heveslileri olduğu halde varolan kuramları geliştirmedeki ya da arttırmadakibaşarısızlığı neyle açıklayabiliriz? Benim görüşüme göre, verilecekcevabın üç ana bölümü vardır.1. Kesinlik arayışı. Son zamanlarda sayılara dayanan verilere olanrağbet disiplinli araştırmaya önem vermeksizin bir amaç olmaya başladı.Bir önceki kuşağın bilim adamlarının sözleri, felsefi atıflarda bulunarak,tarihe seslenerek ve edebî bir üslup kullanarak belki düzmece bir otoritekazandılar. Fakat bu görüş büyük ölçüde abartılmıştır. Mesele, belli biryöntemi veya vurgulamayı suçlamak değil, Plato'dan bir alıntı da yapılsa,bir sayı da verilse, bunun niçin yapıldığının bilinmesidir. Bu yöntemmantığı nasıl destekliyor? Bir bağlantıyı nasıl kuruyor? Kanıt olarak nasılhizmet ediyor? İşte, bu sorulara cevap aranmalıdır.Daha fazla bilgiyi ararken yeterince ayırımcı olamadık. Ayırımcı olmakgereklidir, zira her karmaşık olguya olduğu gibi, uluslararası politikayada etki yapan şeyler hakkında öğrenilebilecekler sınırsızdır. RossAshby, aşağıdaki örnekte yerinde bir uyarıda bulunuyor. Astrofizikçiler20.000 üyelik yıldız kümelerinin davranışlarını açıklamaya çalışıyorlar.Bu işe yeni başlıyanlar, diyor Ashby, "yalnızca kümelerin ne yaptığını,yani üyelerinin yörüngelerini bilmek isterler. Eğer bu bilgi kendilerineverilebilse, ciltler dolusu sayıdan oluşan tablolarla karşılaşacaktır ki aslındabu bilgiyi istemediklerini anlıyacaklardır." Ashby, asıl sorun, gereksizayrıntıya boğulmaksızın "bize gerekli olanı nasıl elde edeceğimizdir"diyor (1964'ün 1956 baskısı, s. 113). Belki insan güç bir soru olan "ne içinbilgi?" sorusuna cevap vermekten çekindiği için, eski bir düstur olan "bilgi,bilgi içindir" çekici gelmektedir.Gittikçe artan bilgi arayışı şimdi kendisini, tipik olarak, korelasyonkatsayıları toplamak şeklnde gösteriyor. Edward R. Tuffe'in belirttiğinegöre (19964), niceliksel uluslararası politika üzerinde yazılmış bir dizi makalede(Singer, 1968) tahminen 1600 korelasyon katsayısına yer verilmiş.Sayılar üzerinde düşünmek, eğer bizi Ashby'nin genç Astrofizikçisinin çıkardığısonuca götürecekse bir yarar sağlar. Jacob Viner'in üzüntülü gözlemlerinihatırlarsak iyi olur. 1928 deki bir yazısında şöyle demişti:8Birkaçyıl önce genç Amerikan eğitimcileri arasında aniden bir Pearsonkorelasyon katsayısı kullanma hevesi belirdi ve eğitim alanında okuyanbirçok yüksek lisans öğrencisi ülkeye yayılarak pervasızca korelasyonyapmaya başladı. Öyle ki işgüzarlıkla akılcılık arasında neredeyse "tam"avaran bir ters korelasyon kuruldu. Anlamsız bir sürü korelasyonla dolubir dünyada, beklenileceği üzere, sonuçlar korkunçtu ve hemen bir tepkiyarattı.Bu tepki uluslararası ilişkiler bilimcilerinden geç gelmiştir.
2. Tümevarıma olan bağlılık. Bizim konumuzun pek çok araştırmacısıüzerinde sayıların sebep olduğu büyülenme ilginçtir. Sayıların sihrininsebebi onların gerçekler gibi görünmelerinde yatmaktadır. Uygulamadada, basit korelasyon katsayıları gittikçe artan bir oranda "bulgular"olarak adlandırılmaktadır. Bulunan şey zaten orada olmalıdır. Garip birşekilde, bilginin katiyetlerle başlaması gerektiğine inananlar için bu tipverilerin çoğalması rahatlatıcı olmalı. Böylece, sayılarla dolu bir kitabaBeyond Conjecture in International Politics (Uluslararası Politikada TahminlerdenÖteye, Jones ve Singer, 1972) adı verilmektedir. Öyle görülüyorki, "önce neyin ne olduğunu bilmeliyiz, açıklamaya sonra geçeriz"şeklinde düşünülmektedir.Birçok şeyi bilmek isteyen ve bunları kesin bir biçimde bilmek isteyenkişi, tümevarımı deneyebilecektir. Böylece, Singer (1972, s. 251) ve arkadaşlarıkendilerini "belli bir kuramsal modele" bağlamadan önce "tümevarımyolunda epeyce bir mesafe katetmeyi" tercih etmişlerdi. Kişimuhakkak ki, tümevarım yöntemi ile saptanmış, yeterince doğrulandığıiçin, yasa denilebilecek şeyler ister. Bir yasa gözlenen ya da deneysel olaraksaptanandan daha fazlasını belirtir. Geçmişte veya şimdiki zamandikurulmuş bile olsa, ondan gelecekte de geçerli olması istenir. Örneğin,Uluslararası Çatışma ile ulusal güç miktarı veya ulusal sanayileşme yada iç politikadaki dengesizlikler, aralarında görülebilecek zayıf ve değişenilişkiler bize üzerinde birşeyler oturtulabilecek veriler vermez. Tahminlerinötesinde birşeyler oldukları izlenimini veren sayılar, aslında tahminlerdenöteye birşeyler değildir. Belirtilen ilişkiler, kuramlar tarafındanaçıklanması mümkün olmayacak yasalara benziyorlar. Halbuki, insan istersesayı oyununu daha göz doldurucu sonuçlar almak için oynayabilir.Herhangi birşeyle karşılaştırılan herhangi bir başka şey, etkileyici korelasyonlargösterebilir ve değişkenler akıllıca seçilip tanımlanırsa ve örneğinboyutları yeterince büyük tutulursa, istatistiki bakımdan önemli sonuçlaralınabilir. 5 Üstelik, uluslararası ilişkiler öğrencileri sık sık, keyfiolarak seçilmiş değişkenlerin gelişigüzel sıralanmasından oluşan modellerleçalışmak zorundadırlar. Eğer bunlar böyle ise, daha yüksek korelasyonlaraulaşmak ve sapmaları açıklayabilmek, ek birtakım değişkenleriişin içine sokmakla sağlanabilir. Gerçekten, bu yapılarak insan sapmaların% 100'ünün nedenini açıklayabilir ki bu da işin yanıltıcı yönünün birörneğidir. Teknik olarak bir kimse sapmanın çoğunun açıklamasını bulabilir.Burada, nedenlerin teşhis edildiğini düşünmek kolaydır fakat yanlıştır.Çok basit bir şey olan itme ve hareket gibi bir şeyde bile neden sorusununne derece dikkatle yanıtlanması gerektiğini bilemez. Uluslararasıilişkilerde kesin olarak neyin neye sebeb olduğunu söylemek fazlasıylagüçtür.9
- Page 1: ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL B
- Page 7: ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜBu kitap, Han
- Page 11: ULUSLARARASI İLİŞKİLER KURAMIKe
- Page 14 and 15: Ibileceği olanağını öne sürm
- Page 16 and 17: Newton'un evrensel yerçekimi kuram
- Page 20 and 21: însan daima gelişmiş yöntemler
- Page 22 and 23: lında, bir kuram veya onun modeli
- Page 24 and 25: Kuramdaki değişiklikler, sözcük
- Page 26 and 27: şarılı olsa bile, hatırlanmalı
- Page 28 and 29: sındaki korelasyonu naklediyorlar.
- Page 30 and 31: yada olup bitenlerin sebebi olarak
- Page 32 and 33: iyi fırsatlar için dış ülkeler
- Page 34 and 35: Manifesto'da Marks ve Engels kapita
- Page 36 and 37: Eğer ima edilen sebebler ikna edic
- Page 38 and 39: manları massettikçe emperyalizm k
- Page 40 and 41: değiştikleri halde, kuramımı b
- Page 42 and 43: len değişiklikleri dikkatli bir
- Page 44 and 45: an, "itme" ilkesinin işlediği art
- Page 46 and 47: Uyacaktır." Bu unsurlar bazı geli
- Page 48 and 49: ceden kestirebilir miydik? Şu soru
- Page 50 and 51: yapıcı bir amaç için her araca
- Page 52 and 53: cesi olduğuna inanmakta; bazılar
- Page 54 and 55: gösterir, değişen siyasal liderl
- Page 56 and 57: kopmalarını zorlaştırmaktadır.
- Page 58 and 59: öğeyi hesaba katmak bizi uluslara
- Page 60 and 61: Yalnızca bu örneklerden bahsetmek
- Page 62 and 63: ların örgütlenme şeklinden de e
- Page 64 and 65: daki farklılığı etkiler (Waltz,
- Page 66 and 67: Eğer yazara göre bunlar sistemin
- Page 68 and 69:
Bu tip bir bilim adamı, birimler a
- Page 70 and 71:
Gittikçe artan bir biçimde Hoffma
- Page 72 and 73:
özellikleri, amaçları ve davran
- Page 74 and 75:
olan inancı, yazılarının canlı
- Page 76 and 77:
kuralların çatışması ile karş
- Page 78 and 79:
alıyor. Eğer, bir an için gerekl
- Page 80 and 81:
yalnızca ampirik bir sorundur. Kap
- Page 82 and 83:
kendi çıkarlarını güden iki ya
- Page 84 and 85:
kuramın gelişmesine en önemli ma
- Page 86 and 87:
yalizmin bu amacı gerçekleştireb
- Page 88 and 89:
kullanmışlardır. Bunlar da ulusl
- Page 90 and 91:
Bu şekilde, çember, bir uluslarar
- Page 92 and 93:
tıyormuş gibi bahsetmektedirler k
- Page 94 and 95:
Uluslararası politikanın incelenm
- Page 96 and 97:
da kullanılabilir. Uygulanan yönt
- Page 98 and 99:
33 İzleyecek olan sayfalardaki gü
- Page 100 and 101:
Bochenski, J.M. (1965). The Methods
- Page 102 and 103:
Keynes, John M. (n.d.). The General
- Page 104 and 105:
Singer, J. David, ed. (1968). Quant
- Page 107:
DÜNYA SİYASAL SİSTEMİGeorge H.
- Page 110 and 111:
şı karşıya kalacaklardı. Devle
- Page 112 and 113:
uçaklar savaşı daha etkili kılm
- Page 114 and 115:
yon'dan korkmak ingiltere'yi aynen
- Page 116 and 117:
tine geçmesi için gemlendiğini g
- Page 118 and 119:
Nükleer silahlar hiç olmazsa, Rom
- Page 120 and 121:
müyor mu? Eğer saldın ve savunma
- Page 122 and 123:
iki taraf da kontrolleri altındaki
- Page 124 and 125:
vaşmı izleyen yılların "revizyo
- Page 126 and 127:
İstilalar ve hükümet darbeleri k
- Page 128 and 129:
yüklüyor olabiliriz. Belki de sav
- Page 130 and 131:
kimlik kazandığı için mi oluyor
- Page 132 and 133:
slndan değişik roller oynarlar. J
- Page 134 and 135:
Burada ileri sürülen mantık, nü
- Page 136 and 137:
lamalar meydana getirebilirler. Şi
- Page 138 and 139:
atı toplumlarının "Sovyet Bloğu
- Page 140 and 141:
Ekonomik açıklamalar aranması do
- Page 142 and 143:
Bir anlamda bu söylenenler "çöz
- Page 144 and 145:
landa Cumhuriyet Ordusu) bu arzuyu
- Page 146 and 147:
Eğer bir dünya devletine gönüll
- Page 148 and 149:
hepsinin eşit biçimde yararlanaca
- Page 150 and 151:
önlemleri tanımlayabilir, ya da,
- Page 152 and 153:
Ülkeler arasındaki ticaret ilişk
- Page 154 and 155:
iktisadi karşılık beklediğini h
- Page 156 and 157:
Herz, John H. (1951). Political Rea
- Page 158:
Vernon, Raymond (1971). Sovereignty