16.07.2015 Views

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

dı. Aranılandan bilgi edinemedi. O mekânda, anlayamamak, anlamakdır.Bilmediğini söylemek, bilmekdir. Allahü teâlâyı bilmemek, şaşıp kalmak,Onu tanımakdır.TENBÎH: Yazılar arasında, Allahü teâlânın yerleşmesi veyâ Onda birşeyinyerleşmesi, Ona yaklaşmak anlaşılan kelimeler bulunursa, başkakelime bulunamadığı için olduğunu anlamalı. Böyle sözleri, Ehl-i sünnetâlimlerinin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” bildirdiklerine uygunolarak anlamalıdır.MA’RİFET 10: İnsan, (Âlem-i sagîr)dir. İnsandan başka olan herşey(Âlem-i kebîr)dir. Âlem-i sagîr ve Âlem-i kebîr, Allahü teâlânın ismlerininve sıfatlarının görüntüleridir. Zâtındaki kemâllerin ve şü’ûnün aynalarıdır.Âlemler kapalı bir hazîne idi. Gizli bir defîne idi. Bunları meydânaçıkarmak diledi. Toplu iken açmak, yaymak istedi. Aslını göstermek için,özünü belli etmek için, âlemi yaratdı. Âlemin, kendi yaratanı ile biricik bağlılığı,Onun mahlûku olmasıdır. Başka hiçbir ilgisi yokdur. Onun büyüklüğünü,yüksekliğini, kemâllerini göstermekdedir. Bundan başka bağlılıksöylemek, meselâ birleşmek, benzemek, etrâfını kuşatmak, berâber olmakgibi sözler, hep sekrden ve hâllerin kaplamasındandır. Hâlleri doğruolan büyükler “rahmetullahi aleyhim ecma’în”, sekrden kurtulmuş, sahve,şü’ûra kavuşmuşlardır. Böyle şeyler söylemezler. Söylemiş iseler, tevbe veistigfâr ederler. Yolda ilerlerken, bunlardan birçoğuna böyle bilgiler hâsılolur ise de, nihâyete kavuşunca, bu bilgiler yok olur. İslâmiyyete uygun olanledünnî bilgiler ihsân olunur. Bunu iyi anlatabilmek için, şöyle benzetebiliriz:Fen sâhibi, derin bir âlim, bilgilerini, fenlerini dışarı çıkarmak, anlatmakisterse, harfler ve sesler kullanır. Bu harflerin ve seslerin içinde bilgileriniortaya döker. Bu harfler ve sesler, bilgileri göstermekdedir. Âlimlehiçbir bağlılıkları yokdur. Yalnız, âlim bu harflerin sâhibidir. Bunlar da,onun yüksekliğini gösteren işâretlerdir. Harflere ve seslere, âlimin kendisidir,yâhud bilgilerin kendisidir denemez. Harfler ve sesler, bu bilgileri kaplamışdır,berâberdir gibi şeyler de söylenemez. Bilgiler, âlimin kafasındaolduğu gibidir. Hiçbir değişikliğe uğramamışlardır. Evet, harflerle sesler,bunları göstermekde, bunlar da onlar ile gösterilmekdedir. Bu kadarcık bağlılık,aslı olmıyan birkaç şey hayâle getirir. Bu şeylerin âlimle ve bilgilerlehiçbir ilgisi yokdur. Bu harfler ve sesler dışarda vardırlar, âlim ve onunbilgileri dışarda vardır, harfler, sesler ise, vehm ve hayâldir demek yanlışdır.Bunun gibi (Mâ-sivâ) adı da verilen âlem, dışarda vardır. Bu varlık, birgörüntü ve asla bağlı olan bir varlık ise de, dışarda vardır. Âlem vehm vehayâldir demek yanlışdır. Eski Yunan felsefecilerinden Sofistâî denilen birkaçıböyle söylemişdir. Böyle söyliyenlerin, âlem için bir hakîkat vardır demeleri,âlemi vehm ve hayâl olmakdan kurtarmaz. O zemân, hakîkat varolmuş olur, âlem değil. Çünki, âlemi o hakîkatden başka bilmekdedirler.[Allahü teâlâdan başka herşeye, ya’nî her mahlûka, (Âlem) veyâ (Mâsivâ)denir].TENBÎH: Âlemin ismlere ve sıfatlara ayna olması demek, ismlerin vesıfatların sûretlerine, görüntülerine ayna olması demekdir. Âlem, ismlerinve sıfatların kendilerine ayna değildir. Çünki ism de, ismin sâhibi gibi, hiç– 439 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!