Eğer yazara göre bunlar sistemin sonuçları ise, sadece birim ve etkileşimdüzeyinde değil de sistem düzeyinde unsurlar nerede bulunabilir 7Bu sorunun cevabı "hiç bir yerde"dir. Eğer, Rosecrance'm eserine, sistemsözcüğünü bir anlam taşıyacak biçimde uygulayacak olursak, şekil: 2'deçizdiğim çerçeveye onun sistemi demek gerekir.Rosecrance bir kuram geliştirmemiş, bunun yerine bir çerçeve çizmiştir.Tarihin belli bir çağında en önemli görülen faktörler, onun çerçevesineyerleştirlmiştir. Bunlar sistem dilini, etkileşmeleri ve sonuçları anlatmakiçin kullanılmıştır.Bundan başka, Rosecrance çerçevesini ulaştığı sonuçları tayin edecekşekilde inşa etmiştir. Yerleşmiş ve yeni görüşlerin hepsine ters olduğunainandığı gibi "buluşunu" da şöyle ilan ediyor: İç seçkinlerin güvensizlikleriuluslararası güvensizlik korelasyon gösteriyor (1963 s. 304-305). Bu korelasyon,anlaşılan pek yüksek değil. Rosecrance'a göre ne Napolyon ve nede Hitler bir "iç anayasa değişikliğinden" korkuyorlardı. Halbuki yine bukişiler Rosevrance'ın kapsadığı 220 jnllık dönemin en büyük "bozucuları''idiler. 1945-1960 döneminde güvensizlik içindeki seçkinler ile bağlantısızlarbloğu, Birleşmiş Milletler'in yanı sıra sistemin düzenleyicisi olarak biliniyordu(1963, s. 210-11, 266). Bununla beraber, varsayılan korelasyon ne kadaryüksek veya alçak olursa olsun, Rosecrance, aktörlerin davranışı uluslararasısonuçları etkiliyor demekten başka bir sonuca ulaşamıyor. Onunkurduğu çerçeve devletler için "bozucu" rolünü uygun görüyor; ama devletleraynı zamanda sistemin düzenleyicisi clarak da gösteriliyor. Çevreyalnızca fiziki olduğu ve sistem düzeyinde işleyen başkaca bir eleman tanımlamadığıiçin, uluslararası sistem yalnızca aktör gözü ile bakılan birimlertarafından yönlendirilecektir. 42Yukarıda gözlemler, çoğunlukla Rosecrance'm bir eleştirisi değil onunne yaptığının anlatılmasıdır. O kendi sisteminin öğelerini ortaya koyuyorve kendi deyimi ile "bu öğelerdeki değişikliklerin nasıl sistemdeki değişiklikleresebep olduğunu" göstermeğe çalışıyor. Kendisi bu çabalarına "sistematikampirik çözümleme (analiz)" adını veriyor. O'nun yaptığı ampirikve analitiktir. Ancak eğer sözcük düzenli bir yöntemin kullanıldığınıgöstermek için kullanılmıyorsa, hiç bir anlamda sistematik değildir, ziraparçalar bütün değişiklikleri oluşturmaktadırlar ve parçalardan hiç birisistemik düzeyde değildir. O'nun ifadesine göre, sistem değişikliği, istikrarve istikrarsızlık karşılıklı olarak baığmlı (Interdependent) değildirler.(1963, s. 220-232). Hiçbiri sistem düzeyinde sebep olamaz, çünki parçalarıniletişimi sonucu oluşan sistemler, Rosecrance tarafından kendisinin tarihçağlarının bitişi olarak görülmektedirler. 1789-1814 ve 1918-1945 dönemlerininsonuçları, örneğin, "iki kutupluluk"dur. Hiç kimse, iki kutupluluğun56
u çağların bütününü nitelendirdiğini düşünemez veya düşünmemelidir.Aksi halde, Napolyon koalisyonlara karşı savaşma durumunda kalıncaneden memnuniyet belirtmişti? O devrin siyaseti bir yandan koalisyonlarkurma ve devam ettirme diğer yandan koalisyonları bozma ve önleme çabasındanoluşuyordu, koalisyonlar savaş ortamı içinde kurulmuş ancakgüvenirlilikleri, hele ilk zamanlarda pek fazla olmamıştı. Rosecrance'nınbu çeyrek yüzyılların, iki kutuplu sonuçları diye adlandırıldığı şey onlarınpolitikalarını açıklayamaz. O'nun da amacı zaten bu değil. Sistem düzeyindesonuçlar, alt sistem düzeyinde nedenler buluyoruz.Rosecrance'ın yaklaşımı sistematik değil, indirgemecidir. Mamafihonun eserleri uluslararası politikada sistem yaklaşımının başlıca kullanımlarınınbirini temsil eder. O'nun çalışması bir kelime haznesi kaynağı vekarmaşık bir konuyu organize etmek üzere kullanılabilecek kategorileroluşturduğu için önemlidir. Geliştirdiği terimler ne kadar kullanışlıdır?Tarihle ilgili yazıları ne dereceye kadar iyidir? Kendisinin eseri bir sistemkuramı olmaktan çok, bu açılardan değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır.Özellikle başlardaki çalışmaları ile, Stanley Hoffmann, eski öğrencisiRosecrance'dan ayrılıyor. Hoffmann bir "uluslararası sistemi" "dünya politikasınıntemel birimleri arasındaki ilişki kalıbı" olarak tanımlıyor. Başkaşeyler arasında, "bu kalıp, büyük ölçüde dünyanın yapısı tarafındansaptanır" (1965, s. 90). Bu yapıyı sistem düzeyinde bir unsur olarak algılayanbir sistem kuramına doğru yönlenme demektir. Maalesef bu yapıo derece muğlak ve herşeyi içerir bir biçimde tanımlar hale geliyor ki,bütün özel anlamı kayboluyor. Bu, kazara oluşan bir talihsizlik değil,Hoffmann'ın yöntem ve amaçlarının kaçınılmaz bir sonucudur. Bunu izninizleaçıklayayım; birincisi, Hoffmann'ın görüşüne göre "uluslararasısistem hem bir analitik araç hem de bir kaziye (postulate)"dir. Analitikbir araç olarak ya da entellektüel bir plan olarak bakıldığında bu, bol vekarmaşık verileri organize etmeye yarayan bir yöntemdir. Sistemler soyutlanamazlar.Bir kaziye olarak sistem bir beyandır ve "yapay ve indiolmaksızın, keşfedilebilecek, aynı davranış kalıpları ve temel değişkenlervardır" demektir. Sistemler aynı zamanda gerçeklerdir ve bu anlayışHoffmann'ın eserlerine hakim fikirdir. Aşağıdaki bölüm kendi yöntemve beklentilerinin temel bir ifadesidir:Aynen siyasal bilimcilerin gerçek iç siyasal sistemleri (Hayali olanlardanfarklı olarak) inceledikleri jribi, Uluslararası politikanın ta»ihs3İ, sosyolojiside, tarihte doğan Uluslararası sistemleri incelemelidir.Kendisi, iç sistemin varlığına kesinlikle inanıyordu. Uluslararası sisteminvarlığını daha hipotetik durumda görüyordu. Uluslararası politikaaraştırmacısı daha büyük bir. gayretle gerçeği aşmalıdır.5T,
- Page 1:
ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL B
- Page 7:
ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜBu kitap, Han
- Page 11:
ULUSLARARASI İLİŞKİLER KURAMIKe
- Page 14 and 15:
Ibileceği olanağını öne sürm
- Page 16 and 17: Newton'un evrensel yerçekimi kuram
- Page 18 and 19: heveslileri olduğu halde varolan k
- Page 20 and 21: însan daima gelişmiş yöntemler
- Page 22 and 23: lında, bir kuram veya onun modeli
- Page 24 and 25: Kuramdaki değişiklikler, sözcük
- Page 26 and 27: şarılı olsa bile, hatırlanmalı
- Page 28 and 29: sındaki korelasyonu naklediyorlar.
- Page 30 and 31: yada olup bitenlerin sebebi olarak
- Page 32 and 33: iyi fırsatlar için dış ülkeler
- Page 34 and 35: Manifesto'da Marks ve Engels kapita
- Page 36 and 37: Eğer ima edilen sebebler ikna edic
- Page 38 and 39: manları massettikçe emperyalizm k
- Page 40 and 41: değiştikleri halde, kuramımı b
- Page 42 and 43: len değişiklikleri dikkatli bir
- Page 44 and 45: an, "itme" ilkesinin işlediği art
- Page 46 and 47: Uyacaktır." Bu unsurlar bazı geli
- Page 48 and 49: ceden kestirebilir miydik? Şu soru
- Page 50 and 51: yapıcı bir amaç için her araca
- Page 52 and 53: cesi olduğuna inanmakta; bazılar
- Page 54 and 55: gösterir, değişen siyasal liderl
- Page 56 and 57: kopmalarını zorlaştırmaktadır.
- Page 58 and 59: öğeyi hesaba katmak bizi uluslara
- Page 60 and 61: Yalnızca bu örneklerden bahsetmek
- Page 62 and 63: ların örgütlenme şeklinden de e
- Page 64 and 65: daki farklılığı etkiler (Waltz,
- Page 68 and 69: Bu tip bir bilim adamı, birimler a
- Page 70 and 71: Gittikçe artan bir biçimde Hoffma
- Page 72 and 73: özellikleri, amaçları ve davran
- Page 74 and 75: olan inancı, yazılarının canlı
- Page 76 and 77: kuralların çatışması ile karş
- Page 78 and 79: alıyor. Eğer, bir an için gerekl
- Page 80 and 81: yalnızca ampirik bir sorundur. Kap
- Page 82 and 83: kendi çıkarlarını güden iki ya
- Page 84 and 85: kuramın gelişmesine en önemli ma
- Page 86 and 87: yalizmin bu amacı gerçekleştireb
- Page 88 and 89: kullanmışlardır. Bunlar da ulusl
- Page 90 and 91: Bu şekilde, çember, bir uluslarar
- Page 92 and 93: tıyormuş gibi bahsetmektedirler k
- Page 94 and 95: Uluslararası politikanın incelenm
- Page 96 and 97: da kullanılabilir. Uygulanan yönt
- Page 98 and 99: 33 İzleyecek olan sayfalardaki gü
- Page 100 and 101: Bochenski, J.M. (1965). The Methods
- Page 102 and 103: Keynes, John M. (n.d.). The General
- Page 104 and 105: Singer, J. David, ed. (1968). Quant
- Page 107: DÜNYA SİYASAL SİSTEMİGeorge H.
- Page 110 and 111: şı karşıya kalacaklardı. Devle
- Page 112 and 113: uçaklar savaşı daha etkili kılm
- Page 114 and 115: yon'dan korkmak ingiltere'yi aynen
- Page 116 and 117:
tine geçmesi için gemlendiğini g
- Page 118 and 119:
Nükleer silahlar hiç olmazsa, Rom
- Page 120 and 121:
müyor mu? Eğer saldın ve savunma
- Page 122 and 123:
iki taraf da kontrolleri altındaki
- Page 124 and 125:
vaşmı izleyen yılların "revizyo
- Page 126 and 127:
İstilalar ve hükümet darbeleri k
- Page 128 and 129:
yüklüyor olabiliriz. Belki de sav
- Page 130 and 131:
kimlik kazandığı için mi oluyor
- Page 132 and 133:
slndan değişik roller oynarlar. J
- Page 134 and 135:
Burada ileri sürülen mantık, nü
- Page 136 and 137:
lamalar meydana getirebilirler. Şi
- Page 138 and 139:
atı toplumlarının "Sovyet Bloğu
- Page 140 and 141:
Ekonomik açıklamalar aranması do
- Page 142 and 143:
Bir anlamda bu söylenenler "çöz
- Page 144 and 145:
landa Cumhuriyet Ordusu) bu arzuyu
- Page 146 and 147:
Eğer bir dünya devletine gönüll
- Page 148 and 149:
hepsinin eşit biçimde yararlanaca
- Page 150 and 151:
önlemleri tanımlayabilir, ya da,
- Page 152 and 153:
Ülkeler arasındaki ticaret ilişk
- Page 154 and 155:
iktisadi karşılık beklediğini h
- Page 156 and 157:
Herz, John H. (1951). Political Rea
- Page 158:
Vernon, Raymond (1971). Sovereignty