17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

de bedensel bir biçim almış toplumsal-ideolojik çelişkilerin birlikte<br />

varoluşunu yansıtır. Heteroglossia’nın bu “dilleri”, toplumsal<br />

açıdan tipleştirici yeni “diller” oluşturarak çeşitli şekillerde birbirleriyle<br />

kesişir.<br />

Heteroglossia’nın bu “dilleri”nin her biri, diğerlerinden çok<br />

farklı bir metodoloji gerektirir; her biri, farklılıkları belirtme ve birimler<br />

tesis etmeye ilişkin tamamen farklı bir ilkeye yaslanır (bazıları<br />

için bu ilke işlevseldir, bazıları için tema ve içeriğe dair bir ilkedir,<br />

bazıları içinse, tam anlamıyla, toplumsal-lehçebilimsel bir ilkedir).<br />

Bu nedenle, diller birbirlerini dışlamaz, daha ziyade, birçok<br />

farklı şekilde birbirleriyle kesişir (Ukrayna dili, epik şiirin dili,<br />

Sembolizmin başlangıçtaki dili, öğrencinin dili, belirli bir çocuk<br />

kuşağının dili, sıradan entelektüelin dili, Nietzschecinin dili vb.)<br />

“Dil” sözcüğünün kendisi bile bu süreçte tüm anlamını yitiriyor gibi<br />

görünebilir pekâlâ -çünkü görünüşe göre, tüm bu “diller”in birbirleriyle<br />

yan yana sıralanabileceği tek bir düzlem yoktur.<br />

Ama gerçekte, bu dilleri yan yana sıralamamızı metodolojik<br />

açıdan haklı çıkaran ortak bir düzlem kesinlikle mevcuttur: Heteroglossia’nın<br />

tüm dilleri, kendilerine temel teşkil eden ve her birini<br />

benzersiz kılan ilke ne olursa olsun, dünyaya dair özgül bakış<br />

açıları, dünyayı sözcüklerle kavramsallaştırma biçimleri, her biri<br />

kendi nesnesi, anlamı ve değeri tarafından karakterize edilen özgül<br />

dünya görüşleridir. Bu halleriyle, hepsi de yan yana sıralanabilir,<br />

karşılıklı olarak birbirlerine eklenebilir, birbirleriyle çatışabilir ve<br />

diyalojik iç bağıntılar kurabilir. Aslında, birbirleriyle gerçek insanların<br />

bilinçlerinde karşılaşıp birlikte var olurlar -her şeyden önce<br />

de, roman yazan insanların yaratıcı bilinçlerinde. Aslında, bu diller<br />

gerçek bir yaşam sürer, bir toplumsal heteroglossia ortamında mücadele<br />

eder ve gelişirler. Bu nedenle, türe dayalı dillerin parodik biçemleştirilmelerini,<br />

mesleki ve dönem-bağımlı dillerin, belirli kuşakların<br />

dillerinin, toplumsal lehçelerin ve diğerlerinin muhtelif biçemlenme<br />

ve örneklenme biçimlerini (sözgelimi, İngiliz mizah romanında<br />

olduğu gibi) kendi içinde birleştirebilen romanın üniter<br />

düzlemine dahil olabilirler. Roman yazan kendi temalarım orkestralamak<br />

için ve amaçlarını ve değerlerini süzgeçten geçirerek ifade<br />

69

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!