08.02.2014 Views

23. Ulusal Biyokimya Kongresi Özel Sayısı - Türk Biyokimya Dergisi

23. Ulusal Biyokimya Kongresi Özel Sayısı - Türk Biyokimya Dergisi

23. Ulusal Biyokimya Kongresi Özel Sayısı - Türk Biyokimya Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

XXIII. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES‹<br />

29 Kasım - 2 Aralık 2011<br />

Hilton Hotel - Adana<br />

<strong>23.</strong> <strong>Ulusal</strong> <strong>Biyokimya</strong> <strong>Kongresi</strong>, Adana [23 rd National Biochemistry Congress, Adana / TURKEY]<br />

İÇİNDEKİLER<br />

DAVETLİ KONUŞMACI ÖZETLERİ<br />

NÖRODEJENERATİF HASTALIKLAR<br />

Özlem YAVUZ<br />

Balıkesir Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi <strong>Biyokimya</strong>, Balıkesir.<br />

Alzheimer hastalığı (AH), Parkinson hastalığı (PH), Huntington hastalığı (HH) ve<br />

Amiyotrofik Lateral Skleroz (ALS) gibi nörodejeneratif hastalıklar, santral sinir<br />

sisteminin belirli bölgelerindeki hücrelerin ilerleyici fonksiyon bozukluğu ve ölümü<br />

ile karakterizedir. Patogenezi iyi anlaşılamamış olmakla birlikte genetik, çevre<br />

ve yaş faktörleri ile yaşlanma arasındaki etkileşimin, vakaların çoğunda önemli<br />

olduğu düşünülmektedir. Nörodejeneratif hastalıkların sınıflandırılmasında klinik<br />

tablo, anatomik bölgeler ve histolojik özellikler ile hücrelerde biriken çözünmeyen<br />

proteinlerin karakteristikleri göz önüne alınır. Nörodejeneratif hastalıkların mümkün<br />

olduğu kadar erken dönemde tanısının konması gereksinimi giderek artmaktadır.<br />

Nörodejenerasyonun başlangıcı ile klinik bulgularının ortaya çıkışı arasındaki<br />

zaman dilimi, sadece palyatif tedavinin yapılabildiği on yıllar sürebilir. Son yıllarda<br />

nörodejeneratif hastalıkların erken, hatta preklinik dönemde belirlenmesi için büyük bir<br />

çaba sarf edilmektedir. Nörodejenerasyonu gösteren biyobelirteçler henüz tam olarak<br />

rutinde kullanılmamaktadır. Ancak, plazma ve beyin omurilik sıvısında (BOS) bulunan;<br />

santral sinir sistemindeki patolojik olayları yansıtan amiloid-beta (amyloid-beta),<br />

prion protein, tau, alfa-sinnüklein (alpha-synuclein), ve TDP-43 gibi biyobelirteçler<br />

ayırıcı tanıda ve erken dönemde latent hastalık ile prognozun belirlenmesinde yararlı<br />

olabilir. Kan ve idrarda bulunan biyobelirteçlerin kullanımı daha pratik olmasına<br />

karşın, bu sıvılardan elde edilen sonuçların tekrarlanabilirliği bulunmamaktadır.<br />

Buna karşın, BOS’da bulunan biyobelirteçlerle ilgili çalışmalarda önemli bir gelişme<br />

kaydedilmiştir. Kişiye özel bir tanı profili elde edebilmek için, patogenetik süreç<br />

ile ilişkili biyobelirteçlerin belirlenmesi ile birlikte beyin görüntüleme tekniklerinin<br />

ve genetik analizlerin de uygulanması gereklidir. Sonuç olarak, valide edilmiş<br />

biyobelirteçler, nörodejeneratif hastalıklara yol açan mekanizmaların anlaşılması<br />

kadar rasyonel tedavi stratejilerinin geliştirilmesinde de katkı sağlayacaktır.<br />

NEURODEGENERATIVE DISEASES<br />

Özlem YAVUZ<br />

Department of Medical Biochemistry, School of Medicine, Balikesir University,<br />

Balıkesir.<br />

Neurodegenerative diseases such as Alzheimer’s disease (AD), Parkinson’ disease (PD),<br />

Huntington’s disease (HD) and amyotrophic lateral sclerosis (ALS) are characterized<br />

by progressive dysfunction and death of cells in selected areas in the central nervous<br />

system. Pathogenesis not well understood; interaction of genetic susceptibility factors,<br />

environmental factors and aging is thought to be important in most cases. Classification<br />

of neurodegenerative diseases is based on clinical presentation, anatomical regions and<br />

histological features, characteristics of the insoluble proteins that accumulate in cells<br />

and etiology. There is an increased need to diagnose neurodegenerative diseases as<br />

early as possible. The time frame between the first events initiating neurodegeneration<br />

and the clinical manifestation may be decades, allowing only palliative therapy. In<br />

recent years, there has been great effort about the possibility of early or even preclinical<br />

detection of several neurodegenerative disorders through the use of biomarkers<br />

that enable accurate diagnosis before widespread neuronal death has occurred. The<br />

use of biomarkers for neurodegeneration has not been fully incorporated into the<br />

clinical routine. However, with the development of plasma and cerebrospinal fluid<br />

(CSF) biomarkers such as amyloid-beta, prion protein, tau, alpha-synuclein, and<br />

TDP-43 that reflect pathological events within the central nervous system, could<br />

be useful in differential diagnosis and determining of latent disease and disease<br />

progression in individuals at the premanifest stage of the disease. Despite the obvious<br />

utility of practicality of blood or urine-based biomarkers, so far results from these<br />

fluid compartments have not been reproducible. In contrast, substantial progress has<br />

been made in CSF biomarkers. This should complement the detection of biomarkers<br />

associated with pathogenetic processes, and also neuroimaging and genetic analysis,<br />

in order to obtain a highly personalized diagnostic profile. Consequently, validated<br />

biomarkers will contribute in understanding the underlying mechanisms leading to<br />

neurodegenerative diseases as well as enabling the development of rational treatment<br />

strategies.<br />

CONTENTS<br />

ABSTRACTS OF INVITED LECTURES<br />

Turk J Biochem, 2011; 36 (S2)<br />

http://www.TurkJBiochem.com

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!