an, "itme" ilkesinin işlediği artık söylenemez. Bazı neokoloniyalistler şimdi,fonların net akımının Amerika Birleşik Devletlerine doğru olduğunuve dışarda çalışan şirketlerin yeni yatırımlarının çoğunun yerel ödünçalmalar sonucunda oluştuğunu söylüyorlar. 28O halde kapitalist ülkeler iktisadi durgunluğu nasıl önlüyorlar? Sıksık şöyle bir basit cevap veriliyor: Savunmaya çok para harcayarak. Savunmaharcamaları kısır olduğu için, savunma bütçeleri artık sermayeninideal emicileridir. Oysa, dünyada ikinci ve üçüncü sırada yer alan BatıAlmanya ve Japonya'ya bu izah uygulanamaz. Hatta Amerika'ya uygulandığızaman bile, Baran ve Sweezy'nin de söyledikleri gibi (1966, s. 146-53,223) açıklamanın kendisi de herhangi bir büyük kamu veya özel teşebbüsyatırımının aynı amaca hizmet edebileceğini itiraf etmektedir. Bizimamaçlarımız için, dış yatırım, içerdeki yetersiz tüketimin bir çaresi olarakgörülmediği zaman, devletlerin dış yatırımının, kapitalist ekonomilerinmarksist çözümlemesinin dışına çıktığının bilinmesi yeterlidir.Böylece diyalektik gelişmenin iki ana unsurundan biri elenmiş oluyor.İkinci unsur da artık işlememektedir. Zira, yukarıda açıklandığı üzere, azgelişmiş ülkelerin ekonomik bakımdan, onlara yabancı kapital akımı sağlanarak,kalkındırıldıklarma artık inanılmamaktdır. Bundan dolayı onlar,gelecekte kapitalist ülkelerin karışmalarına karşı koyacak gücü kazanamamaktadırlar.Kapitalizm dışarıda kendini, emperyalist politikaları ileyeniden üretememekte ve böylece, klasik olarak sosyalizmin doğacağı şartlarıhazırlayamamaktadır.Nihi ekonomik açıklama olarak, neokolonyalizm, emperyalizmi devletpolitikasından ayrı tutmaktadır. Eski günlerde emperyalist politikalar faaliyetgösterirken görülebilir ve onlardan kurtulma yolları düşünülebilirdi.Hükümet politikası sayesinde (Hobson) veya devrim yolu ile (Lenin) emperyalizmindayandığı şartlar değiştirilerek bir ülke emperyalist olmaktançıkarılabilirdi. Emperyalizm şimdi kapitalist ülkeler yararına olan birdenge bozukluğuna dayanan bir haldir ve bu dengesizlik sürdüğü sürecedevam eder. Dış ülkelerde işletmelerin yayılması esas itibariyle özel birşeydir. Eğer devletlerin emperyalist faaliyetin devamı için pek az bir şevyapması gerekiyorsa, o halde onlardan yapmalarını durdurmalarını isteyebileceğimizpek az şey vardır. Bunu bu şekilde koymak, Britanya'nın 19.yüzyılın ortalarındaki "serbest ticaret emperyalizmi" ile Amerika'nın sonzamanlardaki "dışarıya şirketlerin genişlemesi emperyalizmi" arasındakiönemli bir ortak özelliği açığa çıkarmaktadır. Her iki durum da birer "büyükdevlet emperyalizmi" örneğidir. Bir ülke dünyadaki malların 1/3 ünüveya 1/4 ünü ürettiği zaman onun başkalarını, başkalarının onu etkileyebildiğindendaha fazla etkilemesi doğaldır. Bu etkinin aracı mal ticareti34
de olsa çok uluslu şirketler de olsa, bu araçlar, genlerindeki muazzam ulusalolanaklara dayandıkları için bu geniş etkiyi yaratabilmektedirler.Bu sözde emperyalizme son verebilmek için yegane tavsiye fakirlerezenginleşmelerini ve/veya zenginlere göreceli olarak fakirleşmelerini söyleyenreçetedir. Halbuki aynı zamanda, şimdiki sistem, zengin ve fakirülkeler arasındaki açıklığı meydana getiren, genişleten ve geliştiren şeyolarak görülmektedir. Neokoloniyal çözümlemeyi (analizi) kabul edenlerya ümitsizliğe düşmek ya da hayale dalmak mecburiyetindedirler.Onların emperyalizmi çözme reçetelerinin hayal olduğu kolayca görülebilir.Örneğin emperyalizmi fakirin, zengin veya zayıfın güçlü tarafındansömürülmesi, olarak tanımladıktan sonra, Galtung, emperyalizmialtetmenin çaresi olarak fakirlerle, zayıfların zenginleşmek için birleşipiş birliği yapmasını görmektedir, ancak ifadelerinin karmaşıklığı bu reçeteyibir parça anlaşılmaz kılmaktadır (1971, s. 107 vd.). Güçlü ol! Zenginleş!Bu cins nasihate uymak zordur. Fakirlik belki yalnızlıktan hoşlanmazama, zayıflarla fakirler elele verdikleri zaman, güçlenme ve zenginleşmekonusunda pek az şey kazanırlar. Fakirler birleşerek varlıklarımarttırdıkları zaman o varlıktan pay almak isteyenleri de ayni oranda arttırmışolurlar. Zayıf ülkeler birleştiklerinde, iş bölümünün işlediği alanıgenişletmekle pek az şey kazanırlar. Zira, birbirine çok benzeyen aktif vepasifleri birleştirmiş olmaktadırlar.Bizi çıkmaz sokağa götüren mantık en iyi Galtung'un makalesindegörülmektedir. Bu mantığın en iyi örneği tarihi bakımdan tedbirli ve çözümlemeaçısından keskin bir eser olan Michael Barratt Brown'un kitabındagörülmektedir. Orijinal baskısında Brown, yeni doğan üçüncü dünyaülkelerinin —Hindistan, Brezilya, Endonezya, Cezayir, Irak, Gana, Küba,Yugoslavya ve Mısır— İşçi Partisinin İngilteresi'nin desteği ile birleşerekemperyalizmin boyunduruğundan kurtulacaklarını ümit etmişti.Gözden geçirilmiş baskıda, "bugün geriye bakarak gülmek kolaydır, fakatgerçek odur ki, üçüncü dünyanın izahı İşçi (Partisi) hükümetinin, sosyalistlerin1964'de oy verdiği sola açılışları tamamen bir tarafa bırakmasındayatmaktadır." (1970, S. XVIII). Bu, neokoloniyalist mantığın düştüğü ümitsizliktendoğan hülyaya örnektir. Kitabın gözden geçirilmiş baskısında,kendisi bir başka örnek daha veriyor. Yeni hayal "öğrencilerin, aydınlarınzanaatkârlarm, esnaflann, köylülerin ve büyük kapitalist ülkelerin uluslararasışirketlerinin satış ve mal şebekesinin baskısı altında olan herkesin,Marks tarafından sanayide çalışan sınıflara uygun görülen görevi hemenyülenebileceği" zannıdır. Gerilla ünitesi, diye ilave ediyor, "Marks'mkapitalist fabrikalarda gördüğü ortak dış düşmana karşı yalnız disiplinideğil, aynı zamanda birliği, karşılıklı güveni ve gurup bilincini de sağ-35
- Page 1: ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL B
- Page 7: ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜBu kitap, Han
- Page 11: ULUSLARARASI İLİŞKİLER KURAMIKe
- Page 14 and 15: Ibileceği olanağını öne sürm
- Page 16 and 17: Newton'un evrensel yerçekimi kuram
- Page 18 and 19: heveslileri olduğu halde varolan k
- Page 20 and 21: însan daima gelişmiş yöntemler
- Page 22 and 23: lında, bir kuram veya onun modeli
- Page 24 and 25: Kuramdaki değişiklikler, sözcük
- Page 26 and 27: şarılı olsa bile, hatırlanmalı
- Page 28 and 29: sındaki korelasyonu naklediyorlar.
- Page 30 and 31: yada olup bitenlerin sebebi olarak
- Page 32 and 33: iyi fırsatlar için dış ülkeler
- Page 34 and 35: Manifesto'da Marks ve Engels kapita
- Page 36 and 37: Eğer ima edilen sebebler ikna edic
- Page 38 and 39: manları massettikçe emperyalizm k
- Page 40 and 41: değiştikleri halde, kuramımı b
- Page 42 and 43: len değişiklikleri dikkatli bir
- Page 46 and 47: Uyacaktır." Bu unsurlar bazı geli
- Page 48 and 49: ceden kestirebilir miydik? Şu soru
- Page 50 and 51: yapıcı bir amaç için her araca
- Page 52 and 53: cesi olduğuna inanmakta; bazılar
- Page 54 and 55: gösterir, değişen siyasal liderl
- Page 56 and 57: kopmalarını zorlaştırmaktadır.
- Page 58 and 59: öğeyi hesaba katmak bizi uluslara
- Page 60 and 61: Yalnızca bu örneklerden bahsetmek
- Page 62 and 63: ların örgütlenme şeklinden de e
- Page 64 and 65: daki farklılığı etkiler (Waltz,
- Page 66 and 67: Eğer yazara göre bunlar sistemin
- Page 68 and 69: Bu tip bir bilim adamı, birimler a
- Page 70 and 71: Gittikçe artan bir biçimde Hoffma
- Page 72 and 73: özellikleri, amaçları ve davran
- Page 74 and 75: olan inancı, yazılarının canlı
- Page 76 and 77: kuralların çatışması ile karş
- Page 78 and 79: alıyor. Eğer, bir an için gerekl
- Page 80 and 81: yalnızca ampirik bir sorundur. Kap
- Page 82 and 83: kendi çıkarlarını güden iki ya
- Page 84 and 85: kuramın gelişmesine en önemli ma
- Page 86 and 87: yalizmin bu amacı gerçekleştireb
- Page 88 and 89: kullanmışlardır. Bunlar da ulusl
- Page 90 and 91: Bu şekilde, çember, bir uluslarar
- Page 92 and 93: tıyormuş gibi bahsetmektedirler k
- Page 94 and 95:
Uluslararası politikanın incelenm
- Page 96 and 97:
da kullanılabilir. Uygulanan yönt
- Page 98 and 99:
33 İzleyecek olan sayfalardaki gü
- Page 100 and 101:
Bochenski, J.M. (1965). The Methods
- Page 102 and 103:
Keynes, John M. (n.d.). The General
- Page 104 and 105:
Singer, J. David, ed. (1968). Quant
- Page 107:
DÜNYA SİYASAL SİSTEMİGeorge H.
- Page 110 and 111:
şı karşıya kalacaklardı. Devle
- Page 112 and 113:
uçaklar savaşı daha etkili kılm
- Page 114 and 115:
yon'dan korkmak ingiltere'yi aynen
- Page 116 and 117:
tine geçmesi için gemlendiğini g
- Page 118 and 119:
Nükleer silahlar hiç olmazsa, Rom
- Page 120 and 121:
müyor mu? Eğer saldın ve savunma
- Page 122 and 123:
iki taraf da kontrolleri altındaki
- Page 124 and 125:
vaşmı izleyen yılların "revizyo
- Page 126 and 127:
İstilalar ve hükümet darbeleri k
- Page 128 and 129:
yüklüyor olabiliriz. Belki de sav
- Page 130 and 131:
kimlik kazandığı için mi oluyor
- Page 132 and 133:
slndan değişik roller oynarlar. J
- Page 134 and 135:
Burada ileri sürülen mantık, nü
- Page 136 and 137:
lamalar meydana getirebilirler. Şi
- Page 138 and 139:
atı toplumlarının "Sovyet Bloğu
- Page 140 and 141:
Ekonomik açıklamalar aranması do
- Page 142 and 143:
Bir anlamda bu söylenenler "çöz
- Page 144 and 145:
landa Cumhuriyet Ordusu) bu arzuyu
- Page 146 and 147:
Eğer bir dünya devletine gönüll
- Page 148 and 149:
hepsinin eşit biçimde yararlanaca
- Page 150 and 151:
önlemleri tanımlayabilir, ya da,
- Page 152 and 153:
Ülkeler arasındaki ticaret ilişk
- Page 154 and 155:
iktisadi karşılık beklediğini h
- Page 156 and 157:
Herz, John H. (1951). Political Rea
- Page 158:
Vernon, Raymond (1971). Sovereignty