kopmalarını zorlaştırmaktadır. İşbirliği sayesinde ortak çıkarların sağlanabilmesiolasılığı, bu çıkarların ne şekilde paylaşılacağı sorusunun devletlertarafından sorulmasına yol açmaktadır. Önlar "İkimiz de kazançlıçıkacak mıyız?" diye sormak yerine "Kim daha kazançlı çıkacak?" diyesormak zorunda kalmaktadırlar. Eğer beklenen bir kazanç meselâ ikiyebir oranında paylaşılacaksa, bir devlet kendi üstün kazancını ötekini yoketmekveya ona zarar vermek için kullanabilir. Hatta ikisi için de yüksekkazanç olasılığı, biri diğerinin bu arttırılmış gücünü nasıl kullanacağı hususundaendişe içinde olduğu sürece, işbirliği ortaya çıkarmaz. İşbirliğininönüne çıkan maniaların her ülkenin karakterinden ötürü de ortayaçıkmayabileceğine işaret etmek isterim. Bunun yerine güvensizlik ortamı—enazından, herbirinin diğerinin gelecekteki planları ve hareketlerihakkındaki kuşkusu— bunların işbirliği yapmalarının aleyhine çalışmaktadır.Her devletin kaderi, diğer devletlerin yaptıklarına karşı gösterdiğitepkiye bağlıdır. Bir çatışmanın güç ile yürütüleceği olasılığı gücün araçlarındave becerilerinde bir rekabete yol açmaktadır. Rekabet, rakiplerinbirbirlerine benzemesi eğilimini doğurmaktadır. Böylece Bismarck'ın 1866'-da Avusturya'ya ve 1870'de Fransa'ya karşı kazandığı şaşırtıcı zaferler,başlıca Avrupa ülkelerinin (ve Japonya'nın) Prusya askeri kurmay sisteminitaklit etmelerine sebep oldu ve Britanya ve Amerika'nın aynı yoluizlememeleri sadece onların rekabet alanı dışında olduklarını gösteriyordu.Çatışan devletler en geniş olanaklara sahip ve en yaratıcı ülkenin bulduğuaskeri yenilikleri taklit ederler ve böylece başlıca rakiplerin silahlarıve hatta stratejileri dünya çapında birbirine benzemeye başlar.Rekabetin etkileri sadece askeri alanla sınırlı değildir. Uluslararasısisteme uyma diye birşey de her zaman olmaktadır, ve dikkat ediniz kibu, kuralların kabulünden çok, sistemin sınırlamalarından ötürü olmaktadır.Bolşevikler iktidarlarının ilk yıllarında diplomasi kurallarını hiçesaydılar ve devrim vaızları verdiler. "Biz bu sisteme uymayacağız" diyorlardı.Bu tavır Trotsky tarafından pek güzel bir biçimde dile getirilmişti.Kendisine bir seferinde dışişleri bakanı olarak neler yapacağı sorulduğunda"bazı devrimci beyanatlar vereceğim sonra, dükkanı kapatacağım"demişti. (Von Lande, 1963, s. 235). Ancak, rekabetin geçerli olduğubir arenada bir taraf başkalarının yardımına gereksinme duyabilir. Siyasaloyunu oynamayı reddetme yokolma ile sonuçlanabilir. Sovyetler Birliği'nindiplomasisinde rekabetin baskıları hızla duyulmuştur. BöyleceLenin, 1922 Cenova konferansına dışişleri bakanı Çiçerin'i yollarken onaşu uyanda bulundu: "Büyük sözcüklerden kaçın" (Moore, 1950, s. 204).Basit üniformalı devrimciden çok, iyi giyimli geleneksel diplomata benzeyenÇiçerin uzlaşmaya varmak uğruna, alevlendirici konuşmalardan ka-46
çınmıştı. Uzlaşmayı ise öteki büyük güç ve ideolojik düşman Almanya ileyapmıştır.Devletlerin yakın olarak birbirlerinin yanında yer alması, başarılı faaliyetlerdebulunamamaktan doğan bir benzerlik doğurur. Sistemin birsonucu olan bu "benzerlik", sık sık, devlet davranışı diye kendisinden sözedilen şeye yorulmaktadır. Olası bir hareket sonucu, gerekli neden halinedönüşmek de bir kural oluşturur. Nedeninin bu yanlış yorumlanmasıkuramı bozmakta ve sistemin dinamiğinin görülmesini zorlaştırmaktadır.Nihayet, bizim kuram hakkındaki üçüncü genel önerimizle ilişkili olarak,güç dengesi kuramı devletlerin belli bir politikasını açıklamadığı içineleştirilmektedir. Kuramın, X devletinin niçin salı günü şöyle veya böyledavrandığını söylemediği doğrudur. Ancak ondan bunu beklemek genelyer çekimi kuramının dalından kopmuş bir yaprağın izlediği yolu açıklamasınıbeklemek gibi bir şey olur. Belli bir genellik düzeyinde olan birkuram, başka genellik düzeyinde olan şeylerle ilgili sorunları açıklayamaz;başka bir deyişle, herhangi bir kuram bazı konuları kapsar, bazılarınıkapsamı dışında bırakır. Güç dengesi kuramı devletlerin tek başına, eşgüdümsüzhareketlerinin sonuçları hakkında bir kuramdır. O, devletpolitikası hakkında bir kuram değil; çevresel kısıtlamalar ile ilgili birkuramdır. Bu çevre devletlerin hareketleri ve etkileşmeleri sonucu oluşmaktadır,ancak bu çevre aynen rekabet ekonomisindeki pazar gibi, birdevletin yalnız başına kontrol edemeyeceği bir güç haline dönüşmektedir.Çevrenin kısıtlamalarının doğru algılanması devletlerin beklenen reaksiyonlarıhakkındaki bazı ipuçları sağlamaktadır; fakat kuramın kendisibu reaksiyonları açıklayamaz. Bunlar sadece uluslararası zorunluluklaradeğil, aynı zamnda devletlerin kendilerine özgü özelliklerine de bağlıdır.Bir benzetme yaparsak, yalnız pazar hakkında bir kurama değil, aynızamanda onu oluşturan firmaların özellikleri hakkında da birçok bilgiyegereksinmemiz vardır.Bir devlet neye tepki göstermek zorundadır? Güç dengesi kuramı bizebu soru ile ilgili bazı genel fakat işe yarar cevaplar sunabilir. Bir devletnasıl tepki gösterecektir? Bu soruya cevap verebilmek için, bizi ilgilendirendevletlerin değerleri, gelenekleri, alışkanlıkları, fiziki kaynakları,liderlerinin üslubu ve örgütlenme biçimleri hakkında bilgimizin olmasışarttır.Güç dengesi kuramı, devletlerin ilgi alanları ve güdüleri hakkındaizahlar yapmaktan çok, varsayımlar yapar. Onun açıkladığı şey bütündevletler için geçerli olan kısıtlamalardır. Güdülerin ve kısıtlamaların birleşereknasıl politikalar oluşturduğunu anlamak için bilinmeyen öğenin,devletlerin kendi özelliklerinin, hesaba katılması gerekir. Bu bilinmeyen47
- Page 1:
ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL B
- Page 7: ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜBu kitap, Han
- Page 11: ULUSLARARASI İLİŞKİLER KURAMIKe
- Page 14 and 15: Ibileceği olanağını öne sürm
- Page 16 and 17: Newton'un evrensel yerçekimi kuram
- Page 18 and 19: heveslileri olduğu halde varolan k
- Page 20 and 21: însan daima gelişmiş yöntemler
- Page 22 and 23: lında, bir kuram veya onun modeli
- Page 24 and 25: Kuramdaki değişiklikler, sözcük
- Page 26 and 27: şarılı olsa bile, hatırlanmalı
- Page 28 and 29: sındaki korelasyonu naklediyorlar.
- Page 30 and 31: yada olup bitenlerin sebebi olarak
- Page 32 and 33: iyi fırsatlar için dış ülkeler
- Page 34 and 35: Manifesto'da Marks ve Engels kapita
- Page 36 and 37: Eğer ima edilen sebebler ikna edic
- Page 38 and 39: manları massettikçe emperyalizm k
- Page 40 and 41: değiştikleri halde, kuramımı b
- Page 42 and 43: len değişiklikleri dikkatli bir
- Page 44 and 45: an, "itme" ilkesinin işlediği art
- Page 46 and 47: Uyacaktır." Bu unsurlar bazı geli
- Page 48 and 49: ceden kestirebilir miydik? Şu soru
- Page 50 and 51: yapıcı bir amaç için her araca
- Page 52 and 53: cesi olduğuna inanmakta; bazılar
- Page 54 and 55: gösterir, değişen siyasal liderl
- Page 58 and 59: öğeyi hesaba katmak bizi uluslara
- Page 60 and 61: Yalnızca bu örneklerden bahsetmek
- Page 62 and 63: ların örgütlenme şeklinden de e
- Page 64 and 65: daki farklılığı etkiler (Waltz,
- Page 66 and 67: Eğer yazara göre bunlar sistemin
- Page 68 and 69: Bu tip bir bilim adamı, birimler a
- Page 70 and 71: Gittikçe artan bir biçimde Hoffma
- Page 72 and 73: özellikleri, amaçları ve davran
- Page 74 and 75: olan inancı, yazılarının canlı
- Page 76 and 77: kuralların çatışması ile karş
- Page 78 and 79: alıyor. Eğer, bir an için gerekl
- Page 80 and 81: yalnızca ampirik bir sorundur. Kap
- Page 82 and 83: kendi çıkarlarını güden iki ya
- Page 84 and 85: kuramın gelişmesine en önemli ma
- Page 86 and 87: yalizmin bu amacı gerçekleştireb
- Page 88 and 89: kullanmışlardır. Bunlar da ulusl
- Page 90 and 91: Bu şekilde, çember, bir uluslarar
- Page 92 and 93: tıyormuş gibi bahsetmektedirler k
- Page 94 and 95: Uluslararası politikanın incelenm
- Page 96 and 97: da kullanılabilir. Uygulanan yönt
- Page 98 and 99: 33 İzleyecek olan sayfalardaki gü
- Page 100 and 101: Bochenski, J.M. (1965). The Methods
- Page 102 and 103: Keynes, John M. (n.d.). The General
- Page 104 and 105: Singer, J. David, ed. (1968). Quant
- Page 107:
DÜNYA SİYASAL SİSTEMİGeorge H.
- Page 110 and 111:
şı karşıya kalacaklardı. Devle
- Page 112 and 113:
uçaklar savaşı daha etkili kılm
- Page 114 and 115:
yon'dan korkmak ingiltere'yi aynen
- Page 116 and 117:
tine geçmesi için gemlendiğini g
- Page 118 and 119:
Nükleer silahlar hiç olmazsa, Rom
- Page 120 and 121:
müyor mu? Eğer saldın ve savunma
- Page 122 and 123:
iki taraf da kontrolleri altındaki
- Page 124 and 125:
vaşmı izleyen yılların "revizyo
- Page 126 and 127:
İstilalar ve hükümet darbeleri k
- Page 128 and 129:
yüklüyor olabiliriz. Belki de sav
- Page 130 and 131:
kimlik kazandığı için mi oluyor
- Page 132 and 133:
slndan değişik roller oynarlar. J
- Page 134 and 135:
Burada ileri sürülen mantık, nü
- Page 136 and 137:
lamalar meydana getirebilirler. Şi
- Page 138 and 139:
atı toplumlarının "Sovyet Bloğu
- Page 140 and 141:
Ekonomik açıklamalar aranması do
- Page 142 and 143:
Bir anlamda bu söylenenler "çöz
- Page 144 and 145:
landa Cumhuriyet Ordusu) bu arzuyu
- Page 146 and 147:
Eğer bir dünya devletine gönüll
- Page 148 and 149:
hepsinin eşit biçimde yararlanaca
- Page 150 and 151:
önlemleri tanımlayabilir, ya da,
- Page 152 and 153:
Ülkeler arasındaki ticaret ilişk
- Page 154 and 155:
iktisadi karşılık beklediğini h
- Page 156 and 157:
Herz, John H. (1951). Political Rea
- Page 158:
Vernon, Raymond (1971). Sovereignty