16.07.2015 Views

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

âberdi. Eğer hazret-i Emîr “radıyallahü anh” ile muhârebe edenlere kâfirveyâ fâsık denirse, dîn-i islâmın yarısı yıkılır. Zîrâ dîn-i islâmı dünyâyayayan, bizlere bildiren onlardır. O hâlde, onları ancak zındık, ya’nî dîn-i islâmıyıkmak için uğraşan kimse kötüler. O muhârebelerin, karışıklıklarınortaya çıkması hazret-i Osmânın “radıyallahü anh” şehâdeti ile başladı. Kâtillerdenkısâs istenmesi ile başladı. Talha ile Zübeyr “radıyallahü anhümâ”kısâs gecikdiği için Medîne-i münevvereden çıkdılar. Âişe “radıyallahü anhâ”de bu işde bunlarla berâberdi. Cemel muhârebesi, hazret-i Osmânın “radıyallahüanh” kâtillerine kısâs yapılmasının gecikdiği için oldu. Bu muhârebelerdeonüçbin kişi ve Talha ile Zübeyr “radıyallahü anhümâ” da öldürüldü.Mu’âviye “radıyallahü anh” sonradan Şâmdan işe karışdı, bunlarlabirleşdi. Sıffîn muhârebesi yapıldı. İmâm-ı Gazâlî diyor ki, bu muhârebelerhalîfe olmak için değildi. Hazret-i Emîrin “radıyallahü anh” hilâfeti başlangıcında,kâtillere kısâs yapılması içindi. Allâme İbni Hacer-i Mekkîhazretleri de, (Ehl-i sünnet böyle buyuruyor) diyor. Hanefî âlimlerinin büyüklerindenolan Ebû Şekûr-i Sülemî “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyorki, (Hazret-i Mu’âviyenin hazret-i Emîr ile muhârebesi hilâfet için idi “radıyallahüanhümâ”. Çünki, Peygamber “aleyhissalâtü vesselâm” ona, (İnsanlarınbaşına geçdiğin zemân, onlara yumuşak davran!) buyurmuşdu. Bunuişitdiği günden beri içinde hilâfet arzûsu uyanmışdı. Fekat, ictihâdındahatâ etmişdi. Hazret-i Emîrin “radıyallahü anh” ictihâdı doğru idi. Çünki,onun hilâfeti zemânı, hazret-i Emîrin “radıyallahü anhümâ” hilâfetindensonra idi. Bundan anlaşılıyor ki, karışıklığın başlaması kısâsın gecikmesi idi.Sonradan halîfe olmak fikri de, ortaya çıkdı. Her ne olursa olsun, ictihâdyerinde idi. Hatâ eden bir derece, doğru olan iki derece sevâb kazandı. Buişde, bize düşen en iyi yol, Peygamber efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem”Eshâbının “radıyallahü anhüm” kavgalarına karışmamalıyız. Bunlarıkonuşmamalıyız. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyuruyorki, (Eshâbım “rıdvânullahi aleyhim ecma’în” arasında olan işlere karışmayınız!)Yine buyurdu ki, (Eshâbım “aleyhimürrıdvân” konuşulurkendilinizi tutunuz!) ve bir hadîs-i şerîfde, (Eshâbım için Allahü teâlâdankorkunuz, Eshâbım için dil uzatmayınız!) buyuruldu.)İmâm-ı Muhammed Şâfi’î “radıyallahü anh” diyor ki: (Allahü teâlâ, ellerimizio kanlara bulaşdırmadığı gibi, biz de, dilimizi karışdırmıyalım). Bundananlaşılıyor ki, onlara hatâ etdi demek bile câiz değildir. Hepsi için hepiyi ve hayrlı söylememiz lâzımdır.Evet, alçak Yezîd inâdcı ve fâsık idi. Ona da la’net edilmemesi, Ehl-i sünnetin,kâfir bile olsa bir kişiye la’nete izn vermediği içindir. Ancak kâfir olaraköldüğü bilinen kimseye la’net câizdir demişlerdir. Ebû Leheb ve eşi gibi.Yoksa Yezîde la’net edilmemeli, demek değildir. Allahü teâlâyı veOnun Resûlünü “sallallahü aleyhi ve sellem” incitenlere dünyâda ve âhıretde,Allah la’net eylesin!Zemânımızda birçok kimse, hilâfet mes’elesini dillerine dolamışlar.Sözü evirip çevirip Eshâb-ı kirâm arasındaki muhârebelere getiriyorlar. Câhillerinyazdığı târîhleri okuyarak ve bid’at sâhiblerinin yalanlarına inanarak,Eshâb-ı kirâmın “aleyhimürrıdvân” çoğunu kötülüyorlar. Onlara lâyıkolmıyan şeylerle lekeliyorlar. Onun için, bu bakımdan bildiğim hakîkat-– 314 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!