17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Dilbilim bizatihi sözlü iletişimi, özleri itibariyle sözceleri, sözceler<br />

arasındaki (diyalojik) ilişkileri, sözlü iletişim biçimlerini ve söz<br />

türlerini inceleme konusu olarak almaz.<br />

Dilbilim yalnızca dil sistemi içindeki öğeler arası ilişkileri inceler,<br />

yoksa sözceler arasındaki ilişkileri ve/veya sözcelerin gerçeklikle<br />

ve konuşucuyla (yazar) olan ilişkilerini değil.<br />

Gerçek sözceler ve gerçek konuşucular açısından, bir dil sistemi<br />

tamamen potansiyeldir. Bir sözcüğün anlamı, tümüyle dilbilimsel<br />

olarak incelendiği ölçüde (dilbilimsel kavrambilim), aynı dilin<br />

(veya herhangi başka bir dilin) diğer sözcüklerinin yardımıyla ve<br />

onlarla olan ilişkileriyle belirlenebilir yalnızca; bir kavramla, sanatsal<br />

bir imgeyle veya gerçek yaşamla ancak bir sözcede ve bir sözce<br />

aracılığıyla ilişki kurar. Bu, dilbilimin nesnesi olarak sözcüktür<br />

(ama somut bir sözce olarak veya sözcenin parçası olarak gerçek<br />

bir sözcük değil, bir parça değil bir araç yalnızca).<br />

Sözün yaşamının başlangıçtaki gerçekliği olarak sözün üretilmesi<br />

sorunu. Gündelik yanıttan, birkaç ciltlik romana veya bilimsel<br />

incelemeye varana dek. Söylem yapıtlarının söylem sürecinde<br />

muhtelif alanlarındaki etkileşimi. “Edebi süreç”, bilimde fikirlerin<br />

mücadelesi, ideolojik mücadele vb. İki söylem yapıtı, yan yana gelen<br />

iki sözce, diyalojik dediğimiz özel türde anlamsal ilişkilere girer.<br />

Bu ilişkilerin özgül doğası. Dil sistemi içindeki veya “metin”<br />

içindeki dil öğeleri (dar dilbilimsel anlamda), diyalojik ilişkilere giremez.<br />

Peki, diller ve lehçeler (bölgesel, toplumsal jargonlar), dilsel<br />

(işlevsel) biçemler (sözgelimi, bildik gündelik konuşma ve bilimsel<br />

dil vb.) bu ilişkilere girebilir mi, yani birbirleriyle konuşabilir<br />

mi, vb.? Ancak dilbilimsel-olmayan bir yaklaşımın benimsenmesi<br />

koşuluyla, yani, bir “dünya görüşü”ne (veya dünyanın dil veya<br />

söylem içre duyumsanışına), bir “bakış açısı”na, “toplumsal sesler”e<br />

vb. dönüştürülmeleri koşuluyla.<br />

Sanatçı, tipik karakterlerin tipik veya özgün sözcelerini (tamamen<br />

cisimleşmemiş veya adlandırılmamış olsa bile) yarattığında<br />

böyle dönüşümler gerçekleştirir; estetik dilbilim (Vossler okulu ve<br />

özellikle de Spitzer’in en son çalışması) böyle bir dönüşüm gerçekleştirir<br />

(ama bir ölçüde farklı bir düzlemde). Dil bu tür dönüşümler­<br />

354

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!