16.07.2015 Views

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

272İKİYÜZYETMİŞİKİNCİ MEKTÛBBu mektûb, mîr seyyîd Muhibbullah-i Mankpûrîye yazılmışdır. Îmân-ıgaybın îmân-ı şühûdîden üstün olduğu ve tevhîd-i şühûdî ile tevhîd-i vücûdîbildirilmekdedir:Önce, Allahü teâlâya hamd ve Resûlüne salât ederim! Kıymetli kardeşimseyyid mîr Muhibbullah! Biliniz ki, Allahü teâlânın var olduğuna ve sıfatlarına,gaybden, görmeden inananlar, Peygamberlerdir ve onların Eshâbıdır“aleyhimüssalevâtü vetteslîmât”. Geriye tâm dönmüş olan Evliyâda, çok az, hem de pek çok az sayıda olup, Eshâb-ı kirâm gibidirler. Âlimlerve bütün mü’minlerin îmânları da, gaybdan îmândır. (Uzlet), ya’nî yalnızyaşıyan Velîlerin ve (Işret) ya’nî insanlar arasına karışmış Velîlerin îmânlarıise, îmân-ı şühûdîdir. Işretde olan tesavvufcular da geriye dönmüşdürler.Fekat, tâm dönmüş değildirler. Bâtınları, yukarıya bakmakdadır. Zâhirleri,ya’nî bedenleri halk arasında, bâtınları ise Hak teâlâ iledir. Bunlarınîmânı, bunun için, hep îmân-ı şühûdîdir. Peygamberler “aleyhimüssalevâtüvetteslîmât” geriye tâm dönmüşlerdir. Zâhirleri ile de, bâtınları ilede, insanları Allahü teâlâya çağırmakdadırlar. Bunların îmânları, bunun için,gaybden ya’nî görmeden inanmakdır. Ba’zı kitâblarımda yazılı olduğu gibi,geri dönmüş olmakla birlikde, yukarıya bağlı kalmak bir kusûrdur. Sonavarmış olmamakdır. Tâm olarak geri gelmek, en sona varmış olmağı gösterir.Tesavvufcular, iki tarafa da bağlı kalmağı üstünlük sanıyorlar. Teşbîhile tenzîhi kendinde toplıyanları yüksek biliyorlar. Fârisî mısra’ tercemesi:Onlar, onlardır, ben de böyleyim yâ Rab!Peygamberler “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” da’vet makâmından ayrılıpda, bâkî olan âhıret âlemine girince ve geri dönmekle yapdıkları vazîfeleritemâm olunca, (Refîk-ul-a’lâ) diyerek, tâm olarak Allahü teâlâyadönerler. Yakınlık mertebelerinde ilerlerler. Arabî beyt tercemesi:Ni’mete kavuşanlara âfiyet olsun,Zevallı âşık, birkaç damla ile doysun!Bu fakîre göre “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz” üstünlük, yükselirkençokluğun [mahlûkların] hepsini unutmakdır. Hattâ, Allahü teâlânın ismlerinive sıfatlarını da unutmakdır. Bâtının, Allahü teâlânın zâtından başkabirşeyi görmemesidir. Sonra, olan olur. Geri inerken de, yalnız çokluğu görmekdir.Her mü’min gibi, o da mahlûklardan başka birşey görmemelidir.İbâdet etmekden ve insanları Allahü teâlâya inanmağa ve emrlerine uymağaçağırmakdan başka birşeyle uğraşmamakdır. Bu da’vet işini bitirip, bufânî âlemden ayrılınca, bütün bütün Allahü teâlâya dönmekdir. Îmân-ı gaybdenkurtulup, îmân-ı şühûdîye kavuşmakdır. İşitdiklerini önünde bulmakdır.Bu, Allahü teâlânın öyle bir ni’metidir ki, ancak dilediğine verir.Onun ihsânları pekçokdur. Yarıda kalmış olanlar, tâm dönmeği noksânlıksanır. Bâtının Allahü teâlâya dönmesini, insanları da’vet etmek ve yükseltmekiçin onlara dönmesinden dahâ üstün bilirler. Hâlbuki, insanlara dönen,– 387 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!