17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kurduğu bir çağda, öbür türlerin hemen hepsi az ya da çok “romanlaşır”:<br />

tiyatro (örneğin, Ibsen, Hauptmann, Doğalcı tiyatronun tümü),<br />

epik şiir (örneğin, Childe Harold ve özellikle de Byron’un<br />

Don Juan'ı) ve hatta lirik şiir (uç bir örnek olarak, Heine’nin lirik<br />

şiiri). Eski kanonik mahiyetlerini inatla muhafaza eden türler biçemleştirilmiş<br />

(stilize, üslupçu) gözükmeye başlarlar. Genelde, bir<br />

türe katı bir bağlılık, bir biçemleştirme izlenimi, yazarın sanatsal<br />

niyetine rağmen işi parodi noktasına vardıran bir biçemleştirme izlenimi<br />

uyandırmaya başlar. Romanın başat tür olduğu bir ortamda,<br />

katı biçimde kanonik olan türlerin uzlaşımsal dilleri yeni şekillerde,<br />

romanın “yüksek” edebiyatta içerilmediği dönemlerde tınladıkladıklarından<br />

tamamen farklı şekillerde tınlamaya başlar.<br />

Kanonlaşmış* türlerin ve biçemlerin parodik biçemleştirilmesi<br />

romanda temel bir yer tutar. Romanın yaratıcı yükseliş döneminde<br />

-hatta daha çok da bu dönemi önceleyen hazırlık dönemlerindeedebiyat<br />

tüm yüksek türlerin parodileri ve alaycı taklitleriyle (ama<br />

tek tek yazarların veya ekollerin değil, tamamen türlerin parodileriyle)<br />

doluydu -romanın müjdecileri, “eşlikçileri”, bir anlamda ilk<br />

provaları olan parodilerle. Ne var ki, romanın bu çeşitli tekil tezahürlerinin<br />

herhangi birinin kalıcı olmasına olanak tanımaması tipiktir.<br />

Romanın baştan sona tüm tarihi boyunca, tür modeli olmaya<br />

çalışan başat veya modaya uygun romanların sürekli parodileştirilmesi<br />

veya alaycı bir şekilde ters yüz edilerek taklit edilmesi söz konusu<br />

olmuştur: şövalye öyküsü eksenli serüven romanı (bu tür ilk<br />

parodi olan Dit d'aventures on üçüncü yüzyıla aittir), Barok roman,<br />

kır romanı (pastoral roman) (Sorel’in Le Berger etravagant’ı) 2 ,<br />

* kanonlaşma: Her edebi biçimin kendi, tür yapısını katılaştırma ve mevcut normları<br />

değişime direnen bir model haline getirme eğilimi. Kanonlaşma, heteroglossia’yı<br />

bulanıklaştıran, yani naif, tek-sesli bir okumayı kolaylaştıran, olanaklı kılan<br />

süreçtir. Romanın, yani heteroglot bir türün hiçbir kanona sahip olmayışı tesadüfi<br />

değildir, ama tıpkı tüm sanatsal türler gibi roman da, basit bir düzeyde sırf yineleme<br />

zorlaması olan kanonlaşma baskılarına tabidir., ç.n., kaynak: M. M.<br />

Bakhtin, The Dialogic Imagination'ın sözlükçesinden)<br />

2. Charles Sorel (1599-1674), örneğin Honoré d'Urfé (1567-1625) gibi şahsiyetlerin<br />

preciosité’sine (yapmacıklık, özentilik) yönelik tepkinin önemli simalarındandır:<br />

Sorel, d'Urfé’in tumturaklı bir dille bezenmiş 5500 sayfalık dev yapıtı L’Astrée'm<br />

baş kahramanı, çok fazla kır romanı okuyan katışıksız bir Parislidir; bu romanlardan<br />

aldığı esinle, bu romanlarda betimlenen kırsal yaşamı -beklenebilecek<br />

gülünç sonuçlarla- yaşamaya çalışır.<br />

168

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!