16.07.2015 Views

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Doğru yolu bulamıyanlardan bir kısmı da, kendilerini maksada ermiş sanarakve kavuşduklarını hayâl ederek, şeyhlik yapmakda, herkese yolgöstermeğe kalkışmakdadırlar. Kendileri bozuk oldukları için, bu yolauygun olan çoklarını da bozmakdadırlar. Sohbetleri, kalbleri karartdığı için,tâliblerin isteklerini, çalışmalarını yok etmekdedirler. Kendileri sapıtdıklarıgibi, başkalarını da, doğru yoldan sapdırmışlardır. Kendileri yıkıldıklarıgibi, başkalarını da yıkmışlardır.Kemâle geldiğini, kavuşduğunu sanmak, sülûk yapmamış meczûblarda,cezb edilmiyen sâliklerden dahâ çok olmakdadır. Çünki, mübtedîdeki ve müntehîdekicezbeler, görünüşde ortakdır. Aşk ve muhabbetleri, görünüşdeeşiddir. İşin içyüzü böyle değildir. Hâlleri başkadır: Fârisî mısra’ tercemesi:Toprak başkadır, temiz âlem başkadır.Nefsin istekleri karışmış olan herşey bozukdur. Doğru yolda olanınher işi, Hak içindir. Bunu biraz sonra, inşâallahü teâlâ açıklıyacağız. Görünüşdekibu benzerlik ve bağlılık, yanlış hayâllere yol açmışdır. EbûBekr-i Sıddîkdan gelen yolda cezbe sülûkden önce olduğu için, bu yolda,sülûk ni’metine kavuşmamış olan meczûblarda, böyle hayâller ve bu gibivehmler çok olur. Bunlardan birçoğuna, cezbe makâmında, çeşidli hâllerhâsıl olur. Bir hâlden, başka bir hâle dönerler. Bunları, sülûk konaklarındailerlemek ve (Seyr-i ilallah) yolculuğu sanırlar. Bu değişmeleri görünce,kendilerini (Meczûb-i sâlik) bilirler.Bunun için, kısa aklımla düşündüm ki, cezbe ve sülûkün ne olduklarını,bu iki makâm arasındaki ayrılıkları, herbirinin, kendisini diğerinden ayırmağayarayan hâssalarını ve mübtedî ile müntehînin cezbleri arasındakifarkları ve tekmîl ve irşâd makâmlarının ne olduğunu ve bu makâma bağlıolan bilgileri yazayım. Böylece, doğruyu açığa çıkarayım. Yanlış olanlarınbozukluğunu göstereyim. Suçlular, beğenmeseler de, bu hizmeti yapmağa,Allahü teâlânın yardımı ile başladım. Doğru yolu gösteren ancakOdur. O, çok iyi bir sâhib ve çok iyi vekîldir.Bu mektûbda, iki maksadla bir hâtime vardır:Birinci maksadda, cezbe makâmındaki ma’rifetler bildirilmekdedir.İkinci maksadda, sülûk bilgileri vardır.Hâtimede, tâliblere çok lüzûmlu ve fâideli olan çeşidli bilgiler vardır.BİRİNCİ MAKSAD: Sülûkü bitirmemiş olan meczûblar, çok çekilselerde ve hangi yoldan çekilseler de, (Erbâb-i kulûb)dandırlar. Sülûk yapmadanve (Tezkiye-i nefs) olmadan, kalb makâmından ileri geçilemez. Kalbinsâhibine varılamaz. Onların çekilmeleri, kalbe olan çekilmedir. Onların sevgilerikendilerinden değildir, dışardandır. Kendileri içindir. Sevilen içindeğildir. Çünki bu makâmda, nefs rûh ile birleşmişdir. Zulmet, nûr ile biraradadır. Kalb makâmından kurtulmak ve kalbin sâhibine kavuşmak ve rûhunaranılana çekilmesi, rûh nefsden kurtulup aranılana dönmedikce ve nefsrûhdan ayrılarak kulluk makâmına inmedikce, olamaz. Bu ikisi, bir aradakaldıkca, (Hakîkat-i câmi’a-i kalbiyye) sağlamdır ve ayakdadır. Yalnız rûhunçekilmesi düşünülemez. Rûhun nefsden kurtulması ancak, sülûk konak-– 427 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!