însan daima gelişmiş yöntemler ister, fakat en gelişmiş yöntemler bilebazı ana soruları cevapsız bırakır. Bunun yanısıra tümevarım yöntemlerininsonuna dek kullanılması istenir. Ancak, Alfred North Whitehead'ındediği gibi, tümevarım, ancak metafizik bizi tümevarımın götüreceği dünyanıngerçekliği konusunda temin ediyorsa, mümkün olabilir (1948 s. 65).Daha değişik bir biçimde J.M. Bochenski'nin dediği gibi "pratik olabilmesiiçin tümevarım'a dayandırılan bir beyan zaten doğru olmalı, yani gerçeğetekabül etmelidir" (1965 s. 114). Her karmaşık alanda araştırmacı,sonsuz sayıda yerinde görülen şeyle karşılaşabilir. Bir kimse gözlemselveya deneysel olarak sonsuz sayıda şeyler üzerinde çalışamaz. Şu ya dabu şekilde seçim yapmak, birleştirmek, basitleştirmek yeni bazı şeyleriseçerken başkalarını dışarda bırakmak gereklidir. Bunun nasıl yapılacağınıinsan nasıl bilebilir? Aklını kullanarak mı? Araştırılan şey hakkındatecrübe edinerek mi? Açıkça önemli görülen şeylerle işe başlıyarak mı?Bu sorularda önerilen yaklaşımların hepsi sorunlarla doludur, ama bunlaryine de büyük ölçüde bilimin ilerlemesine yol açarlar. Bununla birlikte,uluslararası ilişkilerde bu ampirik yaklaşımlar hemen hiç değeriolmayan veriler bolluğu yaratmış gibi görünüyorlar.Konunun esasında özel bir güçlük olsa gerekir. Zorluk, uluslararasıpolitikayı ulusal politika ile karşılaştırdığımızda açıkça ortaya çıkıyor. Ulusalpolitikanın incelenmesinde gözlerini açan herkes devletin çeşitli kurumlarıve makamları arasındaki alışverişin oldukça önemli olduğunu görebilir.Aynı şekilde, özgürlüğü etkileyen politikaların tesbiti, insanlarınrefahı, ülkenin güvenliği, vatandaşların sistemdeki rolleri açısından sosyalizasyonu,kanunların uygulanması, partilerin yarışması ve oy vermegibi hususların önemini de kavrayabilir. Bu hususlar ve diğerleri konununönemli unsurları arasına girmektedir ve herkes, öncelik sırası konusundauyuşmasa bile, bunların önemi konusunda hemfikirdir. Uluslararasıpolitikanın incelenmesinde, gözlerini dört açanlar bile birşey görmeyebilirler.İnsanlar uluslararası politikayı, iç politikada bölük pörçük de olsayapabildikleri gibi, şahsen algılayamazlar. Aynı zamanda kişiler uluslararasıpolitikayı, eğer onu krizler ve ulusal politikaların incelenmesi şeklindetanımlamazsak, gazetelerde de okuyamazlar. îç politikayı öğreten hocalaröğrencilere yabancı gelen yaklaşımlar da kullansalar, onların bildiğişeylerle uğraşmaktadırlar. Bir uluslararası politika hocası ise, çoğu kereöğrencilerinden "bu dersi okuyuncaya kadar uluslararası politikanın neolduğu hakkında bir fikrim yoktu" şeklinde sözler duyarlar. Buna cevabenancak şu söylenebilir: "onun ne olduğunu halâ bilmiyorsunuz, sadecebenim ve bazı başka kişilerin uluslararası politikanın ne olduğu hakkındakiizlenimlerimizi öğrendiniz". Bu konunun içeriği, onun üzerindeçalışanlar tarafından yaratılır.t10
Bu sorun bütün alanlar için geçerlidir. Ancak, aklıselim yoluyla bulunabilecekipuçlarının nisbeten az olması, uluslararası ilişkileri incelemedeözel bir zorluk yaratmaktadır. Bizim kuramlarımız ne hakkında olmalıdır?Bizi ilgilendiren "gerçek" nedir? Bunlar, başlangıçta zihin karıştırıcısorunlardır.Bizi ilgilendiren dünyayı doğrudan anlayabilsek, kurama ihtiyacımızolmazdı. Şimdiye kadar tartışageldiğimiz zorluklar, tümevarım yönteminin,bizi arzulanan hedefe ulaştırıp ulaştıramıyacağı ve bu hedefe, uluslararasıpolitika hakkında geliştirilmiş kuramlar ya da inanılır bir kuramdenilip denilmiyeceği sorusunu ortaya atıyor. Bu yol bizi hedefe şu nedendenötürü götürmüyor: Bir kuram, açıklamaların istendiği dünya ile ilgiliolmakla birlikte, o dünyadan ayrı kalır. Kuramlar gerçek dünyanınbetimlemesi değildir; onlar onun bir kısmını anlayabilmek için bizim yarattığımızaletleçdir. Bundan dolayı "gerçek" bir kuram ile veya onu temsileden bir model ile aynı şey olamaz. Bu bir kısım siyaset bilimcilerinceiyi anlaşılmadığı için konuyu biraz daha tartışmak gerekiyor."Model" terimi başlıca iki anlamda kullanılır. Bir anlamıyla model,bir kuramı temsil eder. Bir başka anlamıyla model gerçeği bazı şeyleridışlayarak veya ölçeği küçülterek basitleştirir ve onu resmeder. Eğer böylebir model gerçekten çok fazla uzaklaşırsa, işe yaramaz hale gelir. Birmodel uçak, gerçek bir uçağa benzemelidir. Açıklayıcı güç ise "gerçek"tenuzaklaştıkça kazanılır, ona yakın durularak değil. Tam bir betimleme (tasvir)en az açıklayıcı, zarif bir kuram, en çok açıklayıcı haldedir. Bu sonuncusunungerçekten uzaklaşması fizik örneğinde olduğu gibi en uç birnoktadır. Gerçekten ayrılmak her zaman iyi bir şey değildir, fakat betimlemeakıllıca yapılmazsa sadece tasvir olarak kalır, açıklayıcı olamaz.James Conant bir keresinde bilimi "problemlerin hallinde ampirisizm derecesiniazaltmaya yönelik dinamik bir girişim" diye tanımlanmıştır (1952,s. 62). Bir kuramın modeli de, o kuram gerçekten ne derece uzaklaşmışsa,gerçekten o kadar uzak olur. Demek ki model, matematiksel organizmik,mekaniz veya diğer deyişler kullanarak, kuramı, kuramsal kavramlardanarındırılmış bir biçimde temsil eden şeydir.Siyaset bilimcileri çoğu kez kuramsal modeller hakkında, onlar sankimodel uçaklar cinsinden şeylermişcesine bahsederler. Örneğin, önce devletiağırlık noktası alan uluslararası ilişkiler modelini gerçek hayattan çokuzaklaştığı, iddiası ile eleştirirler. Daha sonra gerçeği daha doğru olarakyansıtan modeller oluşturmak üzere çaba harcarlar. Gayretleri başarılı olsa,model ile gerçek dünya ayniyet gösterirdi. Yapılan hata, EmmanuelKant'ın bizi uyardığı şeyin, (yani kuramda doğru olarak görülenin uygulamadaöyle olmayabileceği hususunun) aksidir. Konuyu çok iyi anlayanKant'ın uyarısı kuram ile uygulamanın aynı olduğunu ima etmiyordu. As-11
- Page 1: ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL B
- Page 7: ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜBu kitap, Han
- Page 11: ULUSLARARASI İLİŞKİLER KURAMIKe
- Page 14 and 15: Ibileceği olanağını öne sürm
- Page 16 and 17: Newton'un evrensel yerçekimi kuram
- Page 18 and 19: heveslileri olduğu halde varolan k
- Page 22 and 23: lında, bir kuram veya onun modeli
- Page 24 and 25: Kuramdaki değişiklikler, sözcük
- Page 26 and 27: şarılı olsa bile, hatırlanmalı
- Page 28 and 29: sındaki korelasyonu naklediyorlar.
- Page 30 and 31: yada olup bitenlerin sebebi olarak
- Page 32 and 33: iyi fırsatlar için dış ülkeler
- Page 34 and 35: Manifesto'da Marks ve Engels kapita
- Page 36 and 37: Eğer ima edilen sebebler ikna edic
- Page 38 and 39: manları massettikçe emperyalizm k
- Page 40 and 41: değiştikleri halde, kuramımı b
- Page 42 and 43: len değişiklikleri dikkatli bir
- Page 44 and 45: an, "itme" ilkesinin işlediği art
- Page 46 and 47: Uyacaktır." Bu unsurlar bazı geli
- Page 48 and 49: ceden kestirebilir miydik? Şu soru
- Page 50 and 51: yapıcı bir amaç için her araca
- Page 52 and 53: cesi olduğuna inanmakta; bazılar
- Page 54 and 55: gösterir, değişen siyasal liderl
- Page 56 and 57: kopmalarını zorlaştırmaktadır.
- Page 58 and 59: öğeyi hesaba katmak bizi uluslara
- Page 60 and 61: Yalnızca bu örneklerden bahsetmek
- Page 62 and 63: ların örgütlenme şeklinden de e
- Page 64 and 65: daki farklılığı etkiler (Waltz,
- Page 66 and 67: Eğer yazara göre bunlar sistemin
- Page 68 and 69: Bu tip bir bilim adamı, birimler a
- Page 70 and 71:
Gittikçe artan bir biçimde Hoffma
- Page 72 and 73:
özellikleri, amaçları ve davran
- Page 74 and 75:
olan inancı, yazılarının canlı
- Page 76 and 77:
kuralların çatışması ile karş
- Page 78 and 79:
alıyor. Eğer, bir an için gerekl
- Page 80 and 81:
yalnızca ampirik bir sorundur. Kap
- Page 82 and 83:
kendi çıkarlarını güden iki ya
- Page 84 and 85:
kuramın gelişmesine en önemli ma
- Page 86 and 87:
yalizmin bu amacı gerçekleştireb
- Page 88 and 89:
kullanmışlardır. Bunlar da ulusl
- Page 90 and 91:
Bu şekilde, çember, bir uluslarar
- Page 92 and 93:
tıyormuş gibi bahsetmektedirler k
- Page 94 and 95:
Uluslararası politikanın incelenm
- Page 96 and 97:
da kullanılabilir. Uygulanan yönt
- Page 98 and 99:
33 İzleyecek olan sayfalardaki gü
- Page 100 and 101:
Bochenski, J.M. (1965). The Methods
- Page 102 and 103:
Keynes, John M. (n.d.). The General
- Page 104 and 105:
Singer, J. David, ed. (1968). Quant
- Page 107:
DÜNYA SİYASAL SİSTEMİGeorge H.
- Page 110 and 111:
şı karşıya kalacaklardı. Devle
- Page 112 and 113:
uçaklar savaşı daha etkili kılm
- Page 114 and 115:
yon'dan korkmak ingiltere'yi aynen
- Page 116 and 117:
tine geçmesi için gemlendiğini g
- Page 118 and 119:
Nükleer silahlar hiç olmazsa, Rom
- Page 120 and 121:
müyor mu? Eğer saldın ve savunma
- Page 122 and 123:
iki taraf da kontrolleri altındaki
- Page 124 and 125:
vaşmı izleyen yılların "revizyo
- Page 126 and 127:
İstilalar ve hükümet darbeleri k
- Page 128 and 129:
yüklüyor olabiliriz. Belki de sav
- Page 130 and 131:
kimlik kazandığı için mi oluyor
- Page 132 and 133:
slndan değişik roller oynarlar. J
- Page 134 and 135:
Burada ileri sürülen mantık, nü
- Page 136 and 137:
lamalar meydana getirebilirler. Şi
- Page 138 and 139:
atı toplumlarının "Sovyet Bloğu
- Page 140 and 141:
Ekonomik açıklamalar aranması do
- Page 142 and 143:
Bir anlamda bu söylenenler "çöz
- Page 144 and 145:
landa Cumhuriyet Ordusu) bu arzuyu
- Page 146 and 147:
Eğer bir dünya devletine gönüll
- Page 148 and 149:
hepsinin eşit biçimde yararlanaca
- Page 150 and 151:
önlemleri tanımlayabilir, ya da,
- Page 152 and 153:
Ülkeler arasındaki ticaret ilişk
- Page 154 and 155:
iktisadi karşılık beklediğini h
- Page 156 and 157:
Herz, John H. (1951). Political Rea
- Page 158:
Vernon, Raymond (1971). Sovereignty