17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

-Goethe’nin ve Schiller’in terminolojisinde “mutlak geçmiş”- epiğin<br />

konusu işlevini görür;* (2) ulusal gelenek (kişisel deneyim ve<br />

ondan kaynaklanan özgür düşünce değil) epiğin kaynağı olarak işlev<br />

görür; (3) mutlak bir epik mesafe, epik dünyayı zamandaş gerçeklikten,<br />

yani ozanın (yaratıcının ve izleyicisinin) içinde yaşadığı<br />

zamandan ayırır.<br />

Epiğin bu kurucu özelliklerinin her birine biraz daha ayrıntılı<br />

olarak eğilelim.<br />

Epiğin dünyası, ulusal kahramanlık geçmişidir: Ulusal tarihteki<br />

“başlangıçların ve “zirve dönemler”in dünyasıdır, babaların ve aile<br />

kurucularının dünyasıdır, “ilkler”in ve “en iyiler”in dünyasıdır.<br />

Buradaki önemli nokta, geçmişin epiğin içeriğini oluşturması değildir.<br />

Bir tür olarak epiğin biçemsel açıdan kurucu özelliği daha<br />

çok, temsili bir dünyanın geçmişe aktarılması ve bu dünyanın geçmişe<br />

katılma derecesidir. Epik asla şimdiye dair, kendi dönemine<br />

dair bir şiir olmadı (yalnızca sonradan gelenler için geçmişe dair bir<br />

şiir olan bir türdü). Bugün bildiğimiz haliyle özgül bir tür olarak<br />

epik, en baştan itibaren geçmişe dair bir şiir olmuştur ve epiğe içkin<br />

olan, onu epik yapan yazarlık konumu (yani, epik sözü dile getiren<br />

kişinin konumu) kendisinin erişemediği bir geçmiş hakkında<br />

konuşan bir insanın ortamıdır, bir sonradan gelenin hürmetkâr bakış<br />

açısıdır. Biçemi, tonu ve anlatım tarzında epik söylem, zamandaşlara<br />

hitap eden bir zamandaşın bir zamandaş hakkındaki söyleminden<br />

son derece uzaktır (“aziz dostum Onegin, Neva’nın kıyılarında<br />

doğmuştu, belki senin de doğmuş ya da büyümüş olduğun<br />

yerde, sevgili okuyucum ...”). Bir tür olarak epikte içkin olan ozan<br />

da dinleyici de, aynı zamana ve aynı değerlendirici (hiyerarşik)<br />

düzleme yerleştirilir, ama kahramanların temsili dünyası, epik mesafeyle<br />

ayrılmış son derece farklı, erişilemez bir zaman-değer düz-<br />

8. Buradaki gönderme, Schiller ve Goethe’nin imzasını taşıyan ama muhtemelen<br />

(1827’ye değin yayımlanmamış olmakla birlikte) 1797’de Goethe tarafından yazılmış<br />

olan “Über epische und dramatische Dichtung’’adır. Bakhtin’in “mutlak<br />

geçmiş” olarak adlandırdığı şeye ilişkin olarak Goethe’nin kullandığı asıl terim<br />

vollkommen vergangen'dır ve romanla değil, vollkommen gegenwärtig olarak tanımlanan<br />

drama ile karşıttır. Zikredilen deneme, Goethe’nin Sämtliche Wer-<br />

/ce'sinde bulunabilir, (Jubiläums-Ausgabe, Stuttgart and Berlin [1902-1907]), 36.<br />

cilt, s. 149-152.<br />

177

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!