16.07.2015 Views

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

herkese lâzım olan îmân - cubuklukoyu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ilgilerini, câhil din adamlarından öğrenmiş <strong>olan</strong> kimselerdir.Kur’ân-ı kerîmin her lisâna terceme ve tefsîr edilmesi çok yerindeolacakdır. Fekat zan ediyorum ki, bunun için dahâ zemân <strong>lâzım</strong>dır.Çünki, bütün müslimân memleketlerinde, Arabîden başkabir dili din işlerinde kullanmak, günâh sayılmakdadır. Bundanbirkaç sene evvel Hindistânda Madrasda bir müslimân, câmi’deKur’ân-ı kerîmden birkaç âyeti arabca yerine hindce okuduğuiçin la’net edilmişdi. [Çünki bu, Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsını bildirmekiçin değil, Kur’ân olarak okunmuşdu.] Kur’ân-ı kerîm çokmedenî ve mantıkî bir din kitâbıdır. Ba’zı müslimânlar, Kur’ân-ıkerîmi bilmemekde, yobazların elinde oyuncak olmakda, onlarınsaçma akîdelerini, fikrlerini, inançlarını kabûl etmeğe mecbûrkalmakdadırlar. Hâlbuki, Kur’ân-ı kerîmi tedkîk eden islâm âlimleri,dinlerinin ne kadar fâideli bir din olduğunu, ba’zı yerlerdetelkîn edilen bozuk fikrlerin, Kur’ân-ı kerîme hiç uymadığını görmekdedir.Ben size açıkca söyliyorum ki, MÜSLİMÂNLIK veHIRİSTİYANLIK gibi, bütün ana hatları birbirinin aynı <strong>olan</strong> ikidin dahâ yokdur. Bu iki din, birbirinin kardeşidir, aynı babanıniki evlâdı gibidir. Aynı rûhdan mülhemdir) demekdedir. [Bumektûbu yazan madam, çocuk iken işitdiği iftirâların te’sîri altındakalarak böyle söylemekde ve zan etmekdedir. İşin aslı ise, bununtemâmen aksidir. Kur’ân-ı kerîm, birçok lisâna terceme edilmişve tefsîrleri yapılmışdır. Ancak bu tefsîrleri ve tercemeleri(Kur’ân-ı kerîm) zan etmek ve ibâdetde, nemâzda okumak yanlışdır.]Yukarıdaki mektûb, birçok hakîkatleri meydâna koymakdadır.İslâmiyyet, Kur’ân-ı kerîmin başka dillere tefsîrini, açıklanmasınıaslâ men’ etmemişdir. İslâmiyyet, Kur’ân-ı kerîmin, gerekgizli maksadlarla, hâin emellerle, gerekse bilmiyerek, değil başkadillere, arabîye bile yanlış ve bozuk olarak terceme edilmesini yasaketmişdir. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”,(Kur’ân-ı kerîmi kendi anlayışına göre terceme eden kâfir olur)buyurdu. Herkes, kendine göre ma’nâ verirse, Kur’ân-ı kerîminma’nâları hatâlı olur. Her kafadan farklı sesler çıkar. İslâm dînide, hıristiyanlık gibi anlaşılmaz, bozuk bir hâl alır. Peygamberimiz“sallallahü aleyhi ve sellem”, Kur’ân-ı kerîmin, başından sonunakadar ma’nâsını Eshâbına bildirdi. Murâd-ı ilâhînin ne olduğunuanlatdı. Eshâb-ı kirâm da, bunları Tâbi’îne bildirdiler.Bunlar da kitâblara yazdılar. Böylece tefsîr kitâbı meydâna geldi.Birçok fârisî ve türkce tefsîr kitâbı ve binlerce din kitâbı basılmışdır.Fârisî tefsîrlerden birisi, meşhûr (Mevâhib-i aliyye) tefsîridir.– 400 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!