25.12.2014 Views

İş ve Meslek Danışmanlığı Eğitim Kitabına ... - Türkiye İş Kurumu

İş ve Meslek Danışmanlığı Eğitim Kitabına ... - Türkiye İş Kurumu

İş ve Meslek Danışmanlığı Eğitim Kitabına ... - Türkiye İş Kurumu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

üzerinde bıraktığı etkidir. Tepkiden elde edilen doyumun, davranışın tekrar edilme sıklığını artıracağını<br />

böylelikle uyarıcı-tepki ilişkisinin pekiştirildiğini belirtmiştir. Tatminsizlik durumunda ise kişi yeni alternatiflere<br />

yönelerek, yeni bir deneme-yanılma uyarıcı-tepki bağını güçlendirdiği <strong>ve</strong> pekiştirdiği yolundaki ilkesi” etki<br />

yasası olarak tanımlanmıştır. Ayrıca uyarıcı-tepki bağının, aynı uyarıcı <strong>ve</strong> aynı tepkinin birlikte tekrar tekrar<br />

ortaya çıkması ile güçleneceğine <strong>ve</strong> tepkide meydana gelecek bir azalmanın bu bağı zayıflatacağına ilişkin<br />

egzersiz yasası tanımını geliştirmiştir. Sonuç olarak Thorndike, ödül ya da başarının, ödüllendirilmiş<br />

davranışın öğrenilmesini arttıracağını; öte yandan ceza <strong>ve</strong> başarısızlığın, ilgili davranışı yineleme eğilimini<br />

azaltacağını belirtmiştir (Elden, 2003, s. 8).<br />

Davranışçı Yaklaşımın kurucusu John Watson, deneysel uygulamaları <strong>ve</strong> hayvan psikolojisi ilkelerini, insana<br />

uygulamak istemiştir. Ruh, bilinç gibi kavramlar gerçekliği olmayan <strong>ve</strong> eski yanlış felsefelerden kalma terimler<br />

olarak kabul etmiş <strong>ve</strong> bunları reddetmiştir. Bunun sonucunda insan davranışını, etki <strong>ve</strong> tepki açısından<br />

objektif şekilde gözlemlenebilen bir etkinlik olarak ele almıştır (Schultz <strong>ve</strong> Schultz, 2007). Bu bağlamda<br />

herhangi bir bebeği alıp, nasıl bir yetişkin olması isteniyorsa, o şekilde yetiştirebileceğini iddia etmiştir. Diğer<br />

bir ifade ile doğru ortam koşullarını sağlayarak, ebe<strong>ve</strong>ynlerin çocuklarının kişiliğini belirleyebileceğini öne<br />

sürmüştür. Watson’ın söz konusu iddiaları, ünlü filozof John Locke’un “boş levha” felsefesi ile benzerlik<br />

göstermektedir. Locke, insanın doğduğunda zihninin boş bir levha ya da temiz bir kağıt parçası gibi<br />

olduğunu, yaşanan deneyimlerin boş levhayı doldurarak karakteristik özellikleri oluşturduğunu belirtmiştir.<br />

Locke, doğuştan gelen özellikleri reddederek, çevrenin insan kişiliğini belirlediğini vurgulamıştır. Skinner<br />

(1971) ise, bir kişinin dünyaya göre davranmadığını, dünyanın kişiye göre hareket ettiğini ekleyerek,<br />

davranışçı yaklaşımın temel aldığı “adil <strong>ve</strong> mutlu bir çevre, adil <strong>ve</strong> mutlu bireylerin oluşmasına yardımcı olur”<br />

kabulünü desteklemiştir (McAdams, 2009).<br />

Davranışçılara göre çevre davranışı öğrenme yoluyla şekillendirmektedir. Bireylerin kişiliğini belirleyen ne<br />

öğrendikleri ile ilişkilidir. Bu süreçte bireyleri öğrenmeye moti<strong>ve</strong> eden etken ise haz alma <strong>ve</strong> acıdan kaçma<br />

isteğidir. Faydacılık felsefesi ile ortak yönleri olan davranışçılık, insanlara haz <strong>ve</strong>ren durum <strong>ve</strong> eylemleri iyi,<br />

acı <strong>ve</strong>ren durumları ise kötü olarak tanımlamıştır. Bu doğrultuda, öğrenmenin temel amacı, daha fazla haz<br />

almak <strong>ve</strong> daha az acı yaşamak olarak ifade edilmiştir (McAdams, 2009, s. 68). Nesnel bir bilim olmak için tüm<br />

ruhsal kavram <strong>ve</strong> terimleri reddeden davranışçı yaklaşım, davranışa neden olan <strong>ve</strong> davranışı takip eden<br />

uyarıcıları gözleyerek öğrenmeyi açıklamaya çalışmıştır. Davranışçılar için uyaran <strong>ve</strong> bu uyarana organizmanın<br />

<strong>ve</strong>rdiği tepki önemlidir. Uyaran ile tepki arasındaki etkileşimde zihinsel süreçler gözlemlenebilir olmadığından<br />

önem taşımamaktadır (Selçuk, 2001, s. 123).<br />

Davranışçı yaklaşımın öncelikli araştırma konularını; kaslarla ilgili hareketler, iç salgı bezi tepkileri gibi<br />

davranış <strong>ve</strong>rileri oluşturmuştur. Davranışın nesnel olarak incelenmesinin, belirli bir tepki öncesindeki<br />

uyarıcının tahmin edilmesine imkan <strong>ve</strong>receği iddia edilmiştir. Bu durum, davranışçılığın en önemli<br />

faydalarından biri olarak kabul edilmiştir. Yani uyarıcı-tepki ilişkilerinin tamamen tanımlanması sonucu, insan<br />

davranışı istenen şekilde yönlendirilebilecektir. Bunun sonucunda tepkiler için iki farklı sınıflandırma<br />

yapılmıştır. Birincisi, doğrudan gözlemlenebilir açık tepkiler <strong>ve</strong> iç organların hareketleri gibi örtük tepkilerdir.<br />

Örtük ifadesini kullanmasına rağmen, organizmanın içindeki hareketlerin çeşitli araçlarla gözlemlenebilir hale<br />

geleceğini vurgulamıştır. İkinci sınıflamada ise doğuştan gelen öğrenilmemiş tepkiler yani refleksler <strong>ve</strong><br />

öğrenilmiş tepkiler ifadelerini kullanmıştır (Schultz <strong>ve</strong> Schultz, 2007).<br />

Watson içgüdüler <strong>ve</strong> kalıtımla gelen yeteneklerin olmadığını ileri sürmüş <strong>ve</strong> yetişkinliğin çocukluk<br />

koşullanmalarının bir ürünü olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle öğrenme, davranışçı yaklaşımın en fazla<br />

odaklandığı konulardan biri haline gelmiştir. Öğrenme kuramlarının önemli bir kısmının davranışçı psikologlar<br />

291

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!