ESK‹ TÜRK EDEB‹YATINA G‹R‹fi: B‹Ç‹M VE ÖLÇÜ
ESK‹ TÜRK EDEB‹YATINA G‹R‹fi: B‹Ç‹M VE ÖLÇÜ
ESK‹ TÜRK EDEB‹YATINA G‹R‹fi: B‹Ç‹M VE ÖLÇÜ
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
4. Ünite - Eski Türk Edebiyat›nda Ölçü: Aruzla ‹lgili Temel Kurallar, Terimler ve Vezin Bulma Usulü<br />
Beytin düz yaz›yla dil içi çevirisi<br />
“Leylâ’n›n Mecnun’u, fiirin’in Ferhad’› varsa, sen de benim gibi bir âfl›¤›n oldu-<br />
¤u için övün.”<br />
Aç›klama: “Leylâ ile Mecnun” ve “Ferhâd ile fiirin” Do¤u edebiyatlar›nda iki<br />
aflk hikâyesinin kahramanlar›d›r.<br />
Beytin ikinci m›sra›ndaki “Leylî” Arapça bir sözcüktür ve aruza göre de¤eri iki<br />
kapal› hece (- -)dir. Kelimenin beytin vezniyle uyumlu hâle gelebilmesi için ikinci<br />
hecenin aç›k olmas› gerekir. Bu nedenle Leylî’nin ikinci hecesindeki “î” sesi vezin<br />
gere¤i k›salt›larak “i”de¤erine düflürülmüfl; bu ifllem sonucunda kelimenin aruza<br />
göre ses de¤eri bir kapal› bir aç›k hece (- .) olmufltur.<br />
Afla¤›daki beyitte de “sâkî” ve “Nâ’ilî” sözcüklerinin sonundaki “î” ünlüsünün<br />
zihafla k›sa ünlü de¤erine düflürüldü¤ü görülmektedir:<br />
Bir câm sun ey sâki-i meclis bize yoksa<br />
Hûn-› ciger-i Nâ’ili-i zâra ne minnet<br />
Nâ’ilî<br />
Beytin düz yaz›yla dil içi çevirisi<br />
“Ey meclisin içki sunan güzeli, bize bir kadeh sun. ‹nleyen, eziyet çeken Nailî’nin<br />
ci¤er kan›na ne minnet!”<br />
“Bakî”, “Emrî”, “Fuzulî” gibi sonu uzun ünlü ile biten mahlaslar›n, ayr›ca sonunda<br />
nisbet “î”si bulunan sözcüklerdeki “î”lerin fliirde ço¤u zaman aç›k hece de¤erinde<br />
kullan›lm›fl olmas› flairlerin bunu bir kusur olarak kabul etmediklerini gösterir:<br />
Örnek<br />
Bâkiye âb-› vaslun irmez ise<br />
Âtefl-i hecr ile yanar kül olur<br />
Bakî<br />
Zihâf›n bir baflka türü de vezin gere¤i bir kapal› bir aç›k hece de¤erindeki medli<br />
heceleri tek kapal› hece de¤erinde kullanmakt›r.<br />
Örnek<br />
Didi gördüm ol habîbin anesi<br />
Bir aceb nur kim günefl pervânesi<br />
Süleyman Çelebi<br />
Beytin düz yaz›yla dil içi çevirisi<br />
“O sevgili peygamberin annesi, ‘güneflin pervanesi oldu¤u bir nur gördüm’,<br />
dedi.”<br />
Beyitteki Arapça “nûr” kelimesi aruza göre bir kapal› bir aç›k (- .) hece de¤erinde<br />
medli bir hecedir. Beyitte vezin gere¤i zihafl›; yani, tek kapal› hece de¤erinde<br />
kullan›lm›flt›r.<br />
5. Tahfîf (=kasr): Vezin gere¤i fleddeli bir harfi fleddesiz okumak demektir. Bu<br />
yola daha çok “hadd”, “hatt”, “hakk”, “dürr” gibi sonu çift ünsüzle biten tek heceli<br />
kelimeler terkibe girdi¤inde vezin gere¤i baflvurulur.<br />
Örnek<br />
Çemende sun’-› Hak› gerçi her varak söyler<br />
Senün belî¤dür ammâ beyânun ey bülbül<br />
Münif Pafla<br />
“Tahfîf”in as›l anlam›<br />
“hafifletme, yükünü<br />
azaltma, kolaylaflt›rma;<br />
“kasr”›n as›l anlam› ise<br />
“k›sa olmak, k›sa<br />
kesmek”tir.<br />
107