Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Yazar, Sonsuz Panayır’da cazın “dönemin ruhu”nu yansıttığı üzerinde ısrarla vurgu<br />
yapar. Caz müziği üzerine yapılan çalışmaların hemen hepsinde bu durumdan bahsedilir.<br />
Bunlardan biri, Türkiye’de cazın tarihini dikkate almasa da Göksoy’un Eleştirel Caz<br />
Tarihi adlı çalışmasındaki şu sözleridir: “Caz müziği 1920’lerin insanının taleplerine<br />
cevap <strong>ve</strong>rebilen bir tarzdı. Zaten Caz’ın ortaya çıkış nedenlerinden biri de insanların<br />
neşeli, cinsellik kokan yeni bir müzik biçimine olan gereksinimleriydi. [...] Caz müziği,<br />
her sanat dalında olduğu gibi, esas olarak gereksinimler sonucu ortaya çıkmıştır” (27-<br />
28). “Yolpalas Cinayeti’nde ‘Saksofonlu Cazbandlar” adlı bölümde, “caz” olarak anılan<br />
müzik türünün, her tür alafranga müziğine <strong>ve</strong>rilen genel ad olduğundan söz ederken<br />
yararlandığımız Gökhan Akçura’nın bu konu üzerine yaptığı araştırmalara bu bölümde<br />
de başvurulacaktır. Akçura’nın bu çalışmasının öne çıkan niteliklerinden biri de, caz<br />
orkestraları <strong>ve</strong> icra ettikleri müzik hakkında 1930’lu, 40’lı <strong>ve</strong> 50’li yıllarda çeşitli dergi<br />
<strong>ve</strong> gazetelerde yazılmış yazıları bir araya getirmiş olmasıdır. Türkiye’de caz tarihi<br />
üzerine yapılan az sayıda çalışmadan bir diğeri de Cumhuriyet’in Sesleri adlı derlemede<br />
yer alan, Murat Meriç’in “Türkiye’de Caz: Bir Uzun Serü<strong>ve</strong>n” adlı araştırmasıdır.<br />
Ivır Zıvır Tarihi-II: Gramofon Çağı adlı sözü edilen çalışmasının “Türkiye’de<br />
Caz Öncesi Caz” bölümünde, Akçura’nın İstanbul’un eğlence hayatında bir zamanlar<br />
moda olan cazbandlar hakkında aktardıkları içinde Refik Halid Karay’ın “Caz Faslı” adlı<br />
yazısında söyledikleri, Halide Edib’in bu eğlence anlayışını eleştirme biçimine<br />
benzerliği açısından önemlidir:<br />
Yirmi ayak merdi<strong>ve</strong>nle bir aydınlık bodruma girdik. Meşhur zenci<br />
musikisi burada çalınıyordu. O ne çan çan, o ne zırıltı, o ne zımbırtı idi...<br />
Herifin biri var kuv<strong>ve</strong>tiyle sahan kapaklarını vuruyor, diğer birisi kalın<br />
telli bir aletin üzerinden bütün hiddetile, kudurmuş gibi tırnak geçiriyor<br />
106