16.07.2015 Views

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kurb, yakınlık ve şühûd vardır. Sonu ise, uzaklık ve mahrûmlukdur. Başkatarîklerde ise tersinedir. Yolların başkalığını buradan ölçmelidir ve buyüksek yolun büyüklüğünü anlamalıdır! Çünki kurb ve şühûd ve tatlılık vekazanç, uzaklığı ve ayrılığı gösterir. Uzaklık, başarısızlık, tatsızlık ve kavuşamamakise, yakınlığın çokluğunu bildirir. Anlıyan anlar. Bu gizli bilgi, şukadar açılabilir ki, hiç kimseye kendinden dahâ yakın birşey yokdur. Kendisinekarşı, kurb, şühûd, lezzet, birşey bulmak gibi kazançları yokdur. Bunlarıbaşkasına karşı kendinde bulur. Aklı olana, bu kadar işâret yetişir.5- Bu yolun büyükleri, ahvâli ve mevâcîdi, ahkâm-ı islâmiyyeye uydurmuşlardır.Zevkleri, ma’rifetleri, din bilgilerinin hizmetçileri yapmışlardır.İslâmiyyetin nefîs cevherlerini, çocuklar gibi, vecd ve hâl, ceviz ve cam parçalarıile bir tutmazlar. Tesavvufcuların, aslı olmıyan sözlerine aldanmazlar.İslâmiyyete uymıyan ve sünnet-i seniyyeye sarılmıyan kimselerde hâsılolan, âdet dışı hâlleri beğenmezler ve istemezler. Bunun için şarkı, çalgıve raks, dans için izn vermezler. Yüksek sesle zikr etmeğe bile cevâz vermezler.Hâlleri, kazançları devâmlıdır. Vaktleri değişmez. Başkalarınaşimşek gibi çakıp geçen, Zât-i ilâhînin tecellîleri, bunlara her ândır. Çabukyok olan huzûra hiç kıymet vermezler. Onların makâmları, kazançları, huzûrların,tecellîlerin çok üstündedir. Buna yukarıda işâret etmişdik. HâceUbeydüllah-i Ahrâr “kuddise sirruh” hazretleri buyurdu ki, (Bu silsile-i aliyyeninbüyükleri “kaddesallahü teâlâ esrârehüm” gösteriş yapanlara, hoplayıpzıplayanlara benzemezler. Onların kazançları büyükdür).6- Bu yolda, yol göstermek, bilmek ve öğretmekle olur. Külâh vermekleve babadan oğula kalmakla olmaz. Başka tarîklerde böyle olmakdadır.Hattâ son zemânlarda pîrlik ve mürîdlik yalnız külâh giydirmekle ve babadankalmakla olur diyorlar. Bunun içindir ki, birden ziyâde üstâd olmaz diyorlarve yolu öğretene mürşid diyorlar. Onu pîr, ya’nî şeyh bilmiyorlar. Pîrelâzım olan edebi, saygıyı ona göstermiyorlar. Böyle yapmaları, çok câhiloldukları ve yetişmemiş oldukları içindir. Bilmiyorlar ki, onların büyükleri,yolu öğretene de, sohbetle yetişdirene de üstâd demişlerdir ve birdençok üstâd olabilir demişlerdir. Hattâ, kendi üstâdı hayâtda iken de, başkayerden dahâ çok istifâde edeceğini anlıyan bir kimse, ikinci bir üstâda gidebilir.Fekat, birincisini kötülememek şartdır. Behâüddîn-i Buhârî “kaddesallahüteâlâ sirrehül’azîz”, bunun câiz olduğunu göstermek için, Buhâraâlimlerinden, doğru fetvâ almışdır. Evet, birinden irâdet hırkası almış ise,başkasından irâdet hırkası almaz. İkincisinden, bereketlenmek için hırkaalabilir. Fekat buradan, ikincisine hiç gidemiyeceği anlaşılmaz. Birincihırka-i irâdet alması ya’nî yoluna girmesi, başkasından öğrenmesi, üçüncüsününde sohbetinde yetişmesi câiz olur. Bu ni’metin üçüne de bir yerdekavuşursa büyük kazanç olur. Öğrenmesi ve sohbetde yetişmesi, birçokyerden olması da câizdir.Pîr, ya’nî şeyh ne demekdir? Pîr, isteyene, Allahü teâlânın yolunu gösterendir.Bu iş, öğretmekle başlar. Tarîkati öğreten, hem de islâmiyyeti öğretenbir üstâddır. Hırka veren, böyle değildir. Bunun için, öğreticiye karşıçok edebli olmak lâzımdır. Üstâd ismi, bunun hakkıdır.7- Bu yolda, riyâzet çekmek ve nefs-i emmâre ile cihâd etmek, ah-– 273 – Mektûbât Tercemesi: - F:18

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!