Newton'un evrensel yerçekimi kuramı dünya ve uzay ile ilgili olgularıntekdüze bir açıklamasını sağladı. Onun gücü kendisinden önce dağınıkhalde olan açıklamaları ve genellemeleri bir çatı altında toplamasında,onun sayesinde yaratılan yeni varsayım ve açıklamalarda ve bunlardandoğan yeni deneysele varsayım ve yasalarda yatmaktadır.Aristo, bazı sınırlar içinde, "bir cismin" belli bir zamanda kendisineuygulanan güce orantılı olarak hareket ettirilebileceği sonucuna vardı(Toulmin, 1961, s. 49).Eski mekanik biliminde de yeni mekanik biliminde de itme ile hareketarasındaki yüksek korelasyon gerçekliğini korumaktadır. Fakat bu nasılaçıklanacaktır? Bu olgular değişmezliklerini korumuşlardır, bunlarınizahında yeterli görülen kuramlar ise radikal bir şekilde değişikliğe uğramışlardır.Yasalar "gözleme dayanan gerçeklerdir"; kuramlar "onlarıaçıklayan varsayımsal süreçlerdir". Deneysel sonuçlar değişmezdir. Kuramlarise nekadar iyi desteklenirse desteklensin, kalıcı olmayabilirler(Andrade, 1957, s. 29, 242). Yasalar kalıcıdır, kuramlar gelir ve geçerler.ıKuramlar, deney ve gözlem dünyasından tamamen ayrı değil, fakatonunla dolaylı olarak ilgilidir. 3 Böylece meşhur deyimle, kura-mların gerçekliğiasla ispat edilemez. Eğer "gerçek" söz konusu ise kuramların değil,yasaların dünyasındayız demektir. Nitekim kimyager James B. Conant"bir kuram daha iyi bir kuram tarafından devrilebilir" demiştir(1947, s. 48). Bir fizikçi olan John Rader Platt "Bölünmez çözümlemelereyaklaştıkça, bilimsel determinizmin baskısı azalır ve gelişigüzel bir halalır. Zira onlar sadece keşifler değildir. Aynı zamanda tek bir elin zevkive üslubu ile yaratılmış sanat eserleridir" demiştir (1956, s. 75). Bütün budeyişler ünlü matematikçi Henri Poincare'nin ünlü ispatının cilaları gibidirler.Poincare bir tek olgu için mekanik bir açıklama yapılabilirse, o zamanhepsi içinde bu yapılabilir demiştir. 4Ben "kuram" sözcüğünü iki veya daha fazla yasanın oluşturduğu birbütündür biçiminde tanımlıyarak ziyan etmek istemediğimden, kuramın,"kuramlar yasaları açıklarlar" şeklindeki tanımını benimseyeceğim. Bukullanım bu terimin doğal bilimlerdeki tanımıyla aynıdır. Bu kullanım aynızamanda daima uğraştığımız açıklayıcı faaliyetlere de uygun düşmektedir.Dayanılmaz bir güdü ile "gözlemlerin doğurduğu gerçekler"in dışınaçıkmak istediğimize göre, açıklama sorunu ile de uğraşmak zorundayız.Açıklama güdüsü sadece meraktan kaynaklanmamaktadır. Bu, yalnızcakestiride bulunmayıp, kontrol etme ya da kontrolün mümkün olupolmadığını bilme arzusundan da kaynaklanmaktadır. Kestiriler (tahminler)yasalarda var olan ilişkilerin düzenliliklerini bilmekten doğar. Gel-githareketleri, güneşin doğuş ve batışı ampirik bulgulara dayanarak ve6
unların neden olduğunu açıklamadan kestirilebilir. Kestiriler muhakkakki yararlıdırlar. Çarpışacak olan iki cisim üzerinde etkili olan güçleri kontroledemesek bile, çarpışmayı tahmin edebilirsek, hiç olmazsa çarpışmaanında arada kalmaktan kurtulabiliriz. Bununla birlikte, bir miktar kontroluygulayabilmeyi arzu ederiz. Bir yasa bir ilişkinin neden öyle olduğunusöylemez, o ilişkiyi kontrol edip edemeyeceğimizi, edebileceksek bununasıl yapabileceğimizi anlatmaz. Bu amaçlar için kurama ihtiyacımızvardır.Kuramlara ihtiyaç olduğunu belirtmek onları oluşturmamızın mümkünolduğu anlamına gelmez. Nitekim, Alan C. Isaak, benim kullandığımbilimsel tanımlar kullanılınca, siyaset bilimcilerinin kuramları veya kuramsalkavramları olmadığını söylüyor (1969, s. 69). Kuramların tamamenyok olduğunu kabul etmesek bile, hiç olmazsa uluslararası politikadakuramların zayıf ve karışıklık içinde olduğu söylenebilir. Bunlar şu anlamdazayıftırlar: Nesneler, şartlar, davranışlar ve olaylar arasındaki ilişkiyiortaya koyabileceğimiz zaman bile, bu ilişki için öne sürebileceğimizaçıklamalar doğrudan var olan ampirik elemanlardan pek öteye gidemiyor.Karışıklık ise şu anlamdadır: Kuram diye adlandırılan şeyler genelliklekötü tanımlanmış kavramlar ve ifadelerdir, kuramın öğeleri bulanıkbir biçimde belirtilmiştir ve olası sonuçlar, varsayımlar kisvesi ardınagizlenmişlerdir. Şunu da itiraf etmeliyiz ki, 1960'larda ve 1970'lerde eskikuramların geliştirilmesi ve yenilerinin kurulması alanında pek az gelişmekaydedilmiştir. 1950'lerin heves dolu kuramcılığı yerini, 1960'lardakuramsal olmayan davranışçı araştırmalara terketti. Michael Haas'ın dediğigibi, bunlar ne yeni kuramların kurulmasına yaradı ne de bilimselölçütlere uygun oldu (1970, s. 447-59, 467).Kuram, araştırma için varsayımlar önererek ve tabii ki terimleri vekavramları tanımlayıp bunlar arasındaki ilişkiyi işaret ederek araştırmayayardımcı olmalıdır. Charles A. McClelland, bence doğru olarak, kuramlarınuluslararası politikada araştırmaya kılavuzluk etmediğini söylemiştir.Yine haklı olarak, "karar kuramı", "alan kuramı", "sistem kuramı","caydırıcılk kuramı", "çatışma kuramı", "gelişme kuramı" veya "güç veçıkar kuramı" gibi sözde kuramların sadece araştırmacıları yönlendirenve dikkatlerini odaklaştıran "kavramlaştırmalar" olduklarını belirtmiştir.Kendisine göre, sistem kuramı denen şeyden çıkan araştırmaların "evvelceortaya konan, güç dengesinin 'kuramsal olmayan' tasvirlerinden kaynaklanabileceğini"ya da karşılıklı etkileşmenin sistematik bir şekilde gözlenmesindendoğan olgular olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır (1970, ss.74-75).Araştırmayı yapanlar kendilerine kılavuzluk yapacak, öneriler getirecekkuramların yokluğundan yakınabilirler. Bu kadar çok kuramcılık7
- Page 1: ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL B
- Page 7: ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜBu kitap, Han
- Page 11: ULUSLARARASI İLİŞKİLER KURAMIKe
- Page 14 and 15: Ibileceği olanağını öne sürm
- Page 18 and 19: heveslileri olduğu halde varolan k
- Page 20 and 21: însan daima gelişmiş yöntemler
- Page 22 and 23: lında, bir kuram veya onun modeli
- Page 24 and 25: Kuramdaki değişiklikler, sözcük
- Page 26 and 27: şarılı olsa bile, hatırlanmalı
- Page 28 and 29: sındaki korelasyonu naklediyorlar.
- Page 30 and 31: yada olup bitenlerin sebebi olarak
- Page 32 and 33: iyi fırsatlar için dış ülkeler
- Page 34 and 35: Manifesto'da Marks ve Engels kapita
- Page 36 and 37: Eğer ima edilen sebebler ikna edic
- Page 38 and 39: manları massettikçe emperyalizm k
- Page 40 and 41: değiştikleri halde, kuramımı b
- Page 42 and 43: len değişiklikleri dikkatli bir
- Page 44 and 45: an, "itme" ilkesinin işlediği art
- Page 46 and 47: Uyacaktır." Bu unsurlar bazı geli
- Page 48 and 49: ceden kestirebilir miydik? Şu soru
- Page 50 and 51: yapıcı bir amaç için her araca
- Page 52 and 53: cesi olduğuna inanmakta; bazılar
- Page 54 and 55: gösterir, değişen siyasal liderl
- Page 56 and 57: kopmalarını zorlaştırmaktadır.
- Page 58 and 59: öğeyi hesaba katmak bizi uluslara
- Page 60 and 61: Yalnızca bu örneklerden bahsetmek
- Page 62 and 63: ların örgütlenme şeklinden de e
- Page 64 and 65: daki farklılığı etkiler (Waltz,
- Page 66 and 67:
Eğer yazara göre bunlar sistemin
- Page 68 and 69:
Bu tip bir bilim adamı, birimler a
- Page 70 and 71:
Gittikçe artan bir biçimde Hoffma
- Page 72 and 73:
özellikleri, amaçları ve davran
- Page 74 and 75:
olan inancı, yazılarının canlı
- Page 76 and 77:
kuralların çatışması ile karş
- Page 78 and 79:
alıyor. Eğer, bir an için gerekl
- Page 80 and 81:
yalnızca ampirik bir sorundur. Kap
- Page 82 and 83:
kendi çıkarlarını güden iki ya
- Page 84 and 85:
kuramın gelişmesine en önemli ma
- Page 86 and 87:
yalizmin bu amacı gerçekleştireb
- Page 88 and 89:
kullanmışlardır. Bunlar da ulusl
- Page 90 and 91:
Bu şekilde, çember, bir uluslarar
- Page 92 and 93:
tıyormuş gibi bahsetmektedirler k
- Page 94 and 95:
Uluslararası politikanın incelenm
- Page 96 and 97:
da kullanılabilir. Uygulanan yönt
- Page 98 and 99:
33 İzleyecek olan sayfalardaki gü
- Page 100 and 101:
Bochenski, J.M. (1965). The Methods
- Page 102 and 103:
Keynes, John M. (n.d.). The General
- Page 104 and 105:
Singer, J. David, ed. (1968). Quant
- Page 107:
DÜNYA SİYASAL SİSTEMİGeorge H.
- Page 110 and 111:
şı karşıya kalacaklardı. Devle
- Page 112 and 113:
uçaklar savaşı daha etkili kılm
- Page 114 and 115:
yon'dan korkmak ingiltere'yi aynen
- Page 116 and 117:
tine geçmesi için gemlendiğini g
- Page 118 and 119:
Nükleer silahlar hiç olmazsa, Rom
- Page 120 and 121:
müyor mu? Eğer saldın ve savunma
- Page 122 and 123:
iki taraf da kontrolleri altındaki
- Page 124 and 125:
vaşmı izleyen yılların "revizyo
- Page 126 and 127:
İstilalar ve hükümet darbeleri k
- Page 128 and 129:
yüklüyor olabiliriz. Belki de sav
- Page 130 and 131:
kimlik kazandığı için mi oluyor
- Page 132 and 133:
slndan değişik roller oynarlar. J
- Page 134 and 135:
Burada ileri sürülen mantık, nü
- Page 136 and 137:
lamalar meydana getirebilirler. Şi
- Page 138 and 139:
atı toplumlarının "Sovyet Bloğu
- Page 140 and 141:
Ekonomik açıklamalar aranması do
- Page 142 and 143:
Bir anlamda bu söylenenler "çöz
- Page 144 and 145:
landa Cumhuriyet Ordusu) bu arzuyu
- Page 146 and 147:
Eğer bir dünya devletine gönüll
- Page 148 and 149:
hepsinin eşit biçimde yararlanaca
- Page 150 and 151:
önlemleri tanımlayabilir, ya da,
- Page 152 and 153:
Ülkeler arasındaki ticaret ilişk
- Page 154 and 155:
iktisadi karşılık beklediğini h
- Page 156 and 157:
Herz, John H. (1951). Political Rea
- Page 158:
Vernon, Raymond (1971). Sovereignty