27.06.2013 Views

LOZAN'DAN GÜNÜMÜZE BATI TRAKYA'DA AZINLIK EĞİTİMİ ...

LOZAN'DAN GÜNÜMÜZE BATI TRAKYA'DA AZINLIK EĞİTİMİ ...

LOZAN'DAN GÜNÜMÜZE BATI TRAKYA'DA AZINLIK EĞİTİMİ ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Azınlık eğitimi ve öğrenimi, bu mülteci sürüsünün düşünce tarzına,<br />

tavırlarına ve uygulamalarına göre olmuştur. Devlet, bu mülteci sürüsünün<br />

Batı Trakya Türklerine uyguladıkları bütün çağdışı eğitim ve öğrenim<br />

metotlarına hep göz yummuştur ve yardımcı olmuştur”. 144<br />

Bu dönemde Batı Trakya Türkleri, zaman zaman önemli sorunlarla karşı karşıya<br />

kalmışlardır. Yunanistan yönetimi, 1938 tarih ve 1366 sayılı kanunla, Türklerin toprak ve<br />

gayrimenkul satın almalarını yasakladı. Doğal olarak bu durum ile 1930 öncesinde Rum<br />

göçmenlerin zorla yerleşmesi sonucunda kamulaştırılarak Türklerden alınan malların eski<br />

sahiplerince geri satın alınması engellenmiştir. Bunlara, eğitimin Arap harfleriyle devam<br />

etmesinin özendirilip azınlığın Türkiye’deki reformlardan koparılmasını, 1946-1949 Yunan İç<br />

Savaşı sırasında komünistlerin yaptıkları eziyetleri de ilave etmek gerekir”. 145<br />

Türkiye, Lausanne Barış Andlaşması’nın ilgili hükümleri sonucunda Trakya ve<br />

Boğazlar yoluyla Akdeniz’e doğru uzanan kıyı şeridi boyunca ‘demirlitarize’ edilmiş<br />

bölgelere sahip idi ve bu durum onu İtalya’nın elinde bulunan Oniki Ada sebebiyle Roma’dan<br />

gelebilecek tehditlere karşı daha hassas davranmaya itiyordu. Trakya yöresinin de<br />

askersizleştirilmiş olması, ‘revizyonist’ Bulgaristan’ın bu bölgeden girişebileceği harekat<br />

ihtimali çerçevesinde Türkiye’yi huzursuz eden unsurlar arasındaydı. Benzer endişeler<br />

Yunanistan’da da mevcut idi; bir kere ekonomisini deniz ticaretine dayamak zorunda olan<br />

Yunanistan’ın Akdeniz’e ve batıda Adriyatik’e bakan uzun bir kıyı şeridi vardı; hem ithalatını<br />

hem de ihracatını deniz yoluyla gerçekleştiren Yunanlılar için de bir tehdit unsuru oluşturan<br />

İtalya ile uzlaşma yollarını aramak ve “ potansiyel saldırganla önceden anlaşmak” gibi bir ara<br />

formüle baş vurmak zamanın konjonktürü gereği idi. 1916 ile 1917 yılları arasında Kral<br />

Konstantin yönetimindeki Atina, İtilaf devletleri’nin deniz ablukasına maruz kaldığında<br />

yaşanan yokluk ve kıtlık henüz hafızalardan silinmemişti. İtalya’nın da böyle bir girişimde<br />

bulunmayacağını kimse garanti edemezdi. Kuzey sınırında ise Bulgaristan yer almaktaydı ki,<br />

Sofya yönetimi bir kısmı Yunanistan’da kalan Makedonya konusunda hiç de dostane<br />

davranmamakta, ayrıca kendisine Ege Denizi’ne açılabileceği kalıcı bir mahreç aramaktaydı.<br />

Atina ile Ankara yönetimlerini öncelikle İtalya’ya iten bu coğrafi, ekonomik ve stratejik<br />

144 Rıza Kırlıdökme, “Batı Trakya’da Türkçe ve Öğrenim-3” , Gündem, Sayı: 0396, 15.10.2004<br />

145 Öksüz, Batı Trakya…, s. 7<br />

61

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!