17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

edebilmek için hepsini alıp kullanabilir.<br />

Tür dillerinin, mesleki jargonların vb. dilsel işaretleyicilerini<br />

(sözcüklerin rengi, anlamsal tonlama vb.) değil de (yani, deyim yerindeyse,<br />

amaçsal bir sürecin doku sertleşmesi tortuları olan işaretleri,<br />

bir amacın gerçekten yaşayan projesinin ilerlediği yolda arta<br />

kalan göstergeleri değil de), göndergesel ve anlatımsal -yani,<br />

amaçsal- etkenleri genel edebi dili katmanlaştıran ve farklılaştıran<br />

güç olarak sürekli ön plana çıkarmamızın nedeni de bu. Dilsel açıdan<br />

gözlemlenebilir ve sabitlenebilir olan bu dışsal işaretler, bir<br />

amaç tarafından kendilerine verilmiş olan özgül kavramsallaştırma<br />

anlaşılmaksızın kendi içlerinde anlaşılamaz veya incelenemezler.<br />

Söylem adeta kendisinin ötesinde, nesneye yönelik canlı bir itkide<br />

[napravlennost'] sürdürür yaşamını; şayet kendimizi bu itkiden<br />

tamamen koparacak olursak, elimizde kalan tek şey, sözcüğün<br />

çıplak cesedi, kendisine bakarak belirli bir sözcüğün yaşamdaki<br />

toplumsal durumu veya yazgısı hakkında hiçbir şey öğrenemeyeceğimiz<br />

çıplak cesedi olacaktır. Sözcüğün ötesine uzanan itkiyi göz<br />

ardı ederek, sözcüğü sözcük olarak incelemek, tıpkı psikolojik deneyimi<br />

yönelmiş olduğu ve kendisini belirleyen gerçek yaşamın<br />

bağlamının dışında incelemek denli anlamsızdır.<br />

Daha önce de belirttiğimiz üzere, edebi dilde katmanlaşmanın<br />

amaçsal boyutunu vurgulayarak, mesleki ve toplumsal lehçeler,<br />

dünya görüşleri ve bireysel sanatsal yapıtlar gibi metodolojik açıdan<br />

heterojen fenomenleri tek bir diziye yerleştirebiliriz, çünkü<br />

bunların amaçsal boyutunda, hepsinin de yan yana sıralanabileceği<br />

ve diyalojik olarak sıralanabileceği ortak düzlemi buluruz. Meselenin<br />

tümü, “diller” arasında bir hayli özgül diyalojik bağıntılar olabileceği<br />

gerçeğine dayanmaktadır; nasıl kavranırlarsa kavransınlar,<br />

bu dillerin hepsi de, dünyaya dair belirli bakış açıları olarak kabul<br />

edilebilir. Katmanlaşma işini gören toplumsal güçler ne denli farklılaşırsa<br />

farklılaşsın -bir meslek, bir tür, belirli bir eğilim, tekil bir<br />

kişilik-, katmanlaşmanın her yerde gelip dayandığı nokta, dilin<br />

(göreceli) süreklilik taşıyan ve toplumsal olarak anlamlı (kolektif)<br />

özgül (ve sonuçta sınırlayıcı) amaçlar ve vurgularla doldurulmasıdır.<br />

Katmanlaşmaya yol açan bu doldurma işlemi ne denli uzun sü­<br />

70

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!