17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

in) böyle dolaysız değerlendirmeler bulunmaz. Bir şeyi ilk kez<br />

görmek, bir şeyi ilk kez fark etmek, zaten ona yönelik bir tutum takınmak<br />

demektir: o şey ne kendi içinde ne de kendisi için var olur,<br />

sadece bir başkası için vardır (halihazırda birbiriyle ilişkili iki bilinç).<br />

Anlama çok önemli bir tutumdur (anlama asla bir totoloji veya<br />

kopyalama değildir, çünkü daima, iki kişi ve potansiyel bir<br />

üçüncü içerir). İşitilmeme ve anlaşılmama durumu (bkz. Thomas<br />

Mann). 13 “Bilmiyorum” ve “Neyse o, benim için ne fark eder ki”<br />

önemli tutumlardır. Nesneye eklenen doğrudan değerlendirmelerin<br />

yıkılması ve tutumların yıkılması genellikle yeni bir tutum yaratır.<br />

Özel türde duygusal-değerlendirmeci tutumlar. Çeşitlilikleri ve karmaşıklıkları.<br />

Yazar/yaratıcı imgelerden ve karakterlerden ayırılamaz, çünkü<br />

bu imgelere onların bölünmez parçası olarak dahil olur (imgeler<br />

ikilidir ve bazen de çift-seslidir). Yazar imgesi, karakterlerin imgelerinden<br />

koparılamaz. Ne var ki, bu imgenin kendisi de yazar tarafından<br />

yaratılmıştır ve dolayısıyla, o da ikilidir. Çoğunlukla, karakterlerin<br />

imgeleri, canlı insanlarla yer değiştirmiş gibi olur.<br />

Karakterlerin sözleri ve yazarın sözünün yerleştirildiği muhtelif<br />

anlamsal düzlemler. Karakterler betimlenen yaşamın, sanki özel konumlara<br />

sahip katılımcıları olarak konuşurlar. Bakış açıları şu ya da<br />

bu şekilde sınırlıdır (yazarın bildiğinden daha az bilgiye sahiplerdir).<br />

Yazar, kendisi tarafından resmedilen (ve belirli bir anlamda da<br />

yaratılan) dünyanın dışındadır. Bu dünyanın tümünü daha yüksek<br />

ve nitel olarak farklı konumlardan yorumlar. Son olarak, tüm karakterler<br />

ve sözleri, yazarsal bir tutumun (ve yazarın sözünün) nesneleridir.<br />

Ama karakterlerin sözlerinin düzlemiyle yazarın sözünün<br />

düzlemi bir noktada kesişebilir, yani aralarında diyalojik ilişkiler<br />

olması olanaklıdır. Sözgelimi, karakterlerin ideologlar olarak resmedildiği<br />

Dostoyevski’de, yazar ve bu tip kahramanlar (düşünürideologlar)<br />

aynı düzlemde buluşur. Karakterlerin sözlerinin diyalojik<br />

bağlamları ve durumları, yazarın sözününkilerden temelde farklıdır.<br />

Karakterlerin sözleri, yapıtın içinde betimlenen diyaloglara<br />

dahil sözlerdir ve zamandaşlığın ideolojik diyaloğuna, yani, bir bü­<br />

13. Bkz. 19. dip not.<br />

351

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!