16.07.2015 Views

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

şurlar ve başkalarının kavuşmalarına da yardım ederler. Fenâ ve Bekâ ileşereflendirirler. Fârisî mısra’ tercemesi:Herkesin işini bitirmek için, birini seçer.Bu yolda yetişmek ve başkalarını yetişdirmek aks ile, uzakdan te’sîr ederekolur. Tâlib, yol gösteren Rehberine “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz”karşı kalbindeki muhabbet bağı ile, her ân onun gibi olmakdadır. Ondanaks eden, yayılan nûrlar ile temizlenir. Bunları anlamasına lüzûm yokdur.Nûrları saçan da, alan da bilmez. Güneş ışınları karşısında, her ân olgunlaşan,tatlılaşan karpuzun, bu değişikliğini bilmesine ne lüzûm vardır?Güneş de, karpuzu olgunlaşdırdığını bilmez. Evet, başka yollarda çabalayarakilerliyenlerin, bunu bilmesi lâzımdır. Eshâb-ı kirâmın yolu olanbizim yolumuzda, ilerlemeği ve çekip götürmeği bilmek hiç lâzım değildir.Bununla berâber, bu yolun sürücüsü gibi olan önderi, derin ilm ve çok ma’rifetsâhibidir. Bunun içindir ki, bu yüksek yolda, diriler ve ölüler, büyüklerve çocuklar, gençler ve ihtiyârlar, kavuşmakda müsâvîdirler. Hepsi, sevgibağları ile veyâ o ni’met sâhibinin kalbi ile çekmesi ile, isteklerinin sonunavarırlar. Bu, Allahü teâlânın öyle bir ihsânıdır ki, dilediğine verir. Allahüteâlâ, çok büyük ihsân sâhibidir.Sona varmış olanın bilgisi olmaz ise de, hârikalar, kerâmetler gösterir.Çok olur ki bunların hâsıl olması, kendi isteği ile değildir. Çoğundan haberibile olmaz. Herkes, Onun “rahmetullahi teâlâ aleyh” kerâmetlerini görür.Onun ise haberi yokdur. Sona ermiş olanda ilm yokdur demek, hiçbirhâlini bilmez demek değildir. Her birini ayrı ayrı inceden inceye bilmez demekdir.Bunu yukarıda kısaca bildirmişdik. Onun hidâyet nûru, mürîdlerinevâsıtasız olarak veyâ bir, yâhud birkaç vâsıta ile, onun yoluna bağlı kaldıklarımüddetçe akar. Onun yolunu değişdirerek, bozarak kirletirlerse [vereformlar, bid’atler yaparak yıkmağa başlarlarsa], feyz kesilir. Ra’d sûresininonikinci âyet-i kerîmesinde meâlen, (Bir millet, kendi işlerini bozmazsa,Allahü teâlâ da, onlara olan ni’metlerini değişdirmez!) buyuruldu. Nekadar çok şaşılır ki, tarîkatcılar yapdıkları değişiklikleri, reformları, bu yoludüzeltmek, olgunlaşdırmak sanıyorlar. Noksânlarını temâmlıyoruz diyorlar.Bilmiyorlar ki, temâmlamak ve olgunlaşdırmak, her câhilin yapacağıiş değildir. Birşey eklemek, her ahmağa yakışacak şey değildir. Fârisîbeyt tercemesi:Kıldan ince ma’nâlar var, kulağını eyle yakın!her kürsîde nutk çekeni, birşey bilir sanma sakın!Sünnetlerin nûrunu, bid’atlerin zulmetleri ile örtdüler. Resûlullahınmilletinin parlaklığını “alâ masdarihessalâtü vesselâmü vettehıyye” yeni yeniişlerin kirleri ile söndürdüler. Dahâ da çok şaşılır ki, birçokları, bu yenilikleri,bu reformları, güzel görüyorlar. Bid’atlere (Hasene) adını takıyorlar.Bu bid’atlerle, dîni yükseltiyoruz, islâmiyyetin noksânlarını temâmlıyoruzdiyorlar. Herkesin bu bid’atleri yapmasını körüklüyorlar. Allahü teâlâbunları doğru yola getirsin! Bilmiyorlar ki, din bu bid’atlerden önce kâmilolmuşdu. Allahü teâlânın ni’meti temâm olmuşdu. Allahü teâlâ, bu dindenrâzı olmuşdu. Mâide sûresinin üçüncü [3] âyetinde meâlen, (Bugün dî-– 341 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!