kendi çıkarlarını güden iki ya da daha çok birimin bulunduğu her haleuygulanabileceği gerçeğini gözardı etmiştir. Başka bir değişle Kaplan,güç dengesi kavramı ile ilgili eskiden beri varolan yanlış anlamaları devamettirmiş ve uluslararası politikada güç dengesinin sadece anarşikkoşullar altında birimlerin davranışı hakkında bir kavram olduğununanlaşılmasını güçleştirmiştir.2. Bir sistem yaklaşımı, ancak sistem düzeyinde nedenler işliyorsa, kullanılmalıdır.Bundan sonra, sistemin birimlerinin özelliklerini ve etkileşimleri,onun yapısının tanımının dışında tutulmalıdır. Eğer bu yapılmazsa,o vakit sistem düzeyinde (veya yapısal) açıklamalar yapılamaz.Hatta, sistemin birimleri ne biçimde etkilediği bile söylenemez. Yukarıda,hangi özelliklerin ve etkileşimlerin Kaplan'ın çalışmasına sistem düzeyindegirdiğini görüyoruz. Burada da, sık sık olduğu gibi, yine tutarsız. Yapıdaözelliklere bir yer vermiyor, sonra bunları kurallarının içine sokarak, yapıyadahil etmiş oluyor. Güç dengesi sisteminde, belli ki ilişkiler sistem düzeyindeişin içine sokulmamış. Örneğin, sık sık yapıldığı gibi BirinciDünya Savaşı öncesinde büyük devletler arasındaki ilişkileri iki kutuplubir siyasal yapı içinde incelemek yanlışına düşmüyor (1966, s. 9-10).Ancak, kendisinin sıkı kurallı iki kutuplu sistemleri, bu kimliklerini,bloklar içi ilişkilere göre kazanmış oluyorlar.Blokların ve ittifakların kuruluş, önem ve dayanıklılıklarının nedenini,varolan sistem biçimine göre açıklamak, eğer sistemlerin kendileriilişkilerin özelliklerine göre birbirlerinden ayrılıyorlarsa, pek zordur.Kaplan, güç dengesi sisteminde bu mantığı izliyor, gevşek ve sıkı kurallıiki kutuplu sistemlerinde ise, bunu yapmıyor. Kaplan'ın bu önemli konudaiçine düştüğü fikrî karışıklık, kuşkusuz, hali hazırda varolan ittifakguruplaşmalarını uluslararası sistemin yapısının içine sokma adetininoluşmasına katkıda bulunmuştur. Herhalde, uluslararası ilişkileralanında sistemle ilgili ilk çalışmalardan biri olan Kaplan'ın yazıları, bualanda var olan karışıklığın sorumluluğunu bir ölçüde taşımaktadır.3. Bir sistem yaklaşımı, sadece eğer incelediğimiz konu düzenli bir karmaşıklığasahipse gedeklidir. Böyle bir durumda, sistemin yapısı, bu yapınınonu oluşturan öğeleri nasıl etkilediğini ve sistemin bu öğelerdennasıl etkilendiğini anlamak için icelenir. Kaplan'a göre, uluslararası ilişkileraçık bir sistemi oluşturuyor. Açık bir sistemde, sistemin yapısı,sonuçları, değişkenlerde oluşacak değişikliklere hatta onların bazılarınınortadan kalkmasına bakılmaksızın tayin edebilir. 53 Belli bir sistemdedeğişik "nedenler" aynı sonucu doğurabilir; değişik sistemlerde aynı"nedenler" farklı sonuçlar yaratabilir. Kısacası, örgütlenme biçimi, öğelerinözellikleri ve etkileşimlerinden baskın olabilir. Bir sistemin yapısı,72
sistemin birimleri üzerinde kısıtlayıcı etkiye sahiptir. Yapı, birimlerinbelli biçimlerde davranmalarına, ve belli başka biçimlerde davranmalarınaneden olur ve böyle yaptığı için de sistem kendi kendini idameettirir. Eğer sistemik güçler bu işleri yapamazlarsa, o vakit, sistem yaçöker, ya da değişikliğe uğrar. Oysa Kaplan, sistem yaklaşımının en açıkbiçimde sistemsel olan öğesini geliştirmiyor. Siyaset bilimcilerinde tipikolduğu üzere, yapı kavramı zayıf, hatta hiç yok ve süreç ile işlev onunyerini almış durumda. Kaplan, tabii, yaklaşımının bu noktasını, uluslararasısistemi, alt sistemin başat olduğu bir varlık olarak nitelendirerekaçıkça ortaya koyuyor. Alt sistemin başat olduğu bir sistem, sistem değildir.İşte yine, esas itibariyle indirgeyici bir yaklaşıma, sistemik diyead takılması hali ile karşı karşıyayız.Bu bölümü bitirirken vurgulanması gereken önemli konu, uluslararasısistemlerin yapılarındaki değişiklikler ile onların içlerinde vuku bulandeğişiklikler arasında kesin ve tutarlı bir ayırım yapılması gereğidir."Yapı"nın herhangi bir kullanılabilir tanımı bizi sistemin şekil değiştirmesiile ilgili bir tanımlamaya götürebilir. Benim tanımlamamın ışığında,uluslararası sistem, eğer anarşik karakteri, hiyerarşik örgütlenmeyedönüşürse, değişikliğe uğrayacaktır. Bu takdirde, sistem, uluslararası birsistem olmaktan çıkar. Oysa, sistem, ancak önemli birimlerin hepsindeKapasite değişiklikleri olursa, uluslararası sistem olma özelliğini kaybetmedendeğişebilir. Uluslararası sistemler daima anarşiktirler ve onlardaima az sayıda önemli devletin yarışma içinde olduğu sistemlerolmuşlardır. Araştırmacılar hangi kapasite dağılımı değişikliklerinin önemliolduğu konusunda değişik düşüncelere sahiplerse de, pratikte bununbüyük bir önemi yoktur. Örneğin, hemen hiç kimse 19. yüzyılın ortasındabeş olan büyük devlet sayısının, 1920'lerde ve 1930'larda yediye yükselmesinesistemde bir değişiklik gözüyle bakmamaktadır. Oysa, hemenhemen herkes bu sayısının İkinci Dünya Savaşından sonra ikiye inmesine,sistemde oluşan bir değişiklik diye bakmaktadır.Uluslararası sistemler nadiren değişirler, oysa uluslararası yaşamdaima yeniliklerle doludur. Bazen önemli kesintiler ortaya çıkar. Eğerbunlar dayanıklı bir sistemde oluşursa, onların nedenleri birimler düzeyindearanmalıdır. Devletler biçimde ve amaçta değişikliğe uğrarlar;teknolojik gelişmeler kaydedilir; silahlar köklü değişimler gösterir; ittifaklarkurulur ve bozulurlar. Sistemler içinde ortaya çıkan böyle önemlideğişikliklere sistem değişiklikleri adı vermenin çok kolay olduğu görülmüştür.Bir yandan yapı ile, öteki yanda birim ve süreçler arasındakifark gözardı edilebilmektedir. Bu konulardaki fikir karışıklıkları değişiknedenler ve nedenlerle sonuçlar arasında ayırım yapmayı güçleştirmektedir.İnancım odur ki, bu güçlükler uluslararası ilişkiler alanında73
- Page 1:
ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL B
- Page 7:
ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜBu kitap, Han
- Page 11:
ULUSLARARASI İLİŞKİLER KURAMIKe
- Page 14 and 15:
Ibileceği olanağını öne sürm
- Page 16 and 17:
Newton'un evrensel yerçekimi kuram
- Page 18 and 19:
heveslileri olduğu halde varolan k
- Page 20 and 21:
însan daima gelişmiş yöntemler
- Page 22 and 23:
lında, bir kuram veya onun modeli
- Page 24 and 25:
Kuramdaki değişiklikler, sözcük
- Page 26 and 27:
şarılı olsa bile, hatırlanmalı
- Page 28 and 29:
sındaki korelasyonu naklediyorlar.
- Page 30 and 31:
yada olup bitenlerin sebebi olarak
- Page 32 and 33: iyi fırsatlar için dış ülkeler
- Page 34 and 35: Manifesto'da Marks ve Engels kapita
- Page 36 and 37: Eğer ima edilen sebebler ikna edic
- Page 38 and 39: manları massettikçe emperyalizm k
- Page 40 and 41: değiştikleri halde, kuramımı b
- Page 42 and 43: len değişiklikleri dikkatli bir
- Page 44 and 45: an, "itme" ilkesinin işlediği art
- Page 46 and 47: Uyacaktır." Bu unsurlar bazı geli
- Page 48 and 49: ceden kestirebilir miydik? Şu soru
- Page 50 and 51: yapıcı bir amaç için her araca
- Page 52 and 53: cesi olduğuna inanmakta; bazılar
- Page 54 and 55: gösterir, değişen siyasal liderl
- Page 56 and 57: kopmalarını zorlaştırmaktadır.
- Page 58 and 59: öğeyi hesaba katmak bizi uluslara
- Page 60 and 61: Yalnızca bu örneklerden bahsetmek
- Page 62 and 63: ların örgütlenme şeklinden de e
- Page 64 and 65: daki farklılığı etkiler (Waltz,
- Page 66 and 67: Eğer yazara göre bunlar sistemin
- Page 68 and 69: Bu tip bir bilim adamı, birimler a
- Page 70 and 71: Gittikçe artan bir biçimde Hoffma
- Page 72 and 73: özellikleri, amaçları ve davran
- Page 74 and 75: olan inancı, yazılarının canlı
- Page 76 and 77: kuralların çatışması ile karş
- Page 78 and 79: alıyor. Eğer, bir an için gerekl
- Page 80 and 81: yalnızca ampirik bir sorundur. Kap
- Page 84 and 85: kuramın gelişmesine en önemli ma
- Page 86 and 87: yalizmin bu amacı gerçekleştireb
- Page 88 and 89: kullanmışlardır. Bunlar da ulusl
- Page 90 and 91: Bu şekilde, çember, bir uluslarar
- Page 92 and 93: tıyormuş gibi bahsetmektedirler k
- Page 94 and 95: Uluslararası politikanın incelenm
- Page 96 and 97: da kullanılabilir. Uygulanan yönt
- Page 98 and 99: 33 İzleyecek olan sayfalardaki gü
- Page 100 and 101: Bochenski, J.M. (1965). The Methods
- Page 102 and 103: Keynes, John M. (n.d.). The General
- Page 104 and 105: Singer, J. David, ed. (1968). Quant
- Page 107: DÜNYA SİYASAL SİSTEMİGeorge H.
- Page 110 and 111: şı karşıya kalacaklardı. Devle
- Page 112 and 113: uçaklar savaşı daha etkili kılm
- Page 114 and 115: yon'dan korkmak ingiltere'yi aynen
- Page 116 and 117: tine geçmesi için gemlendiğini g
- Page 118 and 119: Nükleer silahlar hiç olmazsa, Rom
- Page 120 and 121: müyor mu? Eğer saldın ve savunma
- Page 122 and 123: iki taraf da kontrolleri altındaki
- Page 124 and 125: vaşmı izleyen yılların "revizyo
- Page 126 and 127: İstilalar ve hükümet darbeleri k
- Page 128 and 129: yüklüyor olabiliriz. Belki de sav
- Page 130 and 131: kimlik kazandığı için mi oluyor
- Page 132 and 133:
slndan değişik roller oynarlar. J
- Page 134 and 135:
Burada ileri sürülen mantık, nü
- Page 136 and 137:
lamalar meydana getirebilirler. Şi
- Page 138 and 139:
atı toplumlarının "Sovyet Bloğu
- Page 140 and 141:
Ekonomik açıklamalar aranması do
- Page 142 and 143:
Bir anlamda bu söylenenler "çöz
- Page 144 and 145:
landa Cumhuriyet Ordusu) bu arzuyu
- Page 146 and 147:
Eğer bir dünya devletine gönüll
- Page 148 and 149:
hepsinin eşit biçimde yararlanaca
- Page 150 and 151:
önlemleri tanımlayabilir, ya da,
- Page 152 and 153:
Ülkeler arasındaki ticaret ilişk
- Page 154 and 155:
iktisadi karşılık beklediğini h
- Page 156 and 157:
Herz, John H. (1951). Political Rea
- Page 158:
Vernon, Raymond (1971). Sovereignty