17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Gülmenin evrensel niteliği yukarıda betimlenen parodilerde belirgindir.<br />

Ortaçağ gülmesi, ortaçağ ciddiyeti ile aynı nesneye yönelmiştir.<br />

Gülme, bedenin üst kısmını dışarıda tutmamakla kalmayıp,<br />

aslında genellikle ona yönelir. Üstelik, yalnızca bedenin bir kısmına<br />

değil, bütününe yönelir. Resmi dünyaya karşı kendi dünyasını,<br />

resmi kiliseye karşı kendi kilisesini, resmi devlete karşı kendi devletini<br />

kurduğu söylenebilir. Gülme, kendi takdis ayinlerini kutlar,<br />

imanını zikreder, evlilik ve cenazeleri kutsar, kitabelerini yazar,<br />

kralları ve piskoposları seçer. En küçük ortaçağ parodisi bile daima<br />

bütün bir komik dünyanın parçası olarak inşa edilir.<br />

Gülmenin bu evrensel niteliği, en belirgin ve tutarlı şekilde karnaval<br />

ritüelleri ve gösterilerinde ve bunların sundukları parodilerde<br />

ortaya koyuluyordu. Ama evrensellik, ortaçağ mizah kültürünün<br />

tüm diğer biçimlerinde de boy gösteriyordu: Kilise piyeslerinin komik<br />

öğelerinde, komik dit’ 1er (peri masalları) ve débat'larda (tartışmalar),<br />

hayvan destanları, fabliaux ve Schwänke'de. 35 Gülmenin ve<br />

bedenin alt kısmının temel özellikleri, bu türlerin hepsinde aynıdır.<br />

Bayramlara eşlik eden ortaçağ mizah kültürünün bir “yergi” tiyatrosu<br />

olduğu, örtüşmekle birlikte karşıt olduğu resmi Hıristiyan<br />

kültü ve teolojisinin “trajik üçlemesi”nin ardından dördüncü bir tür<br />

tiyatro oluşturduğu söylenebilir. Tıpkı antik “yergi” tiyatrosu gibi,<br />

ortaçağ gülme kültürü de, bedensel yaşamın tiyatrosuydu (cinsel<br />

ilişki, doğum, büyüme, yeme, içme, sıçma). Ama tekil bir bedenin<br />

veya özel bir maddi yaşam tarzının tiyatrosu değildi elbette; insanların<br />

büyük türsel bedenlerinin tiyatrosuydu ve bu türsel beden için<br />

doğum ve ölüm mutlak bir başlangıç ve son değil, yalnızca sürekli<br />

gelişme ve yenilenmenin öğeleridir. Yergi tiyatrosunun büyük bedeni,<br />

dünyadan ayrılamaz; kozmik öğelerle ve yiyip yutan ve doğuran<br />

yeryüzüyle sıvanmıştır.<br />

manlık ilahilerinin sözlerinin söylenmesi böyle bir kullanımın örneğidir: “Ah Tanrım,<br />

temiz bir kalp bahşet bana, bağırsaklarımda ruhumu arındır”. Zührevi hastalıklardan<br />

mustarip hastalar bile, rahatsızlıklarını ve hastalık nöbetlerini ifade etmek<br />

için kutsal metinleri kullanıyordu (bkz. H. Estienne, Apologie pour Hérodote,<br />

1,16, 1566).<br />

35. Bu tür manifestoların zaman zaman ilk burjuva kültürünün özgül kısıtlamalarını<br />

ifade ettiği doğrudur; böyle durumlarda, maddi bedensel ilke bir noktaya kadar<br />

ufalır ve yozlaşır.<br />

108

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!