ESK‹ TÜRK EDEB‹YATINA G‹R‹fi: B‹Ç‹M VE ÖLÇÜ
ESK‹ TÜRK EDEB‹YATINA G‹R‹fi: B‹Ç‹M VE ÖLÇÜ
ESK‹ TÜRK EDEB‹YATINA G‹R‹fi: B‹Ç‹M VE ÖLÇÜ
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
1. Ünite - Eski Türk Edebiyat›n›n Genel Özellikleri ve Baz› Temel Bilgiler<br />
Tasavvufun en önemli isimlerinden biri olan ‹bn Arabî’ye göre aflk, kullu¤un temeli<br />
ve özüdür. Sevgili ya da gerçek güzel tektir. An›lan her sevgilinin ya da güzelin<br />
ad› asl›nda o tek ve s›n›rs›z güzellik sahibini iflaret eder. Bu dünyadaki güzeller<br />
asl›nda gerçek ve tek mutlak güzellik sahibi olan Yarat›c›’n›n yans›malar›d›r. Dolay›s›yla<br />
bu güzellere duyulan aflk da gerçek de¤il, mecazîdir. Yarat›c›’ya duyulan aflk<br />
ise hakikidir. Bununla birlikte mecazî aflk da önemlidir. Çünkü mecaz insan› hakikate<br />
ulaflt›ran bir köprüdür. Örnek olarak Mecnun’un Leylâ’ya olan aflk› onu gerçek<br />
sevgiliye ulaflt›racak bir köprü, Leylâ da gerçek güzelin bir yans›mas›ndan ibarettir.<br />
“Bir tarafta zahit yar›n endiflesi çekerken, di¤er tarafta âfl›k ile sevgili ikilik<br />
perdesini y›rtarak birli¤e eriflti”, anlam›na gelen afla¤›daki beyit bu düflünceyi iflliyor.<br />
Yâr ile âfl›k ikilik perdesini k›ld› çâk<br />
Vahdete irdi dahi zâhid gam-› ferdâ çeker<br />
Hayalî<br />
‹lahî aflk› yaflayan sofiler, günlük dille ifade edilemeyecek ruh hâlleri yaflad›klar›n›,<br />
yaflad›klar› bu hâllerin ancak sembollere dayal› bir dil ve üslupla ifade edilebilece¤ini<br />
söylerler ve bu özellikte bir dil kullan›rlar. ‹lk dönem mutasavv›flar›<br />
düflüncelerini daha genifl anlat›m imkânlar› sundu¤u ve sözlerinin etkileyicili¤ini<br />
art›rd›¤› için fliirle dile getirmifller; böylece fliir ile tasavvuf aras›nda güçlü bir iliflki<br />
ortaya ç›km›flt›r. Bu iliflki zamanla fliir dili üzerinde de etkili olmufl, “âfl›k” ve “sevgili”<br />
tiplerinin bu düflünce sistemine uygun olarak biçimlenmesine yol açm›flt›r. Divan<br />
fliirinde tasavvufun belirgin bir etkisi vard›r. Bu etki yaln›zca fliirde birtak›m tasavvufî<br />
terimlerin ve kavramlar›n kullan›lmas›yla aç›klanacak kadar yüzeysel bir<br />
nitelik tafl›maz. Bu edebiyattaki fliir dilinin oluflumunda tasavvufî mecazlar›n önemli<br />
bir yeri oldu¤u için fliirin anlafl›lmas› ve yorumlanmas›nda tasavvufî bilginin rolü<br />
oldukça büyüktür. Dolay›s›yla fliir dilindeki mecazlar›n anlafl›lmas› büyük ölçüde<br />
tasavvufî bilgi ile mümkündür.<br />
Divan fliirinde tasavvuf etkisinin oluflmas›nda Ahmed Yesevî (öl.1166) ve onun<br />
dervifllerinin, Yunus Emre (öl.1320-21) ve izleyicilerinin ve Mevlânâ(öl.1273)’n›n<br />
büyük etkisi vard›r. Türk edebiyat›nda dinî-tasavvufî etki önce halk edebiyat› ürünlerinde<br />
görülmüfl, daha sonra bu etki yayg›nlaflm›fl ve Divan flairleri de fliirlerinde<br />
tasavvufu zengin bir ilham kayna¤› olarak kullanm›fllard›r.<br />
Bu fliirde aflk› ve gönlü esas alan kiflilerin karfl›s›nda gerçeklerin özüne inmeye<br />
çal›flmayan, her fleyi sürekli d›fl görünüflüyle de¤erlendiren ve “zâhid” ve “vâ’iz” gibi<br />
adlarla an›lan tipler vard›r. fiiirde tasavvuf yolunda olan kifliler ise genellikle<br />
“âfl›k” ve “rind” karakterli olarak görülürler ve di¤er grupla sürekli çekiflirler. Divan<br />
fliirinde “rind” ve “zâhid” çekiflmesini anlamak ancak bu çekiflmenin tasavvufla<br />
ba¤lant›s›n›n kurulmas›yla mümkündür.<br />
Zâhidâ mahbûb u meyden gel bizi men’ eyleme<br />
Biz ezelden bu yola rindâne gelmifllerdenüz<br />
Hayalî<br />
Tasavvuf, Divan fliirinin, hatta müflterek ‹slâmî edebiyat›n di¤er kollar› olan<br />
‹ran, Arap ve Urdu edebiyatlar›n›n dil ve üslûbunu da do¤rudan etkileyen, hatta<br />
belirleyen bir niteli¤e sahiptir. fiiirdeki “aflk”, “flarap”, “meyhane”, “sevgili” gibi unsurlar<br />
genellikle tasavvufun mecazl› diliyle kaleme al›nm›flt›r ve bu kavramlar sözlük<br />
anlamlar›ndan çok daha farkl› anlamlar› gösterirler. Dolay›s›yla tasavvufun mecazlarla<br />
yüklü dili ve kültürü göz önünde bulundurulmadan bu edebiyat ürünlerinin<br />
anlafl›lmas› zordur.<br />
23