek bir kayd yokdur. İncîl hakkında, kitâbımızınbirinci kısmı başında geniş bilgi verilmişdir. Hâlbuki Kur’ân-ı kerîm,yirmiüç senede, parça parça nâzil oldukça, Onu mü’minlerhemen ezberliyorlardı. Ancak (Yemâme) [1]muhârebesinde,Kur’ân-ı kerîmin hepsini ezberlemiş 70 hâfız şehîd olunca,(Kur’ân-ı kerîmi ezberden bilenler azalıyor) diye, telâş edenÖmer “radıyallahü anh”, o zemânki halîfe Ebûbekre “radıyallahüteâlâ anh” başvurarak, Kur’ân-ı kerîmin toplanıp yazılmasını tavsiyeve ricâ etdi. Bunun üzerine, hazret-i Ebûbekr, Muhammedaleyhisselâmın kâtibi <strong>olan</strong> Zeyd bin Sâbite “radıyallahü teâlâanh” Kur’ân-ı kerîm sûrelerinin ayrı ayrı kâğıdlara yazılmasınıemr etdi. Kur’ân-ı kerîm Kureyş lehçesi dâhil, yedi lehçe üzerinevahy edilmişdi. Hattâ ba’zen herhangi bir Kur’ân-ı kerîm kelimesiniiyi telaffuz edemeyenlere, aynı ma’nâda başka bir kelime kullanmasınada müsâ’ade olunuyordu. Meselâ, Abdüllah ibniMes’ûd “radıyallahü teâlâ anh” (Taâmül-esîm) kelimesini müte-[1] Yemâme cengi, hicretin onbirinci senesinde Müseylemetülkezzâbakarşı yapıldı.– 311 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!