16.07.2015 Views

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

lüklerinden hiçbirine kavuşamıyacağını anlamalıdır.Rehberin işlerinden birini beğenmezse ve bundan kendini kurtaramazsa,karşı gelmiş olmıyacak bir yol ile, kendisinden bunu sormalı, inanmamışgörünmemelidir. Bu zemânda, doğru ile yanlış, iyi ile kötü birbirleri ilekarışıkdır. Rehberin ara sıra, islâmiyyete uymıyan birşey yapdığını görürse,kendisi bunu yapmamalı, iyi gözle bakarak, islâmiyyete uygun görmeğeçalışmalı, iyi tarafını aramalıdır. İyi ve uygun yerini bulamazsa, bu belâdankurtulmak için, Allahü teâlâya yalvarmalıdır. Üstâdının bundankurtulması için, ağlıyarak, düâ etmelidir. Üstâdının mubâh olan birşeyi yapmasındanşübheye düşerse, bu şübheye kıymet vermemelidir. Herşeyin sâhibiolan Allahü teâlâ, mubâh şeyleri yasak etmemiş, beğenmemezlik etmemişiken, başkası, kendiliğinden nasıl karşı gelebilir. Çok yer vardır ki,birşeyin dahâ iyisini yapmamak, yapmakdan dahâ iyi olur. Hadîs-i şerîfde“alâ sâhibihessalâtü vesselâm”, (Allahü teâlâ, azîmetle iş yapmayı sevdiğigibi, ruhsatla yapmayı da sever) buyuruldu. Mîr hazretlerinin kabz hâli,sıkıntılı hâli çok olduğu için, böyle zemânlarında, talebesi ile uğraşamayıpda, birkaç mubâh işle kendini avutmak isterse, buna karşı durmakdoğru olur mu? Abdüllah-i Istahrî hazretleri, böyle zemânlarında, av köpekleriile birlikde, ormana ava giderdi. Büyüklerden birçoğu da, böyle zemânlarda,simâ’ ve nağme dinlemekle kendilerini avuturlardı. Doğru yoldaolanlara ve Muhammed Mustafânın izinde gidenlere selâm olsun “aleyhive alâ âlihissalevâtü vetteslîmâtü etemmühâ ve ekmelühâ”!BİRİNCİ ARÎZAMerhûm büyük oğlu Muhammed Sâdık “aleyhirrahme” tarafından yazılanbirinci mektûb:Kölelerinizin en aşağısı Muhammed Sâdık, şerefli kapınıza bildirir ki, buradakilerinhâlleri, durumları, yüksek teveccühlerinizin yardımı ile, çokiyidir. Bedenlerimiz bir arada olduğu gibi, kalblerimiz de toparlanmış olarakyaşamakdayız. Çok zemândan beri, hizmetcilerinizi düşünüyor ve ayrılıksebebi ile üzülüyorduk. Bu satırların yazıldığı gün, meyân Bedreddîn gelerekâfiyetde olduğunuzu bildirdi. Bizleri sonsuz sevindirdi. Râhatlığa kavuşduk.Bunun için, Allahü teâlâya çok hamd olsun! Gönüllerimizin kıblesiefendim! Hâfız Burhâneddîn, Ramezân-ı şerîfin onüçüncü gecesiKur’ân-ı mecîdi hatm eyledi. Ondördüncü geceden beri, hâfız MuhammedMûsâ başladı. Her gece beş cüz’ okuyor. Yarın gece, ondokuzuncu gecesiolup, hatm edecekdir. Ramezân-ı mubârekin son onunda, hâfız Behâeddînhatm edeceğini söyledi. Hak teâlâ selâmet versin! Bir gece, terâvîh nemâzında,hâfız Kur’ân-ı kerîm okuyordu. Çok nûrlu bir makâm göründü. Sanki,Kur’ân-ı kerîmin hakîkatinin makâmı idi. Her ne kadar, bunu söyliyemezsemde, hakîkat-i Muhammedînin “aleyhissalâtü vesselâm” bu makâmın icmâli,ortası olduğu anlaşıldı. Sanki, büyük bir denizi, bir destiye doldurdular.Bu makâm, Muhammed aleyhisselâmın hakîkatinin tafsîli, yayılmışı,açılmışı idi. Peygamberlerin “aleyhimüsselâm” ve Velîlerin “kuddise sirruhüm”büyüklerinin çoğu, yaradılışlarındaki gücleri kadar, bu makâmdan birer parçapay almışlardı. Bizim Peygamberimizden “aleyhi ve alâ âlihissalâtü vesselâm”başkasının, bu makâmın bütününe kavuşduğu anlaşılmadı. Bu aşağı kö-– 509 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!