18.05.2013 Views

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dönemlerin modası, büyük şehirlerdeki salonlarda düzenlenen alaturka konserlerine<br />

gitmekti. Münir Nurettin Selçuk, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses gibi<br />

isimler, sadece bu salonlarda değil gazinolarda da dinleyenlerine ulaşıyordu” (195).<br />

Romanlarında ele aldığı tarihsel dönem içindeki sanat akımları <strong>ve</strong> bilhassa talep gören<br />

müzik türleri üzerinde duran Halide Edib’in Yolpalas Cinayeti’nde olduğu kadar Sonsuz<br />

Panayır’da da, müzik tarihi üzerine yapılan çalışmalardan edindiğimiz bilgilere aykırı<br />

bir biçimde, özellikle “saksofonlu cazband”lar 1 üzerinde duruyor olması, bu kültür<br />

ürününü bir simge olarak kullandığı savımızı destekleyecek niteliktedir. Buna karşın,<br />

aynı yazıda, Meriç, aynı yıllarda “daha farklı mekânlarda dinlenen bir başka tür”ün caz<br />

olduğunu belirtir <strong>ve</strong> şöyle devam eder: “O yıllarda sadece Türkiyeli müzisyenleri değil<br />

yurtdışından gelen önemli caz ustalarını da canlı dinlemek mümkün oluyordu. Caz,<br />

radyoda da önemli bir yere sahipti. Özellikle Erdem Buri’nin yaptığı programlar, cazın<br />

Türkiye’de yaygınlaşmasını sağladı” (195). Bu söyledikleriyle Meriç, “asrîleşmek”<br />

amacıyla gerçekleşen inkılâplar sonucunda İstanbul, İzmir <strong>ve</strong> Ankara gibi büyük<br />

şehirlerde dinlenen müzik türleri arasındaki farklılıklar yoluyla yaşanan kültür<br />

karmaşasına dikkat çekmiş olur.<br />

Halide Edib, Yolpalas Cinayeti <strong>ve</strong> Sonsuz Panayır başta olmak üzere,<br />

romanlarına konu olarak İstanbul sosyetesini seçer. Günümüzde toplumsal tarih<br />

çalışmalarında “sosyete”nin fazla yeri yoktur. Bu durum, Yolpalas Cinayeti’nin<br />

Sacide’sinin evinde bir caz orkestrası eşliğinde <strong>ve</strong>rdiği partinin gerçeklikle ne derece<br />

örtüştüğünü anlamak açısından araştırmayı oldukça zorlaştırmaktadır. Fakat, az da olsa<br />

1 Bkz. Ekler, Resim 5. Ali Özdamar’ın “Beyoğlu turumuzun en şaşırtıcı görüntülerinden biri çıkıyor<br />

karşımıza: Bir genç kızla üç erkeğin oluşturduğu, amerikanvari bir cazbant! Biraz gecikmiş olarak<br />

1920’leri yaşıyormuş gibi görünen Beyoğlu’nda, bu kez 1930’lara ait, o yılların çağdaşı bir görüntüyle<br />

karşılaşıyoruz. Genç kızın, görmediğimiz dinleyicilere seslenmek üzere ağzına dayamış olduğu megafon<br />

bile, bu çağdaşlık duygusunu eksiltemiyor. Beyoğlu’nda, küçük küçük Amerikan esintileri hissediliyor”<br />

(74) sözleriyle sunduğu bu fotoğrafta “yerli” <strong>ve</strong> üstelik “saksofonlu” bir cazband ile karşı karşıyayız.<br />

90

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!