kullanmışlardır. Bunlar da uluslararası politikayı, devletlerin Özelliklerineve nasıl etkileştiklerine bakarak incelemişler, birbirlerine göre ne durumdaolduklarına bakmamışlardır. İncelemerini olgulara etki yapan öğelerlekısıtlı tutarak C.F.A. Plantin'in "Çözümleme hatası" dediği hatayadüşmüşler ve "daha üst düzeydeki kümelerin de incelenmeye değebileceğini"düşünmemişlerdir. (1968, s. 175).Sistem yaklaşımının gerekli olduğu yerlere analitik mantığın uygulanmasıbelli birtakım koşulların varlığını gerektirir, örneğin güç dengesininve dünya barış ve güvenliğinin sağlanması için bazı ön koşullararanır. Bazıları büyük devlet sayısının ikiden fazla olmasını ister; başkalarıiçin, büyük bir devletin dengeleyici rolünü üstlenmesine gereksinimvardır. Bazı düşünürler ekseri teknolojinin hızlı ve radikal değişiklikleriolmaması lazımdır der. Başkaları büyük devletlerin keyfi olarak saptanmışkurallara uyması gereğine işaret eder. Oysa, güç dengeleri "gerekli"koşullar olmadan da oluşur. 1945 den beri dünya istikrarlılık içinde olmuşve uluslararası koşullar kuramcıların kurallarına uymadıkları halde,dünyanın büyük güçleri hayret uyandıracak kadar barışçıl olmuşlardır.O halde nerede hata yapıldı? Çok kişi tarafından paylaşılan, köklü birbir inanış bizi hataya şevketti, yani kuramcıların kategorilerinin aktörlerinamaçlarına uygunluk göstermesi gerektiğinin varsayılması bu hatayaneden oldu. Daha açıkçası, kuramcılar eğer bir sonuca ulaşılacaksa,birisinin ya da herkesin bunu istemesi, bu amaç için çalışması gerektiğineinanıyorlardı. Buna inananlar için, açıklamanın, eninde sonunda, devletlerinya da diğer aktörlerin niteliklerine dayandırılması doğaldır. Eğerbu doğru ise, ulusal düzeyde ya da daha alt düzeyde oluşturulan kuramlaruluslararası politikayı yeterince açıklayabilecektir. Örneğin, bir dengenindinginliği (equilibrium) ancak devletlerin kurallara uyması sayesindesağlanabiliyorsa, o zaman kuralların ne olması gerektiği konusundakianlaşmanın nasıl sağlandığının bilinmesi gerekir. Bu durumda birgüç dengesi kuramına gerek yoktur. Çünkü denge belli bir davranış sonucundaoluşacaktır, bu davranışın açıklanması, belki ulusal psikoloji konusundaya da, bürokratik politika konusunda bir kuram ile yapılabilecektir.Burada bir güç dengesi kavramı oluşturulamaz, çünkü onun açıklayacağıhiç bir şey yoktur. Eğer aktörlerin iyi ya da kötü emelleri dengeninkorunması veya bozulması sonucunu doğuruyorsa, o zaman güçdengesi kavramı yalnızca ne olduğunu anlatmak için kullanılan bir çerçevehaline gelecektir. Bu da zaten onun geleneksel olarak kullanıldığıyerdir.Oysa, uluslararası ilişkiler tarihinde elde edilen sonuçlar nadiren öncedentasarlandığı sonuca uygun olarak gelişir. Bu neden böyle olur?Bunun cevabı galiba, aktörlerin tek tek özelliklerinde veya amaçlarında78
var olmayan nedenlerin, toplu olarak onları etkilediği gerçeğidir. Güçdengesi kuramı, hem birimler düzeyinde ve hem de sistem düzeyinde, nedenlerive sonuçları teşhis eder ve bunları birbirinden ayırır. Böylece, bukuram birimlerin amaçları ile sistemin doğurduğu sonuçlar arasındakiuyumsuzluğu açıklayabilmek gücündedir.Sistem yaklaşımları, ne yazıkki, güç dengesi kuramının ifadelerindençok, yanlış ifadelerini taklit etmektedirler. Bu yaklaşımlar eski yanlışlarıdüzeltmek yerine onlara boyun eğmiş gibiler. Bazı sistem kuramcıları,sistemi, etkileşen parçalarının bir sonucu olarak görmekte, ve sisteminbu parçalar üzerinde bir etkisi olabileceğini düşünmemektedirler. Başkasistem kuramcıları bazen, genel olarak uluslararası politika araştırmacılarınınyaptığı gibi, uluslararası çevrenin etkilerinin hesaba katılması gerektiğindenbahstmekte, ancak bunun nasıl yapılacağı sorusuna cevapvermeden, hemen etkileşim halindeki birimlerle uğraşmaya başlamaktadırlar.Bilim adamlarının çoğu uluslararası politikayı şekil: 3'de görüldüğügibi algılarlar.Şekil : 3Bu şeklde, N l)2 , 3 dış etkilerini içeriden oluşturan devletlerdir. X|, 2|3birbirleri ile etkileşen ve dış politika faaliyeti içinde olan devletlerdir. Buradasistemik hiç bir öğe ve güç görünmemektedir. Oysa, bazı ipuçlarından,uluslararası politikanın, bir sistem olmanın bazı özelliklerini taşıdığınıbiliyoruz. Bir ipucu, nedenlerle sonuçların tam anlamı ile uyuşmaları,ikinci bir ipucu, aktörlerin, stratejilerini gözden geçirseler bile herzamanistedikleri sonuçları oluşturamamalarıdır.Sistemsel etkiler var olduğu için, uluslararası ilişkiler Şekil: 4 de görüldüğübiçimde anlaşılmalıdır.79
- Page 1:
ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL B
- Page 7:
ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜBu kitap, Han
- Page 11:
ULUSLARARASI İLİŞKİLER KURAMIKe
- Page 14 and 15:
Ibileceği olanağını öne sürm
- Page 16 and 17:
Newton'un evrensel yerçekimi kuram
- Page 18 and 19:
heveslileri olduğu halde varolan k
- Page 20 and 21:
însan daima gelişmiş yöntemler
- Page 22 and 23:
lında, bir kuram veya onun modeli
- Page 24 and 25:
Kuramdaki değişiklikler, sözcük
- Page 26 and 27:
şarılı olsa bile, hatırlanmalı
- Page 28 and 29:
sındaki korelasyonu naklediyorlar.
- Page 30 and 31:
yada olup bitenlerin sebebi olarak
- Page 32 and 33:
iyi fırsatlar için dış ülkeler
- Page 34 and 35:
Manifesto'da Marks ve Engels kapita
- Page 36 and 37:
Eğer ima edilen sebebler ikna edic
- Page 38 and 39: manları massettikçe emperyalizm k
- Page 40 and 41: değiştikleri halde, kuramımı b
- Page 42 and 43: len değişiklikleri dikkatli bir
- Page 44 and 45: an, "itme" ilkesinin işlediği art
- Page 46 and 47: Uyacaktır." Bu unsurlar bazı geli
- Page 48 and 49: ceden kestirebilir miydik? Şu soru
- Page 50 and 51: yapıcı bir amaç için her araca
- Page 52 and 53: cesi olduğuna inanmakta; bazılar
- Page 54 and 55: gösterir, değişen siyasal liderl
- Page 56 and 57: kopmalarını zorlaştırmaktadır.
- Page 58 and 59: öğeyi hesaba katmak bizi uluslara
- Page 60 and 61: Yalnızca bu örneklerden bahsetmek
- Page 62 and 63: ların örgütlenme şeklinden de e
- Page 64 and 65: daki farklılığı etkiler (Waltz,
- Page 66 and 67: Eğer yazara göre bunlar sistemin
- Page 68 and 69: Bu tip bir bilim adamı, birimler a
- Page 70 and 71: Gittikçe artan bir biçimde Hoffma
- Page 72 and 73: özellikleri, amaçları ve davran
- Page 74 and 75: olan inancı, yazılarının canlı
- Page 76 and 77: kuralların çatışması ile karş
- Page 78 and 79: alıyor. Eğer, bir an için gerekl
- Page 80 and 81: yalnızca ampirik bir sorundur. Kap
- Page 82 and 83: kendi çıkarlarını güden iki ya
- Page 84 and 85: kuramın gelişmesine en önemli ma
- Page 86 and 87: yalizmin bu amacı gerçekleştireb
- Page 90 and 91: Bu şekilde, çember, bir uluslarar
- Page 92 and 93: tıyormuş gibi bahsetmektedirler k
- Page 94 and 95: Uluslararası politikanın incelenm
- Page 96 and 97: da kullanılabilir. Uygulanan yönt
- Page 98 and 99: 33 İzleyecek olan sayfalardaki gü
- Page 100 and 101: Bochenski, J.M. (1965). The Methods
- Page 102 and 103: Keynes, John M. (n.d.). The General
- Page 104 and 105: Singer, J. David, ed. (1968). Quant
- Page 107: DÜNYA SİYASAL SİSTEMİGeorge H.
- Page 110 and 111: şı karşıya kalacaklardı. Devle
- Page 112 and 113: uçaklar savaşı daha etkili kılm
- Page 114 and 115: yon'dan korkmak ingiltere'yi aynen
- Page 116 and 117: tine geçmesi için gemlendiğini g
- Page 118 and 119: Nükleer silahlar hiç olmazsa, Rom
- Page 120 and 121: müyor mu? Eğer saldın ve savunma
- Page 122 and 123: iki taraf da kontrolleri altındaki
- Page 124 and 125: vaşmı izleyen yılların "revizyo
- Page 126 and 127: İstilalar ve hükümet darbeleri k
- Page 128 and 129: yüklüyor olabiliriz. Belki de sav
- Page 130 and 131: kimlik kazandığı için mi oluyor
- Page 132 and 133: slndan değişik roller oynarlar. J
- Page 134 and 135: Burada ileri sürülen mantık, nü
- Page 136 and 137: lamalar meydana getirebilirler. Şi
- Page 138 and 139:
atı toplumlarının "Sovyet Bloğu
- Page 140 and 141:
Ekonomik açıklamalar aranması do
- Page 142 and 143:
Bir anlamda bu söylenenler "çöz
- Page 144 and 145:
landa Cumhuriyet Ordusu) bu arzuyu
- Page 146 and 147:
Eğer bir dünya devletine gönüll
- Page 148 and 149:
hepsinin eşit biçimde yararlanaca
- Page 150 and 151:
önlemleri tanımlayabilir, ya da,
- Page 152 and 153:
Ülkeler arasındaki ticaret ilişk
- Page 154 and 155:
iktisadi karşılık beklediğini h
- Page 156 and 157:
Herz, John H. (1951). Political Rea
- Page 158:
Vernon, Raymond (1971). Sovereignty