13.07.2015 Views

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ler olduğunu açıklamasına cevap vermiyor. Halbuki o bunu yapabildiğiniiddia ediyor. Örneğin kendisi "ılımlı" sistemlerle "Devrimci" sistemlerarasında bir ayrım yapıyor. Birinciler gücün dağılımında çok kutuplu veamaçlara ve kullandıkları yöntem bakımından homojendirler. İkinciler isegücün dağılımı bakımından iki kutuplu devletlerin özellikleri bakımındanhetorojendirler (1968, s. 12-14; ayrıca 1965, s. 89-100 ile karşılaştırınız).Eğer nedensel öğeler dikkatlice teşhis edilmişlerse o zaman kategorilerfaydalı olurlar. Kategoriler eğer değişik sistemlerin gçirdikleri tarihi tecrübelereyakın beklentilere yol açabiliyorsa kullanışlıdırlar. O halde "şimdikisistem de göreli olarak ılımlıdır" ve "istikrar devrimci amaçlara vegörünüşteki iki kutupluluğa rağmen sağlanmıştır" (1968, s. 20-33; italikaslındandır) şeklinde şeyler okumak hayret vericidir. 43Bu sonuç açıkça gösteriyor ki Hoffmann için sistem düzeyinde bir kavramolarak yapı ne fazla bir şey açıklayacaktır ve ne de uluslararası sonuçlarınbelli ve tanımlanabilen sınırlar içinde kalacağına bir işarettir.Hoffmann iki kutuplu veya çok devletli yapıların kendilerinin devletlerinözlemleri ve davranışlarına etki yapabileceğini düşünmekte güçlük çekiyor.Bunu neden yapamadığını daha eski uluslararası sistemler hakkındakişu sözleri açıklıyor sanırım; "bir sistemin hedeflerini incelemekle ölçülebilir"(1968, s. 33) itiraf etmeliki bazen sistemik etkilerden bahsediyor,ancak bunlar hemen silah teknolojisi, yöneticilerin ihtirasları gibi şeylertarafından gözardı edilivermektedir. O sistemi o derece yüklüdür kiyapının her hangi bir elemanı tarafından (bunların çoğu alt sistem düzeyindedir)şu ya da bu sonuca sebep olmuştur demesi pek kolaydır. Ohalde, önemli olan Hoffmann'ın sistemleri celbetmesidir, zira onların etkilerisübjektif ve indi bir biçimde kullanılmaktadır.Hoffmann tutarlı bir biçimde kendisini Aron'un havarisi olarak sunmaktadır.İkisinin de kuramsal bağlantıları aynıdır. İkisi de içten-dışaaçıklamalara eğilim göstermektedirler. Aron'un dediği gibi "başlıca aktörlersistemi, sistemin onları yaptığından daha fazla belirlemişlerdir.(1966, s. 95). Aron için olduğu gibi, Hoffmann için de sonuçlar, sistem tarafındanetkilendiklerinden çok daha fazla, birimler tarafından etkilenirler.Belki de onlar haklıdır. Ancak sistem ve birim etkileri bir tip sistemdendiğerine yoğunluk bakımından farklılık gösterir mi düşünülür? Aronve Hoffmann bu soruya indi bir biçimde, belli bir cevap vermişlerdir.Hoffmann'ın içten-dışa açıklamalara olan bağımlılığı o kadar derindirki Rousseau'yu bile kendi görüntüsü doğrultusunda yorumlamaktadır.Rousseau siyasal kuramcılar arasında yalnızca katılmacıların özellik vedavranışlarına bakarak sonuçlar çıkarılmıyacağını söyleyenler arasındaseçkin bir yer işgal etmektedir. Hareketin bağlamı (context) insanlarla dadevletlerle de meşgul olunsa daima düşünülmelidir. Zira bağlam kendisi61

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!