16.07.2015 Views

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

MEKTÛBÂT TERCEMESİ

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yük âlim, İbni Hacer-i Heytemînin “rahmetullahi aleyh” (Savâ’ık-ul-muhrika)kitâbından aldık. [Bu kitâb, 1404 [m. 1984] ve 1419 [m. 1998] senelerinde,İstanbulda da basdırılmışdır.]İmâm-ı Osmânın imâm-ı Alîden “radıyallahü anhümâ” yüksek olduğunagelince, Ehl-i sünnet âlimlerinin çoğu dedi ki: (Şeyhayndan sonra,[ya’nî Ebû Bekrden ve Ömerden sonra], müslimânların yükseği Osmândır.Ondan sonra, Alîdir “radıyallahü anhüm”.) Dört mezheb imâmlarımızda, böyle buyurdu. İmâm-ı Mâlik, Osmânın “radıyallahü anh” üstünlüğündenşübhe etdi, deniliyorsa da, (Şifâ) kitâbının sâhibi Kâdî Iyâd, (SonradanOsmânın “radıyallahü anh” üstün olduğunu söyledi) diyor. İmâm-ı Kurtubîde, (Doğrusu inşâallah budur) diyor. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfenin,(Ehl-i sünnetin alâmeti, Şeyhaynın üstünlüğüne inanmak ve iki dâmâdı sevmekdir)sözünden, iki dâmâddan birini, diğerinden üstün görmediği anlaşılıyordiyenler varsa da, bu fakîrin anladığına göre, İmâmın böyle söylemesinin,başka sebebi vardır. Ya’nî, iki dâmâdın “radıyallahü anhümâ” hilâfetlerizemânında, müslimânlar arasında karışıklık çıkmış, fitneler başlamışolduğundan, kalblerde soğukluk ve kırıklık olduğunu gören İmâm,iki dâmâdı sevmek kelimesini uygun bulmuş ve bunların sevgisine, Ehl-isünnetin alâmetidir demişdir. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe için Osmânın“radıyallahü anh” dahâ yüksek olduğunda şübheliydi, denilebilir mi?Çünki, Hanefî mezhebindeki âlimlerin kitâbları hep (Üstünlük, hilâfetlerisırası iledir), yazısı ile doludur. Hulâsa, Şeyhaynın üstün olduğu kat’îdir.Osmânın, Alîden “radıyallahü anhüm” dahâ üstün olması, bu kadar kat’îdeğildir. Fekat, Osmânın, hatta Şeyhaynın üstünlüğünü inkâr edenlere kâfirdemekden kaçınmalıdır. Bunları bid’at sâhibi ve doğru yoldan ayrılmışmüslimân bilmelidir. Çünki, âlimlerimizin bir kısmı bunlara kâfir dememişdir.Bunların hâli, alçak Yezîdin hâline benziyor ki, âlimlerimiz, ne olur neolmaz diye ona la’nete izn vermemişdir.Hulefâ-i râşidîni sevmemek yolu ile, Peygamber “sallallahü aleyhi ve sellem”iincitmek, imâm-ı Haseni ve Hüseyni “radıyallahü anhümâ” sevmemekyolu ile incitmek gibidir. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”buyurdu ki, (Eshâbımı incitmekde, Allahü teâlâdan korkunuz! Benden sonra,onları kötü bilmeyiniz. Onları seven, beni sevdiği için sever. Onlara düşmanlıkeden, bana düşmanlık etmiş olur. Onları inciten, beni incitir. Beniinciten de, Allahü teâlâya eziyyet etmiş olur ki, buna azâb eder). Ahzâb sûresi,elliyedinci âyetinde meâlen, (Allahü teâlâya ve Onun Peygamberine“sallallahü aleyhi ve sellem” eziyyet edenlere dünyâda ve âhıretde la’netolsun!) buyuruldu. Büyük islâm âlimi, Sa’deddîn-i Teftâzânî (Akâid-i Nesefiyye)şerhinde, (Bu üstünlük sırasında insâf etmelidir) diyorsa da, onunbu sözü, insâfsızdır ve şübhe etmesi yersizdir. Çünki büyüklerimiz diyor ki,burada üstünlük demek, sevâbları dahâ çok demekdir. İyilikleri, doğruluklarıile, herkese fâideli olmasının çokluğu demek değildir. Aklı olan, bunlarakıymet vermez. Sahâbe-i kirâm ve Tâbi’în-i ızâm, bize imâm-ı Alînin“radıyallahü anh” iyiliklerini gösteren, o kadar hâller ve hâdiseler bildiriyorki, başka hiçbir Sahâbîden bu kadar bildirmediler. Bununla berâber, yineonlar, üç halîfenin dahâ yüksek olduğunu bildirmişdir. Görülüyor ki, üstünolmağa sebeb, fazîletlerin, menkıbelerin çok olması değildir. Üstünlük– 376 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!