18.05.2013 Views

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

en az uğraştıkları iş ev hesapları, aile bütçeleridir” (10). İ. A. G.’nin bu yazısında<br />

sorunsallaştırdığı konu, şu söyledikleriyle özetlenebilir: “Tasarruf haftaları şüphe yok ki,<br />

güzel <strong>ve</strong> faydalı şeylerdir. Fakat asrî kadınlarımız için, Avrupalılaşmış ailelerimiz için<br />

tasarruf yıllarına, yahut yıllarca israf mücadelesine ihtiyaç bulunduğunu düşünmeliyiz.<br />

Kadın israfı, zararın katmerlisidir” (11). Görüldüğü gibi, Halide Edib’in Yolpalas<br />

Cinayeti’nde ele aldığı, gündelik hayatla ilgili konular, basında tartışılmakta olanlarla<br />

koşuttur. Olay örgüsünün geçtiği, hükümetin halkı yerli malların kullanımına teşvik<br />

etmek amacıyla geliştirdiği projelerin gündemde olduğu 1930’lu yılları ele alan yazarın,<br />

dönemin ekonomik koşullarıyla bir karşıtlık oluşturan <strong>ve</strong> cazbandlarla ilişkilendirilen<br />

İstanbul sosyetesini eleştirmesinde bu koşulların etken olduğu düşünülebilir.<br />

Buraya kadar, yazarın Yolpalas Cinayeti’nde İstanbul sosyetesini eleştirdiği<br />

unsurların merkezine yerleştirmesi dönemin ekonomik koşulları göz önünde<br />

bulundurularak ele alındı. Bu romanında, İstanbul sosyetesiyle caz orkestraları <strong>ve</strong> dansın<br />

ilişkilendirilmesinde ne gibi etmenlerin rol oynadığını anlamak için 1930’lu yıllarda<br />

müzik inkılâbının etkisiyle bu alanda oluşturulmaya çalışılan değişimi genel<br />

özellikleriyle bilmek gerek. Romanda “cazband”lar da İstanbul sosyetesinin “zenginlik<br />

göstergesi” olarak kabul ettikleri bir kültür ürünü olarak ortaya çıkar 1 . Asıl 1940’lı<br />

yılların gündelik hayatını konu edinen Sonsuz Panayır’da eleştirilen öğelerin merkezine<br />

yerleştirilen “cazband”ların, 1930’lu yıllarda Yolpalas Cinayeti’nde böyle bir bakış<br />

açısıyla ele alınmış olması anlamlıdır. Yazarın romanları bir arada okunduğunda, olay<br />

1 Bkz. Ekler, Resim 4. Özdamar’ın 1 Ocak 1930’a ait olduğunu belirttiği bu fotoğrafta görünen cazbandla<br />

ilgili yorumu şöyledir: “Egzotik giyimli bir cazbandın (Macar? Rumen?) önünde, bir grup müşteri poz<br />

<strong>ve</strong>rmek üzere toplanmış <strong>ve</strong> cazbandın hemen önüne bir masa atılmış! Fotoğrafçının <strong>ve</strong> fotoğrafın hâlâ özel<br />

bir yere sahip olduğu belli... Kim bilir, belki de cazbant çok özeldi?” (124).<br />

84

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!