Manifesto'da Marks ve Engels kapitalizmi öylesine övüyorlardı ki, eğerbu bir burjuva savunucusundan gelse idi utanılacak kadar gösterişçi sayılabilirdi.Burjuvazinin gelişmesi, ticaret serbestisi, dünya pazarları, üretim yöntemlerindekive bunlara ilişkin yaşam şartlarındaki birörneklik sayesinde, (diye yazdılar) Milli farklılıklar ve halklar arasındaki düşmanlık hergün biraz daha azalmaktadır.(1848; 1946 ed. S. 39).Hobson'un emperyalizm açıklamasını uyarlayan Lenin, hem Marks'ın zararsızbir geleceğe olan inancını hem de onun tohumlarının kapitalist toplumdataşındığı fikrini koruyabilmişti.Biz şimdi emperyaizmin ekonomik kuramını, bu bölümün başında ortayaatılan üç soru ile sınayabiliriz. İlk olarak şunu soralım : Ekonomikkuram kendisi ne dereceye kadar iyidir? Burada Hobson'un Keynes stilindekikuramının değeri ile güya emperyalizme sebeb olacak olan kapitalihracı güdüsü arasında bir ayırma yapmak gerekir. Hobson, tabiî "içerdekipazarların sınırsız genişleme gücü olduğuna" inanıyordu. "İngiltere'deüretilen herşey" diye ilave ediyordu. "İngiltere'de tüketilebilir. Yeterki 'gelir' ya da eşyaları talep edebilme gücü, usulünce dağıtılabilsin."(1902; 1938 ed. s. 88). Lenin'in bu konudaki itirazı salt ekonomik olmaktançok, siyasal bir açıdan yapılmıştır. Kapitalist ülkelerin hükümetleri asla uygungelir dağılımı yapamazlar. Öyleyse, burada soru "ekonomik kuramyeterli midir"den "ekonomik şartların siyasal sonuçlara tesir edip etmediği"şekline dönüşüyor. Lenin ve Hobson, ikisi de, emperyalizmi içerdekiaz tüketimin itmesi ile, dışarıda yatırım yapmanın yüksek kârının çekiciliğineyoruyorlar. Arzu edilen şey yüksek kârdır ve Lenin ve Hobsonhemen bunun nasıl elde edildiğinin işadamları ve yatırımcılar açısındanönemli olmadığını söyleyeceklerdir. Ekonomik kuram bizi kendi başına,imparatorluk kurmanın gerekli olduğu sonucuna götürmez. Bu konu aşağıdagözden geçireceğimiz daha sonraki Marksist yazarlar tarafından değişikşekillerde ele alındığından, burada sadece, Lenin ve Hobson'un açıklamalarındaekonomik kuramın, belli şartlar altında, belli artık değerlerinnasıl oluştuğunu izah etmekten başka bir şey yapamadığını söylemekle yetineceğim.Bununla birlikte, şuna inanıyorum ki, ekonomik kuramın çekiciliği,ikinci sınamayı başaramamasına ve üçüncü sınamada güçlüklerlekarşılaşmasına rağmen onun bütünlüğü bozulmadan korunmasına nedenolmuştur.Şunu hatırlamalıyız ki emperyalizm kuramının geçerli olabilmesiiçin, emperyalist ülkelerin çoğu hem kapitalist, hem de ihtiyaç fazlası üretimyapar durumda olmalı ya da böyle olan ülkeler emperyalist diye nitelendirilebilmelidir.İkinci ve üçüncü sınamalar birlikte ele alınabilir. Ku-24
amın uygulanabilmeğe başladığı tarih olan 1870'den beri, kapitalist diyenitelendirilebilecek ülkelerin hepsi, ya da hemen hepsi, hiç olmazsa birparça emperyalist faaliyette bulundular. Bununla birlikte bir kısım emperyalistdevletler kolonilerine pek az kapital ihraç ettiler, bazıları hiçkapital fazlası da üretemediler, üstelik bir kısım emperyalist ülkeler kapitalistde değillerdi. Devletlerin iç şartlarında ve dış politikalarında görülenfarklılıklar etkileyici, onların kuramın gereklerine bağlılığı ise değildi.Ondokuzuncu yüzyılın sonuna gelindiğinde, baş emperyalist devlet olanİngiltere'nin kapitalinin yaklaşık yarısı, en büyük miktarı Amerika'da olmaküzere, kolonilerinin dışında yatırılmıştı ki bu da kuramın sadık yandaşlarınıbiraz rahatsız ediyordu. Fransa sürekli denetiminde bulundurduğuülkelerle ticarette veya buralara yaptığı yatırımlarda ikinci ya daüçüncü sırayı işgal ediyordu (Feis, 1930; 1964 ed. s. 23). Asya'da Japonyave Asya ile Doğu Avrupa'da Rusya muhakkak ki emperyalisttiler, fakatikisi de kapitalist ve artık değer üreten ülkeler değillerdi. Bu birkaç örnek,emperyalizmle bağdaştırılabilecek durumların çeşitliliğine örnek teşkilediyor. Bu çeşitlilik, kuramı tümüyle reddetmeye yeterlidir.Kuram açısından bu kuraldışılıklar ilave şüpheler uyandırmaktadır.Emperyalizm en aşağı yazılı tarih kadar eskidir. Her halükârda, "neden"in(kapitalizm), doğurduğu sonuçtan (emperyalizm) çok daha yeni olduğunuöğrenmek çok garip oluyor. İtiraf etmeli ki, Hobson ve Lenin emperyalizmisadece gelişmiş kapitalizm çağında açıklanmış gibi davranıyorlar.Fakat o vakit insan eski çağlarda emperyalizme neyin sebeb olduğunuve bu eski sebeplerin niçin artık geçerli olmayıp da pnların yerini tamamenkapitalizmin aldığını merak etmelidir. Ondokuzuncu yüzyılın sonlarındaeğer dünyada yeni şeyler var idiyse, emperyalizm bunlardan birideğildi. Olgu değil de sadece sebebinin yeni olduğu söyleniyordu. Bu sankiNewton'un cisimlerin serbest düşüşlerinin açıklamasını 1966'dan sonrasıiçin yaptığını iddia etmesine ve bu cisimlerin bu tarihten önce niçindüştüklerinin izahını başkalarına bırakmasına ve yeni keşfettiği yer çekimietkisinin eskiden olmadığı ve işlemediğini söylemesine benziyor.Hobson ve Lenin'in kuramı bu sorunlarla uğraşmıyor ve zaten ciddiolarak bu çabayı da göstermiyor. 17 Çok yayılıp dayanıklılık gösteren kuramınkabul görmesi, bunun yerine, ekonomik mantığının çekiciliğine vegerçekten günün ileri kapitalist ülkelerinin en göz kamaştırıcı imparatorlukkurucuları arasında bulunması açık gerçeğine dayanıyor. İleri kapitalistülkeler ateşli emperyalisttiler. O halde kapitalizm ile emperyalizmineden özdeşleştirmeyelim? Bu eşanlamlılaştırma belli ki kolaydı, zira kitapkitap ardından, makale makale ardından, henüz uyanmamış ülkeleresermaye ve malların nasıl empoze edildiğini ve devletlerin koloni kazanmayarışı anlatmaktadır.25
- Page 1: ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL B
- Page 7: ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜBu kitap, Han
- Page 11: ULUSLARARASI İLİŞKİLER KURAMIKe
- Page 14 and 15: Ibileceği olanağını öne sürm
- Page 16 and 17: Newton'un evrensel yerçekimi kuram
- Page 18 and 19: heveslileri olduğu halde varolan k
- Page 20 and 21: însan daima gelişmiş yöntemler
- Page 22 and 23: lında, bir kuram veya onun modeli
- Page 24 and 25: Kuramdaki değişiklikler, sözcük
- Page 26 and 27: şarılı olsa bile, hatırlanmalı
- Page 28 and 29: sındaki korelasyonu naklediyorlar.
- Page 30 and 31: yada olup bitenlerin sebebi olarak
- Page 32 and 33: iyi fırsatlar için dış ülkeler
- Page 36 and 37: Eğer ima edilen sebebler ikna edic
- Page 38 and 39: manları massettikçe emperyalizm k
- Page 40 and 41: değiştikleri halde, kuramımı b
- Page 42 and 43: len değişiklikleri dikkatli bir
- Page 44 and 45: an, "itme" ilkesinin işlediği art
- Page 46 and 47: Uyacaktır." Bu unsurlar bazı geli
- Page 48 and 49: ceden kestirebilir miydik? Şu soru
- Page 50 and 51: yapıcı bir amaç için her araca
- Page 52 and 53: cesi olduğuna inanmakta; bazılar
- Page 54 and 55: gösterir, değişen siyasal liderl
- Page 56 and 57: kopmalarını zorlaştırmaktadır.
- Page 58 and 59: öğeyi hesaba katmak bizi uluslara
- Page 60 and 61: Yalnızca bu örneklerden bahsetmek
- Page 62 and 63: ların örgütlenme şeklinden de e
- Page 64 and 65: daki farklılığı etkiler (Waltz,
- Page 66 and 67: Eğer yazara göre bunlar sistemin
- Page 68 and 69: Bu tip bir bilim adamı, birimler a
- Page 70 and 71: Gittikçe artan bir biçimde Hoffma
- Page 72 and 73: özellikleri, amaçları ve davran
- Page 74 and 75: olan inancı, yazılarının canlı
- Page 76 and 77: kuralların çatışması ile karş
- Page 78 and 79: alıyor. Eğer, bir an için gerekl
- Page 80 and 81: yalnızca ampirik bir sorundur. Kap
- Page 82 and 83: kendi çıkarlarını güden iki ya
- Page 84 and 85:
kuramın gelişmesine en önemli ma
- Page 86 and 87:
yalizmin bu amacı gerçekleştireb
- Page 88 and 89:
kullanmışlardır. Bunlar da ulusl
- Page 90 and 91:
Bu şekilde, çember, bir uluslarar
- Page 92 and 93:
tıyormuş gibi bahsetmektedirler k
- Page 94 and 95:
Uluslararası politikanın incelenm
- Page 96 and 97:
da kullanılabilir. Uygulanan yönt
- Page 98 and 99:
33 İzleyecek olan sayfalardaki gü
- Page 100 and 101:
Bochenski, J.M. (1965). The Methods
- Page 102 and 103:
Keynes, John M. (n.d.). The General
- Page 104 and 105:
Singer, J. David, ed. (1968). Quant
- Page 107:
DÜNYA SİYASAL SİSTEMİGeorge H.
- Page 110 and 111:
şı karşıya kalacaklardı. Devle
- Page 112 and 113:
uçaklar savaşı daha etkili kılm
- Page 114 and 115:
yon'dan korkmak ingiltere'yi aynen
- Page 116 and 117:
tine geçmesi için gemlendiğini g
- Page 118 and 119:
Nükleer silahlar hiç olmazsa, Rom
- Page 120 and 121:
müyor mu? Eğer saldın ve savunma
- Page 122 and 123:
iki taraf da kontrolleri altındaki
- Page 124 and 125:
vaşmı izleyen yılların "revizyo
- Page 126 and 127:
İstilalar ve hükümet darbeleri k
- Page 128 and 129:
yüklüyor olabiliriz. Belki de sav
- Page 130 and 131:
kimlik kazandığı için mi oluyor
- Page 132 and 133:
slndan değişik roller oynarlar. J
- Page 134 and 135:
Burada ileri sürülen mantık, nü
- Page 136 and 137:
lamalar meydana getirebilirler. Şi
- Page 138 and 139:
atı toplumlarının "Sovyet Bloğu
- Page 140 and 141:
Ekonomik açıklamalar aranması do
- Page 142 and 143:
Bir anlamda bu söylenenler "çöz
- Page 144 and 145:
landa Cumhuriyet Ordusu) bu arzuyu
- Page 146 and 147:
Eğer bir dünya devletine gönüll
- Page 148 and 149:
hepsinin eşit biçimde yararlanaca
- Page 150 and 151:
önlemleri tanımlayabilir, ya da,
- Page 152 and 153:
Ülkeler arasındaki ticaret ilişk
- Page 154 and 155:
iktisadi karşılık beklediğini h
- Page 156 and 157:
Herz, John H. (1951). Political Rea
- Page 158:
Vernon, Raymond (1971). Sovereignty