17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olarak, koşulsuz ve mesafesizce kendi dilinde ifade eden böylesi<br />

bir bilinç yalnızca bu türlerde tümüyle içkindir. Şairin dili kendi dilidir,<br />

bu dile tümüyle kapılmıştır, onun ayrılmaz bir parçası olmuştur,<br />

her biçimi, her sözcüğü, her anlatımı, dolayımsız anlam tayin<br />

etme gücüne göre (adeta, “tırnak işareti olmaksızın”), yani kendi<br />

meramının saf ve doğrudan anlatımı olarak kullanır. “Yaratım sürecinde<br />

şair ne “söz acıları” çekmiş olursa olsun, bitmiş yapıtta dil,<br />

yazar/yaratıcının meramına tamamen yeterli olan, itaatkâr bir organdır.<br />

Şiirsel bir yapıtta dil kendisini, hakkında hiçbir şüphe duyulmayan<br />

bir şey, karşı çıkılamayan bir şey, bütünü kapsayıcı bir şey olarak<br />

realize eder. Şair gördüğü, anladığı, düşündüğü her şeyi, verili<br />

bir dilin gözüyle, bu dilin iç biçimlerinde görür, anlar, düşünür ve<br />

anlatımı herhangi başka bir dilin veya yabancı bir dilin yardımını<br />

gerektirebilecek hiçbir şey yoktur. Şiirsel türün dili, dışarısında<br />

başka hiçbir şey olmayan ve başka hiçbir şeye ihtiyaç duyulmayan<br />

üniter ve tekil bir Batlamyus dünyasıdır. Kavramsallaştırma ve anlatımsallık<br />

kapasiteleri açısından hepsi de eşit olan birçok dil dünyası<br />

kavramı şiirsel biçemden organik olarak esirgenmiştir.<br />

Şiirin dünyası, şair bu dünyada ne kadar çok çelişki ve çözümsüz<br />

çatışma geliştirirse geliştirsin, tek bir üniter ve karşı çıkılamaz<br />

söylem tarafından aydınlatılmaktadır daima. Çelişkiler, çatışkılar<br />

ve şüpheler nesnede, düşüncelerde, canlı deneyimlerde -kısacası,<br />

konuda- kalır, dilin kendisine girmez. Şiirde, şüphelere ilişkin bir<br />

söylem bile, kendisinden şüphe edilemeyen bir söylemin kalıbına<br />

dökülmelidir.<br />

Bir bütün olarak yapıtın dilinin sorumluluğunu kendi dili olarak<br />

her noktada üstlenmek, yapıtın yönlerinin, titremlerinin, nüanslarının<br />

her biriyle eksiksiz bir dayanışma içine girmek -şiirsel biçemin<br />

temel önkoşulu böyle bir şeydir; bu şekilde kavranan biçem, tek bir<br />

dil ve tekil bir dilsel bilinç için tümüyle yeterlidir. Şair, kendi şiirsel<br />

bilincini, kendi niyetlerini, kullandığı dilin karşısına koyamaz,<br />

çünkü tümüyle bu dilin içindedir ve dolayısıyla, dili, algılanacak,<br />

üstüne düşünülecek veya bağıntı kurulacak bir nesneye dönüştüremez.<br />

Dili yalnızca içeriden, meramını anlatma işlevi açısından gö-<br />

63

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!