Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
itibaren Yedigün dergisinde yayımladığı yazıları <strong>ve</strong> romanlarının yanı sıra her türde<br />
<strong>ve</strong>rdiği eserlerinde temelde tarihçi <strong>ve</strong> eğitmen kimlikleriyle etkin rol oynamış bir yazar<br />
olmasının önemi vurgulandı. Eserlerinde beliren tarihçi kimliğinin eleştirmenlerin,<br />
romanlarının tarihe kaynaklık ettiğini ileri sürmelerinde etken olabileceği ileri sürüldü.<br />
Bu önermelerden oluşan bu bölümde, Halide Edib’in son dönem romanlarında<br />
İstanbul’un gündelik hayatındaki değişimi yansıtma çabası sonucunda ortaya çıkan<br />
eserlerini nesnel bir tarihçi olarak ele almasının olanaksızlığı <strong>ve</strong>ya bu bağlamda, yazarın<br />
nesnelliğinden söz etmenin bizi sadece göreceli bir sonuca vardıracağı, buna karşın,<br />
Yolpalas Cinayeti, Sonsuz Panayır <strong>ve</strong> Âkile Hanım Sokağı’nın gündelik hayatın tarihinin<br />
<strong>ve</strong> birer simge olarak kullandığı kültür ürünlerinin bağlamlarının araştırılması <strong>ve</strong><br />
yeniden oluşturulması söz konusu olduğunda yararlı kaynaklar oldukları sonucuna<br />
varıldı.<br />
Halide Edib’in Yolpalas Cinayeti, Sonsuz Panayır <strong>ve</strong> Âkile Hanım Sokağı’nda<br />
İstanbul’un gündelik hayatında var olan, bugün anlamlandırmakta zorluk çektiğimiz<br />
kültür ürünleri ile ilgili söylediklerinin incelendiği “Halide Edib Adıvar’ın<br />
Romanlarında Kültür Simgeleri” adlı ikinci bölümde, yazarın bu üç romanında tekrar<br />
eden kültür ürünlerini birer simge olarak kullanarak, değişen iktidarla birlikte<br />
İstanbul’un gündelik hayatında görülen farklılaşmayı sorunsallaştırdığı ileri sürüldü. Bu<br />
bölümde, bu üç romanın İstanbul’un gündelik hayatına <strong>ve</strong> bu hayatın içerdiği kültür<br />
ürünlerine ilişkin pek çok unsur içerdiğinden, böyle bir çalışmanın kapsamı içinde her<br />
bir unsurun ele alınamayacağı belirtildi. Yazarın, neredeyse bütün romanlarında müziğe<br />
geniş yer ayırdığı, fakat Atatürk inkılâplarına bağlı olarak 1930’lu 40’lı <strong>ve</strong> 50’li yıllarda<br />
“alaturka” <strong>ve</strong> “alafranga” müzik türleriyle ilgili tartışmaları bu sözü edilen üç romanında<br />
ele aldığı belirtildi.<br />
141