16.07.2015 Views

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

teâlânın ismine yetişenler pek azdır. Çoğu, bu ismin zıllerinden bir zılle, birgörüntüye kavuşmuşdur. Önce, seyr ve sülûk ile, imkân mertebelerindengeçerek, sonra, bir zılle kavuşurlar. Yalnız cezbe yolu ile de bu isme kavuşulabilirise de, bunun kıymeti yokdur. Bu ismden dahâ yukarı yükselenlerpek azdır.Bir insanın hakîkati, onun te’ayyün-i vücûbîsine denildiği gibi, onunte’ayyün-i imkânîsine de denir. Bunları anladıkdan sonra, deriz ki:Muhammed Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, her insan gibi,Âlem-i halk ile Âlem-i emrden yapılmışdır. Onun Âlem-i halkının rabbi olanism-i ilâhî, alîm şânıdır. Âlem-i emrini terbiye eden de, alîm şânının bir bakımdanüstünde olan mertebedeki alîm ismidir. Hakîkat-i Muhammedî,alîm şânıdır. Hakîkat-i Ahmedî, alîm şânının üstünde olan ve bu şânın mebdeiolan ismdir. Bu ism, Kâ’benin de hakîkatidir. Âdem “aleyhisselâm” yaratılmadanönce, Resûlullahda bulunan Peygamberlik, hakîkat-i Ahmedî bakımındanidi. Hadîs-i şerîfde, (Âdem “aleyhisselâm” toprak ile su arasındaiken Peygamberdim) bildirilen bu Peygamberlik idi ki, Âlem-i emrde idi. Îsâ“aleyhisselâm” Kelime-tullah olduğu ve Âlem-i emr ile bağlılığı çok olduğuiçin, Resûlullahın geleceğini, Ahmed ismi ile müjdelemişdi. Îsâ aleyhisselâmın,(Benden sonra Ahmed isminde bir resûl geleceğini size müjdeleyiciyim)dediğini Saf sûresi haber vermekdedir. Dünyâya teşrîflerinden sonrakiPeygamberliği, hakîkat-i Muhammedîye bağlı idi. Belki de, iki hakîkatede bağlı idi. Rabbi ya’nî terbiye edicisi, yetişdiricisi olan da, hem bu şânve hem de şânın üstündeki mertebe idi. Bunun için, bu mertebedeki da’vet,önceki mertebedeki da’vetden dahâ kuvvetli olmuşdur. Çünki o mertebedekida’veti, yalnız Âlem-i emrde idi ve terbiyesi, yalnız (Rûhâniyân)a ya’nî rûhlarave meleklere idi. Bu mertebedeki da’veti ise, hem Âlem-i halkda, hemde Âlem-i emrdedir ve terbiyesi, hem maddeye, hem de rûhlaradır. Bu dünyâda,onun maddî tarafını melekî tarafından dahâ kuvvetli yaparak, insanlarlailgisi çoğaltıldı. Böylece, insanların fâidelenmeleri kolaylaşdırıldı. Allahüteâlâ, sevgili Peygamberine “sallallahü aleyhi ve sellem” insanlık tarafınıfazla açıklamasını emr buyurdu. Meselâ, Kehf sûresi, yüzonbirinci âyetindemeâlen, (Onlara söyle! Ben de sizin gibi insanım. Bana vahy olundu)buyuruldu. (Sizin gibi) buyurulması, insanlığını kuvvetli bildirmek içindir.Bu madde hayâtından Kâ’be hayâtına geçince rûhânî tarafı çoğaldı. İnsanlarabağlılığı azaldı. Dîne çağırmak nûrâniyyeti değişdi. Eshâb-ı kirâmdan“aleyhimürrıdvân” birkaçı buyurdu ki, (Resûlullahı defn işini bitirmeden,kalblerimizde değişiklik duyduk). Evet, öyle oldu. Çünki, görerek olanîmânları, görmeden olan îmâna döndü. İşleri, görmekden, işitmeğe kaldı. Oyüce Peygamberin “sallallahü aleyhi ve sellem” vefâtından bin sene geçdikdensonra, rûhânî tarafı öyle kuvvetlendi ki, insânî tarafını büsbütün örtdü.Âlem-i halkı, Âlem-i emr hâlini aldı. Bunun için, Âlem-i halkından olanlar,kendi hakîkatlerine döndüler. Hakîkat-i Muhammedî de yükselerek, hakîkat-iAhmedîye ulaşdı. İkisi birleşdi. Burada söylediğimiz iki hakîkat, onunÂlem-i halkının ve Âlem-i emrinin te’ayyün-i imkânîleridir. Te’ayyün-i vücûbîlerideğildir. Te’ayyün-i imkânî bu te’ayyün-i vücûbînin zılli, görüntüsüdür.Çünki te’ayyün-i vücûbî, yükselmez. İki te’ayyün-i vücûbî birleşmezler.Îsâ “aleyhisselâm” gökden inerek, âhır zemân Peygamberinin dînine uyun-– 248 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!