ESK‹ TÜRK EDEB‹YATINA G‹R‹fi: B‹Ç‹M VE ÖLÇÜ
ESK‹ TÜRK EDEB‹YATINA G‹R‹fi: B‹Ç‹M VE ÖLÇÜ
ESK‹ TÜRK EDEB‹YATINA G‹R‹fi: B‹Ç‹M VE ÖLÇÜ
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
2. Ünite - Naz›m Biçimleri: Beyitlerden Oluflan Naz›m Biçimleri ve Dört M›sral› Naz›m Biçimleri<br />
özelli¤i de bu naz›m biçiminde her m›srada farkl› bir veznin kullan›labilmesidir.<br />
Ancak bir rübâ’îde kullan›lan farkl› vezinler ayn› gruptan olmak zorundad›r. Bu zorunluluktan<br />
dolay› bir rübâ’îde ahrem grubundan bir vezin kullan›lm›flsa, dört m›srada<br />
da ahrem, ahreb grubundan bir vezin kullan›lm›flsa dört m›srada da ahreb<br />
grubundan vezinler kullan›lm›flt›r (bk. Örnek 16). Türk edebiyat›nda en çok kullan›lm›fl<br />
rübâ’î vezinleri flunlard›r:<br />
Ahreb<br />
1. mef’ûlü mefâ’îlü mefâ’îlün fa’<br />
2. mef’ûlü mefâ’îlü mefâ’îlü fe’ûl<br />
3. mef’ûlü mefâ’ilün mefâ’îlün fâ’<br />
4. mef’ûlü mefâ’ilün mefâ’îlü fe’ûl<br />
5. mef’ûlü mefâ’îlün mef’ûlün fâ’<br />
6. mef’ûlü mefâ’îlün mef’ûlü fe’ûl<br />
Ahrem<br />
1. mef’ûlün fâ’îlün mefâ’îlün fâ’<br />
2. mef’ûlün fâ’îlün mefâ’îlü fe’ûl<br />
Rüba’î dört k›sa m›sradan ibaret bir naz›m biçimi oldu¤u için flair, söyleyece¤i<br />
sözü bu dört k›sa m›sra içinde söyleyip bitirmek zorundad›r. Bu nedenle de rübâ’î<br />
naz›m biçimiyle daha çok felsefî düflünceler ifade edilmifltir. Rübâ’îlerde farkl› konular<br />
da ifllenmifl olmakla birlikte gazelde oldu¤u gibi, sanat ve üslup kayg›s› bu<br />
naz›m biçiminde ifade edilmek istenen düflüncenin önüne geçemez. Bu dörtlüklerde<br />
genellikle ilk üç m›srada okuyucu söylenmek istenen düflünceye haz›rlanm›fl;<br />
son m›srada da bu düflünce etkileyici bir flekilde ifade edilmifltir.<br />
Divan edebiyat›n›n yetifltirdi¤i en ünlü rübâ’î flairi Azmîzâde Hâletî (öl. 1631)’dir.<br />
Türk edebiyat› Bat› edebiyat›n›n etkisi alt›na girdikten sonra Türk flairleri ünlü<br />
‹ranl› rübâ’î flairi Ömer Hayyam (öl. 1123)’›n rübâ’îlerini manzum olarak Türkçeye<br />
aktarmak d›fl›nda bu tarza fazla ilgi göstermemifllerdir. Bu dönem Türk flairleri içinde<br />
rübâ’î tarz›n›n en önemli flairi Yahya Kemal (öl. 1958)’dir.<br />
Rübâ’îlerde genellikle mahlas kullan›lmam›flt›r. Bir flairin yazm›fl oldu¤u rübâ’î<br />
say›s› fazla ise, bunlar divanlar›n sonunda kafiyelerinin son harflerine göre s›ralanm›flt›r.<br />
Örnek 16<br />
Afla¤›daki dört m›sra› da birbiriyle kafiyeli rübâ’î, rubâ’î-i musarra’ ya da terâne<br />
olarak adland›r›lm›fl olan rübailerdendir. Ayr›ca bu rübâ’înin her m›sra’› ahreb grubundan<br />
farkl› bir vezinle yaz›lm›flt›r. M›sralar›n vezinleri s›ras›yla mef’ûlü mefâ’ilün<br />
mefâ’îlün fâ’ / mef’ûlü mefâ’îlü mefâ’îlün fâ’ / mef’ûlü mefâ’ilü mefâ’îlün fâ’ /<br />
mef’ûlü mefâ’ilün mefâ’îlün fâ’d›r.<br />
Gördüm seni elden ihtiyârum gitdi<br />
Bakdum kadüne sabr u karârum gitdi<br />
Hâk oldum ü her yana gubârum gitdi<br />
El-k›ssa kapunda i’tibârum gitdi<br />
Fuzulî<br />
Rubâ’înin düz yaz›yla dil içi çevirisi<br />
Seni görünce elimden iradem; boyuna bak›nca da sabr›m karar›m gitti. Sonunda<br />
toprak oldum ve zerrelerim her yana da¤›ld›; k›sacas› kap›nda itibar›m gitti.<br />
69